Book Reviews

Matematiğin Aydınlık Dünyası


Prof. Dr. Sinan SERTÖZ[1]

Bu kitap, 1994 yılında TRT’de yayınlanan belgeselden hareketle hazırlanmıştır.

Birbirinden binlerce kilometre ve yüzlerce yıl uzakta yaşamış insanlar ortak bir heyecanı taşımışlar ve aynı maceranın kahramanları olmuşlardır. İşte bu binlerce yıldır süren insanlığın ortak macerasının adıdır matematik.

Bu kitapta bu maceranın bazı kahramanlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini ve rahat hayatlarını bırakıp bu işlere neden soyunduklarını anlatmaya çalıştık.
” sözleri de aslında kitabın içeriğinin yazar tarafından ortaya konulan en net hâlidir.  

 Matematik

 

Akademik kariyeri ve bilgi birikimi bir kenara Sertöz’ün bu çalışması matematiğin karmaşık dünyasını en temel düzeyde ve matematiğe karşı özel ilgi duymayan kişilerde dahi heyecan uyandıracak şekilde sunuyor. Sohbet tadında sürdürülen anlatım bilginin doğruluğundan ödün vermeden ve akıcı olarak gerçekleştirilmiş. Birkaç saatte bitirebileceğiniz bu yazıların geri planındaki binlerce yıllık mücadeleyi düşününce aslında ne kadar faydalı bir çalışma ile karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsunuz. Ben kitabı keyifle okurken Albert Einstein’ın “eğer basitçe açıklayamıyorsanız yeterince anlamamışsınızdır” sözünü hatırladım.

Tabi kitabı da matematik kavramlarını açıklayan bir kaynak olarak görmemek gerektiğini belirtmek gerekir. Daha çok, matematiğin ürkütücü değil, aydınlık bir alan olduğunu ortaya kayan; hayatı sorgulayan, sorunlara çözümler arayan ve olaylara değişik bakış açısı ile yaklaşan kişilere hitap eden; bu yolda insanlık tarihine önemli katkıları olmuş bazı kişilerin kısa hayat hikâyelerine de yer veren bir eser. 

Benim kitaptan bazı notlarım ise şu şekilde:

  • Birçok insan için matematik, hayatını zehir eden derslerden, içine korku salan sınavlardan ve okulu bitirir bitirmez kurtulacağı bir kâbustan ibarettir. Bazıları içinse matematik, hayatı anlamanın ve sevmenin bir yolu olabilmiştir. Çünkü sevmenin yolu, her şeyde olduğu gibi, burada da anlamaktan geçer.
  • Matematiğin ilk eylemi sayı saymaktır. … Sayı saymak için önce parmakların kullanıldığını tahmin ediyoruz. … İlkel sayı sayma yöntemlerinden bir başkası da birçok sayıyı sadece 1 ve 2 kullanarak yazan bir sistem. … Sümercede 1 ve 2 ile “kadın” ve “erkek” aynı sembollerle gösteriliyor. 3 sayısı ise 1 ve 2’den çok sonra bulunuyor ve önemli bir çokluk belirttiği için kelimenin anlamı tamamen değişiyor.
  • Edison elektrik ampulünü bulduğu zaman bu tartışmasız büyük bir icattı. Kristof Kolomb, Yeni Kıtayı bulduğu zaman da bu tartışmasız büyük bir keşifti. Pisagor dik üçgen teoremini bulduğu zaman Edison’a mı yakındı Kolomb’a mı?
  • Dünyaya nasıl baktığımız, gördüğümüz şeylerin bize neler düşündürdüğü tamamen daha önce ne öğrendiğimize bağlıdır.
  • Matematik Antik Yunanca “matesis”, “ben bilirim” kelimesinden türetilmiştir.
  • Eskiden çakıl taşları kullanarak hesap yapılırdı. … 17. yüzyılda Newton ve Leibniz’in geliştirdiği hesap teknikleri o kadar güçlüydü ki her yerde bu teknikler kullanılmaya başlandı. İnsanlar yüzlerce yıldır beraber oldukları çakıl taşlarını atarken “Hiç olmazsa ismini tutalım” dediler ve geliştirilen bu hesap tekniğine Latince “çakıl taşı” anlamında “calculus” dendi.
  • Biz bilim adamları kumsalda çakıl taşları arayan çocuklar gibiyizdir. Eğer ben arkadaşlarımdan biraz daha fazla, biraz daha renkli çakıl taşları toplayabildiysem bunun nedeni dizlerime kadar suya girmeye cesaret edebilmiş olmamdır.” Sir Isaac Newton.

Ergun UNUTMAZ, 03/11/2013


[1] Prof. Dr. Ali Sinan SERTÖZ, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ziraat Grup Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. A.Ş., Yirmi sekizinci Baskı, Haziran 2012, Ankara.

Ayrıca, Sayın SERTÖZ’ün “Üniversite ve Hayat, Bir üniversite hocasının otuz yılının sonunda derlediği sözler”i de keyifle okuyacağınızı, kendinizden bir parça bulup değer verdiğiniz kişilerle de paylaşacağınızı düşünüyorum.