Economy

Piyasalarda Dip Arayışları

Bu kavram yeni olmadığı gibi eskiyecek gibi de durmuyor. Ancak dip kavramı, tanımın doğası itibarıyla sonradan anlaşılan ve (t-1 zamanında) geçilen bir bölgede dip oluştu dediğinizde ikinci bir dibin oluşup oluşmayacağını size garanti etmeyen bir formasyondur. Hatta ikinci düşüşün daha önce dip olarak nitelenen noktadan daha yukarıda mı daha aşağıda mı oluşabileceğine dair rasyonel bir kanıt da sunulamaz.



Tutarlı ve isabetli tahminler yapılabilir, ama ben genel olarak piyasaların öngörülemeyeceğine inandığım için dip arayışı yerine kademeli alım stratejisini tercih ediyorum. Bu bağlamda Mart ve Nisan ayında yaptığım alımlarda bir çok hisse senedinde bugün dip olarak nitelendirilen noktalardan alımlar da gerçekleştirdiğim için şanslı sayılırım. Diğer taraftan son bir haftadır yaptığım birkaç satış sonrası bu hisseleri tekrar aynı fiyattan yerine koyabileceğimi pek sanmıyorum.


Yine de dip konusunda ve bundan sonrası için finans çevresi neler düşünüyor bir bakalım. İlk grafik Financial Times’ta yayımlanmış bir makaleden. Ekonomik toparlanma senaryoları nasıl farklı şekillerde oluşabilir?’  sorusuna alfabenin farklı harfleri ile cevap verilmiş. V, U, W ve L hem en tanınanlar hem de muhtemel görünenler. Bunlara ek olarak, ekonomide döviz kurlarından bildiğimiz J Eğrisini andıran bir şekil ve sert bir hareketle ilk durumun üzerine çıkıp geri gelen Z şekli var. Burada olmayıp ilginç bulduğum bir diğer görüş ise harfler yerine kare kök tarzı matematiksel sembol önerileri. Ama bu kadar parasal genişleme ile bunun da çok geçerli olacağına ihtimal vermiyorum.

İkinci grafik ise Deutsche Bank tarafından yürütülen araştırmadan. Amerika Birleşik Devletleri  (ABD) için Gayrisafi Yurt İçi Hasıla değerini inceleyen çalışma, 2009 yılında dip oluşumunun zamana yayıldığını ve geniş bir V şeklinde toparlanma yaşandığına işaret ediyor. 2020 yılı için tahminler ise toparlanmanın U ya da L değil, V şeklinde olacak şeklinde. Daha ilginci ise bunun derin ve keskin bir şekilde gerçekleşeceği yönünde. Öncekilere göre çok daha çabuk ve derin bir dibe iniş, ardından da hızlı bir çıkış. 

Ancak ben, parasal genişleme ve kredi sistemi ile gerçekleştirilmeye çalışılan bir büyümenin yapısal sorunları kalıcı olarak çözemeyeceğini düşündüğüm için ikinci bir dip noktası daha yaşanacağını ve bunun ilk dibin üzerinde bir noktada oluşarak W şekline daha yakın ve zamana yayılacak bir düzeltme içereceği görüşündeyim. Bunun nedenlerini gerek FED gerekse ECB her fırsatta riskler başlığı altında dile getiriyor. Özellikle de likidite sıkışıklığı ve kötü krediler kaynaklı sorunlu bankalar, olası ikinci bir virüs dalgası ile birlikte Temmuz sonrası gündeme gelebilir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının yayımlamış olduğu Mayıs 2020 Finansal İstikrar Raporu ise biraz uzun, ama önemli bilgiler içeriyor. Her ne kadar çözüm önerileri ve olumlu beklentilere sıklıkla yer verilse de temel olarak risk, rapordaki şu cümleden çıkarılabilir: “Koronavirüs salgını küresel büyüme görünümünü belirgin ölçüde zayıflatırken, toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir.” 

Raporda dip arayışına uygun olarak aşağıdaki iki grafiği de paylaşıyorum. Sol taraftaki grafik, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için yıllık büyüme oranlarını göstermektedir. Sağdaki grafik ise ABD, AB, Japonya, Çin, Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkeler için İmalat Sanayi PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksini) ele almaktadır. 2009 krizinden geniş bir V şeklinde çıkıldığı ancak sonrasında düşüşler yaşandığı söylenebilir. PMI’daki sert düşüş benim açımdan bir soru işaretidir. Zaten merkez bankalarının bu derece yoğun müdahale ve destekleri başka türlü açıklanamazdı. Bir de buna tüketici güvenindeki duraklama eklenince iki kere düşünmekte zarar yok.

Son olarak Türkiye için de bir grafiğe yer vererek konuyu tamamlayalım. Türkiye İstatistik Kurumundan alınan Sanayi Üretim Endeksi ve Perakende Satış Hacim Endekslerine ait verileri, mevsim ve takvim etikilerinden arındırılmış olarak kullandım. 2010 yılının ilk ayından 2020 yılının Nisan ayına kadar olan süre için derlediğim verilerle oluşturulan grafik, düşüşün öncekilere göre ne kadar derin olduğunu göstermektedir. İyimser senaryoda, önümüzdeki aylarda 2016 ve 2018’deki gibi düzeltmeler görebiliriz. Ancak bunda dış ekonomilerin açılması, ticaret ve ihracat-ithalat tercihleri ile korumacılığın etkileri de hissedilebilir. O zaman da biraz daha uzun soluklu bir durgunluğun negatif sonuçları yaşanabilir. İyimser, ama aynı zamanda temkinli olmakta fayda var.   

Kazançlı yatırımlar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 04.06.2020


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *