2022’den 2023’e Portföy
Yeni bir yıla başlamadan önce, geçen senenin muhasebesini yapmayı ve performans analizi yürütmeyi bir disiplin bilirim. Bu anlamda da biten senenin işlemlerine bakarak hatalarımdan dersler çıkarmaya, iyi yaptığım şeyleri ise daha da geliştirmeye çalışırım. Son olarak da önümüzdeki yıla ilişkin başta makroekonomik veriler, ardından da saygın kişi ve kurumların öngörülerini inceleyerek kendi yıllık planımı oluştururum. Bugünkü yazım da bu sorulara kişisel portföyüm çerçevesinde yanıtlar getirmekte, iki tema üzerinden bir akış izlemektedir:
√ 2022 yılının değerlendirmesi ve 2023 yılı için fikirler
√ Portföy Performansı ve Görünüm
Zaten uzun olacak yazıyı biraz daha portföy odaklı tutabilmek amacıyla, geçen senelerdeki yazılardan farklı olarak kişisel gelişim çalışmalarımı içeren performans analizini bu yıl ayrı bir başlığa taşıdım. Geleceğe yönelik planlama kapsamındaysa yine geçen senelerde olduğu gibi The Economist dergisinin özel sayısı olan The World Ahead 2023 için geniş bir özet ve değerlendirmeyi daha önce paylaşmıştım. Bu sene ayrıca, 600 kişiye yakın bir katılımla Beklenti Anketi 2023 başlığı altında önümüzdeki yıla ilişkin görüş ve düşünceleri de yansıtma ümidiyle bir çalışma daha yürüttüm. Bunların dışında çok sayıdaki kurum raporu, analiz ve görünüm yazılarını da okumak için Aralık ayında bolca vaktim vardı. Bunlara da yazının devamında yer vereceğim.
2022 Yılının Değerlendirmesi ve 2023 Yılı için Fikirler
2022 yılında önce çıkan başlıklara ve bunların portföy performansına etkisine bakacak olursak: Finansal piyasaların Covid-19 sonrası açılma ve normalleşmeyi pozitif fiyatlayacağını düşündüğümüz bir ortamda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile çalkantılı bir sürece girdik. Bu olumsuz koşullar başta enerji ürünlerindeki fiyat artışı yanında tedarik zinciri sorunları ve arz yönlü maliyet enflasyonuna yol açmıştır. Bazı ürünlerin fiyatları ciddi oranda yükseliş göstermiştir. Talep kaynaklı enflasyon içinse geç de olsa atılan doğru adımlar ve merkez bankalarının para politikası faizlerini yükseltme yönündeki kararlı tavrı talebi kısarak yüzde 2 seviyesindeki enflasyon hedefine ulaşmayı amaçlamaktadır. ABD ve Avrupa’nın bunu ne ölçüde başaracağını ise 2023 yılında göreceğiz.
Grafik 1’de Amerika Merkez Bankası FED’in politika faiz döngüleri farklı renklerle gösterilmektedir. Yatay eksende ilk artışa göre aylar yer alırken dikey eksende faiz oranlarındaki değişim yüzde olarak sunulmaktadır. Mavi renkle işaretlenen mevcut döngü, son 40 yıl içinde, en kısa sürede ulaşılan en yüksek faiz artışına denk gelmektedir. Yüzde 4,5 seviyesideki bu nokta Powell’ın açıklamalarına ve piyasa beklentilerine göre henüz zirve değildir. Para Politikası Raporumun son yazısında ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye için enflasyon – politika faizi ilişkisi yanında nokta çizelge projeksiyonuna ulaşarak kendi değerlendirmelerinizi yapabilirsiniz.
Grafik 2’nin sol tarafında FED’in, sağ tarafında ise Avrupa Merkez Bankası (ECB)’nin önümüzdeki toplantılara ilişkin zımni politika faiz oranı beklentileri yer almaktadır. 15 Aralık 2022 tarihli verilere göre piyasa katılımcılarının beklentileri ve faiz oranında yapılacak artış sayıları grafiklerde görüldüğü gibidir. FED tarafında zirve yüzde 5 seviyelerindeyken Avrupa Bölgesi için yüzde 3 seviyeleri mevcut koşullarda dengeyi göstermektedir.
Reel sektörde ise imalat sanayi ve üretim kısmında 2020 yılının başındaki dip sonrası “V” toparlanma maalesef 2022’de zirveden düşüş şeklinde bir tabloya dönüştü. Grafik 3’te sektörlere göre Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) seyri gösterilmektedir. Hem üretim hem de hizmet kısmında yaşanan gerileme kritik kabul edilen 50 seviyesinin altında bir noktadadır. Bu da üreticiler için önümüzdeki yıla o kadar güvenli bir bakış olmadığı anlamına gelmektedir.
