-
Japonya ve Şirketler
Mayıs ayında JAPONYA – Kültür ve Yatırım başlığı altında kaleme aldığım yazıda neden bu ülkeye ilgi duyduğumu ve yatırım kararım için potansiyel gerekçelerimi kısmen belirtmiştim. O yazıda şirketlerden bahsetmesem de kitap, film ve dizi önerilerinde bulunmuştum, şimdi sıra eksik kalan bu yönü tamamlamakta. Japonya’nın ABD ve Avrupa piyasalarının gerisinde kalmasının Warren Buffett’ın da dikkatini çektiğini ve değer yatırımı kapsamında da oraya ciddi sermaye aktardığını biliyoruz. Buffett, Ağustos 2020’de 5 büyük şirkete 6 milyar dolarlık kaynak ayırmıştı. Bu yatırımlar iki yıldan kısa sürede 2 milyar doların üzerinde bir getiri sağladı ki bunlara kâr payı ödemeleri dâhil değil. Gösterge endeksin aynı dönemde yüzde 22 getiri sağladığını düşününce yüzde 30’un üzerinde bir getiri…
-
2021’den 2022’ye Portföy
Yeni bir yıla başlarken önce geçen senenin muhasebesini yapmayı ve performans analizi yürütmeyi bir disiplin bilirim. Bu anlamda da biten senenin işlemlerine bakarak hatalarımdan dersler çıkarmaya ve iyi yönlerimi güçlendirmeye çalışırım. Son olarak da önümüzdeki yıla ilişkin başta makroekonomik veriler, ardından da saygın kişi ve kurumların öngörülerini inceleyerek kendi yıllık planımı oluştururum. Bugünkü yazının konusu da bu sorulara kişisel portföyüm çerçevesinde yaklaşarak 2021 yılından 2022 yılına bir değerlendirme yapmaktır. Yazı biraz uzun olacak, o yüzden buyrun hemen başlayalım. 2020 yılının çalkantılarla ve beklenmedik olaylarla geçmesinin ardından 2021 yılının, 2020’nin tekrarı gibi olacağı görüşünü taşıyan bir grup olduğunu ve The Economist dergisinin 2021 özel sayısında şans faktörünün önem kazancağını düşündüğümü, zamanlama…
-
Türkiye Ekonomisi 2021
Küresel olarak 2022 yılında neler olabileceğine dair The Economist dergisinin The World Ahead 2022 özel sayısından yola çıkarak, kendi görüşlerimi de içerecek şekilde bir yazı serisi ve video hazırlamıştım. Her ne kadar doğrudan bahsetmesem de dergide öngörülen gelişmeler doğal olarak Türkiye için de bağlantılı düşünceler içermektedir. İkinci bir çalışma ise 2021’den 2022’ye Portföy başlıklı yazıydı. Burada da kişisel portföyüm kapsamında yatırım yaparken dikkat ettiğim hususları ve 2022 yılı planlamasında öne çıkabileceğini düşündüğüm sektörleri not etmiştim. Bana göre gelecek planları yapmadan önce geçmiş performansa bakmak gerekmektedir. Bu nedenle de orada seçilmiş borsa endekslerinin seyrini ve yatırım araçlarının getirilerini incelemiştim. Bu yazıda da 2021 yılında Türkiye ekonomisinde meydana gelen gelişmeleri grafikler üzerinden…
-
Borsa ve Dolar Korelasyonu
Yatırımlarımı yönetirken makro ve mikro düzeyde birçok değişkeni izlemek ve değişen şartlara göre kararlar almak durumunda kalıyorum. Makro düzeyde; ülke riskleri, büyüme, enflasyon, işsizlik ve para/maliye politikalarındaki gelişmeleri takip ederken mikro düzeyde; şirketlerin yatırım, kârlılık, satış ve maliyetlerinin seyri ile borç ve nakit dengesi gibi unsurlarını inceliyorum. Son dönemde Türkiye ekonomisi açısından önemli hareketlerin yaşanması ile kendi portföyümde de değişikler yaparak portföy büyüklüğünü önemli oranda azaltmıştım. Katıldığım toplantılar, sohbetler ve yayınlarda kişilerin olaya çok farklı bakabildiğine şahit oluyorum. Fikir çeşitliliği değerlidir ve saygı duyarım, sonuçta herkes kendi kararı ile hareket edecekse neticelerini de kendisi üstlenecektir. Ancak bazı bilgilerin temellerinin anlaşılmadan, veri dahi kullanmadan ve analiz yürütmeksizin mutlak doğrularmış gibi aktarılması…
-
Piyasa Analizleri ve Beklentiler 28
Aralık 2021 Kasım ayında öne çıkan gelişmeleri ve seçilmiş haber özetlerini Ekonomi Politika Strateji başlıklı yazımda aktarmıştım. Bu yazıda da söz konusu gelişmelerin Piyasa Analizleri ve Beklentiler raporu ile hem fiyatlamalardaki yansımalarına hem de Aralık ayında izleyebileceğim stratejilere değineceğim. Piyasalar açısından geçen ayın en önemli gelişmeleri Omicron varyantının getirdiği kapanma endişeleri ve hava yolu taşımacılığı sınırlamaları ile FED Başkanlığına ikinci kez seçilen Jerome Powell’ın enflasyonun “geçici” olduğu yönündeki söyleminden vazgeçmesiyle piyasalara gelen satışlar şeklinde sıralanabilir. Belirlenen politikaların uygulanmaya devam edilmesiyle, zaten uzun süredir değer kaybına uğrayan Türk lirasının Kasım ayında aşırı şekilde erime göstermesi bu ayın grafiklerini en çok bozan ve portföylerdeki kazançları en çok etkileyen unsur olmuştur. Kendi adıma…