PMI verilerini destekleyen ve Almanya, Avrupa için izlediğim bir başka çalışma daha vardır. Ifo Enstitüsü, Business Climate Index. Bu endeks, iş yapma koşullarının ne kadar elverişli olduğunu ölçmektedir. Grafik 4’te beyaz eğri, iş koşulları açısından beklentileri göstermektedir ve son değerler sıkıntılıdır. Sarı renkle belirtilen sütunlarsa Almanya ekonomisinde, bir önceki yıla göre GSYH değişimini belirtmektedir. 2020 dip, 2022 daha yukarıda bir dip şeklindedir ve iyimserlik için az da olsa bir umut vardır.
Resesyon konusuna gelelim. Yukarıdaki grafiklerden ekonominin iki çeyrek üst üste eksi değer kaydedebileceği çıkarımını yapabiliriz. Bir de bunun için yaygın kullanılan bir başka tahmin aracına bakalım. Grafik 5’te Almanya için 2 ve 10 yıllık tahvillerin getirileri arasındaki fark gösterilmektedir. 90’lı yılların pozitif yapısı erimiş, aradaki fark kapanmıştır. Kasım ayının ortalarında 2 yıllık tahvillerin getirisi 10 yılllıkların üzerine çıkmıştır. Grafiğe göre de son durumda 27 baz puanlık eksi değer resesyon habercisidir.
Bu verilerin anlamı ise; enflasyonu düşürmek için merkez bankalarının politika faizlerini arttırmak suretiyle talebi yavaşlatmaları ve ekonomik büyümeyi soğutmalarıdır. BlackRock Investment Institute raporundan aldığım Grafik 6’daki görünüm de kırmızı çizgiyle belirtilen GSYH değerinin büyük bir düşüşle kesik yeşil çizgiyle gösterilen noktaya kadar çekilebileceği öngörüsünü içermektedir. Sarı renkle belirtilen trend çizgisine göre bu düşüş, 2023 yılı açısından piyasalar için de iyi bir haber değildir.
Savaş, enflasyon ve şirketlerin kârlılığındaki düşüşler bazı yatırımcıları gıda ürünleri, değerli metaller, maden, petrol, TTF ve diğer enerji ürünleri başta olmak üzere vadeli ürün sözleşmelerine yönlendirmiştir. Grafik 7’de McKinsey & Company raporundan emtia fiyatlarındaki gelişmeleri gösteren bir grafiğe yer verdim. 2010 yılı 100 olmak üzere son 20 yıldaki değişim çarpıcıdır. Özellikle son iki yıldır yaşanan eğilim aşırı bir fiyatlama olarak da görülebilir. Belirsizliğin Covid-19 ve savaş nedeniyle getirdiği seviye düşünülünce bu durum sürpriz değildir aslında. 2023 yılında Altın, Brent türü petrol ve Kahve işlem portföyüm açısından yine önemli bir yer tutacaktır.
Okuduğum çok sayıdaki rapordan elde ettiğim ortak noktalar ve fikirler bu şekilde özetlenebilir. Detaya geçersek bunun gibi iki sayfa daha çıkar, ama konuyu burada toparlayarak sizlerin de daha fazla vaktini almayayım. Ancak 2023 Beklenti Anketi kapsamında dikkat çekmeye çalıştığım Borç Krizi konusunda da bir cümle paylaşmayı zaruri görüyorum. Grafik 8’deki bilgiler IMF‘nin borç dinamikleri adlı raporundan. Küresel borcun GSYH’ye oranı rekor bir seviyeye ulaşmış durumdadır. Grafikteki üç bölüm için de sol taraf Küresel Finans Krizi (GFC), sağ taraf ise Covid-19 dönemi ve sonrası gelişmeleri göstermektedir.
Önce renkleri açıklamak gerekirse: Turuncu, mali kesim dışındaki şirketlerin borç yükünü; Lacivert, hane halkı borcunu ve Mavi renk de kamu kesimi borç yükünü ifade etmektedir. İlk grafikte gelişmiş ekonomilerin durumu gösterilirken ortadaki grafik gelişmekte olan piyasalar açısından orta gelir seviyesindeki ekonomilerin durumunu yansıtmaktadır. Bu kapsamda Çin’in verilere dâhil olmadığını da belirtmekte fayda var. Son olaraksa gelişmekte olan ülkelerdeki düşük gelir grubunun borçluluk değişimi gösterilmektedir. Buradan çıkarılacak bir sonuç şöyledir:
Enflasyon nedeniyle yükselen fiyatlar yanında ücretler ve gelirlerin aynı oranda artış gösterememesi nedeniyle satın alım gücü düşmüştür ve enflasyona ek olarak hayat pahalılığı yaşanmaktadır. Enflasyonla mücadele kapsamında faiz oranlarındaki artış likidite bolluğunu sonlandırarak mali koşullarda sıkılaşma getirmektedir. Bunların üzerine bir de ekonomik büyümenin sekteye uğramasıyla resesyon ve işten çıkarmalar yaşandığında bir borç krizinin meydana gelmesi tahminimce 2023 yılının gri kuğusu olabilir.
Credit Suisse belki de 2022 yılındaki ilk erken uyarıydı ve şimdilik sorun çözülmüş gibi görünüyor. Ancak şirketler, gelişmekte olan ülkeler ve küresel düzeyde bir borç krizi için temkinli olmak 2023 yılının portföy getirisi için dikkat edilmesi gereken bir alandır.
Küresel Piyasalarda ve Türkiye’de Yıllık Getiriler
Global Portföyümün 2022 yılı performansından oldukça memnunum ve getiri yüzdem yanında, karşılaştırmalar ve portföyüm için piyasa/ürün dağılımlarına birazdan yer vereceğim. Ama önce 2022 yılında yatırım araçlarının getirilerine ve seçilmiş borsa endekslerindeki duruma bir bakalım.
Hatta benim notlarımdan önce Financial Times’da yer alan bir haberle başlayalım. Grafik 9’un sol tarafında ABD tahvillerinin getirileri, yatay eksende 1900 yılından 2022’nin sonlarına kadar, dikey eksende belirtilen yüzdelik dilimlerle gösterilmektedir. Nominal getirilerin bu kadar yüksek kayıp yaşadığı başka bir yıl yoktur. Yüzde 17’e varan bir kayıp “güvenli ve risksiz getiri” arayan yatırımcılar açısından kabus gibidir. Grafiğin sağ tarafında ise ABD tahvilleri yanında hisse senetleri piyasası getirileri birlikte ele alınmıştır. Dikey eksen tahvil getirisini gösterirken yatay eksen hisse senetleri piyasası getirisini ölçmektedir. Kırımızı ile gösterilen 2022 yılı getirisi eksi yüzde 17 ve eksi yüzde 19 kesişimindedir. Bu da 60/40 portföyünün 2022 yılında neden çok tartışılan bir konu olduğunu net bir şekilde göstermektedir. 2023 yılı bu kapsamda belki bir geri dönüşe imza atabilir. Yakından takip edip değerlendirmekte yarar var.
Sadece S&P 500 Endeksine bakmak olmaz bir de aylık olarak 2019 sonundan beri hazırladığım Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansına bakalım. Grafik 10’da altı farklı hisse senedi endeksinin, 30/12/2019 kapanış değerlerini baz alarak oluşturduğum getiri incelemesi yer almaktadır. S&P 500 Endeksi dönem sonunda 120,40 değerine ulaşmıştır ve bunun anlamı; 2019 yılının kapanış değeri üzerinden yatırılan 100 dolarlık sermayenin, 2022 yılının 21 Aralık tarihli kapanışa göre yüzde 20,40 getiri sağladığıdır. Bunu yüzde 19,36’lık getiri ile teknoloji şirketlerinin yoğun olduğu Nasdaq Endeksi izlerken Dow Jones Industrial Endeksi yüzde 17,27 ile dördüncü sıradadır. Birinci sırada ise muazzam bir şekilde pozitif ayrışan ve kur hareketlerine göre de düzeltmiş olduğum verilerle BIST 100 Endeksi yer almaktadır. Türk lirası bazında 100 baz değerine göre 473,11 seviyesine ulaşan Borsa İstanbul Endeksi Türk lirasının dolar kaşısında değer kaybı dikkate alındığında 150,79 seviyesine gelmektedir. Bu da 2019 yılının son işlem günü yatırılan sermayenin dolar bazında yüzde 50’nin üzerinde getiri sunmuş olduğudur. Bunun da bu yıl Ekim ayından sonra gerçekleştiğini not etmek önemli. Grafik 10’un alt kısmında ise 100,77 değeri ile sıfır çizgisinde olan DAX Endeksi ve yüzde 9’a yakın kayıp yaratan Nikkei 225 Endeksi gelmektedir.
Küresel yatırım yapmanın birçok güzel tarafı var, ancak döviz kuru riski ve farklı dillerde farklı haber akışları ve analiz takibi de ilave bir çalışma gerektiriyor. Bu kapsamda yukarıda sunduğum piyasalar için para birimleri yanında DXY Endeksi ve ilave iki para birimiyle birlikte Grafik 11’de sunduğum Döviz Kurlarının Performansına da bakmak gerekli. Benzer şekilde 31 Aralık 2019 tarihinin 100 olarak alınmasıyla standardize edilen veriler 21 Aralık 2022 tarihi itibarıyla şöyledir: ABD doları önemli para birimlerine göre yüzde 7,75 değer kazanırken diğer tüm para birimleri değer kaybederek referans çizgisinin altına gerilemiştir. Kanada doları yaklaşık yüzde 4, avro yüzde 5,30 İngiliz sterlini yüzde 7,84 ve Japon yeni yüzde 17,79 değer yitirmiştir. Türk lirası ise 5,9470 seviyesinden 18,6593 seviyesine gelerek yüzde 70’e yakın bir değer kaybına maruz kalmıştır.
Grafik 10 ve 11 birlikte ele alındığında BIST 100 Endeksinin geçmiş yıllarda da pozitif getiri üretmesine rağmen döviz kuru riski nedeniyle reel olarak diğer endekslerin gerisinde kaldığı net bir şekilde görülmektedir. Oysa bu yıl kur seviyesinin istikrarlı kalması ve borsanın ciddi değer artışı sergilemesi nedeniyle Temmuz 2022 itibarıyla diğer piyasalardan ayrışarak BIST’in yüksek ve reel bir kazanç sağladığı söylenebilir. Bu noktada enflasyon konusunu düşünenler için her ne kadar bu grafiklerde yer almasa da ayrıca izlediğim tablolarımda bu anlamda da pozitif bir durum görüldüğünü belirtebilirim. Yukarıdakine benzer ilave çalışmalara burada yer vermedim, ama dileyenler Twitter‘da paylaştığım şu akışa bakabilirler.
Küresel portföy kapsamındaki bu yaklaşımın ardından bir de Türkiye’deki seçilmiş yatırım araçların getirilerine bakmakta fayda var. Gerçi yabancı para satın almak bir yatırım değildir, ancak bir değerli maden olan altında olduğu gibi geçmişten gelen tecrübe ve alışkanlıklar bu tür bir eğilime yol açtığı için analize dâhil ettim. Garanti Bankasının internet sitesindeki verileriyle oluşturduğum Grafik 12’ye göre Türkiye‘de 3 Ocak – 22 Aralık tarihleri arasında ABD doları Türk lirasına karşı yüzde 40,99 değer kazanırken Avrupa para birimi avro yüzde 32,05 değer artışı sergilemiştir. Gram altın açısından getiri ise yüzde 38,01 şeklindeyken eurobond döviz fonunun getirisi yüzde 44,89 olmuştur.
Tüm bu değerler normalde göz kamaştırıcı olsa da kırmızı çizgiyle gösterdiğim ve TCMB Enflasyon Raporunda yıl sonu enflasyon beklentisi olan yüzde 65,20 ile karşılaştırıldığında aslında reel olarak kayıp söz konusudur. Grafiğin sağ tarafındaki yüzde 18,26’lık getiri birincil para piyasası fonuna aitken 10 yıllık devlet tahvilinin 22 Aralık tarihinde sunduğu getiri yalnızca yüzde 9,68’dir. Borsa İstanbul’u temsilen aldığım XU100 Endeksi ise 2022 yılında yüzde 191,10’luk müthiş bir performans sergilerken buna en yakın başarıyı yüzde 183,15’lik performansla hisse senedi yoğun fonlar yakalamıştır.
Portföy Performansı ve Görünüm
Piyasalarda durum böyleyken benim portföyüm acaba nasıl bir performans gösterdi? Birkaç paragraf yukarıda küresel ölçekte büyük kayıplar yaşanırken portföyümün muazzam bir getiri sağladığından bahsetmiştim ve hemen söyleyeyim Türkiye’deki yatırımlarımın toplam portföyde etkisi yüksek değil. Dolayısıyla da küresel işlemlerimin toplamında 2022 yılı için kaydettiğim yüzde 23,46’lık getiri oldukça tatmin edicidir. Hatta bu nedenle Aralık ayında hiç işlem yapmadığımı da ekleyeyim.
Grafik 13’te 2022 yılı için aylar bazında portföy kapsamında kâr/zarar dengesi görülmektedir. Kırmızı sütunlar işlem zararları yanında tüm gider, masraf, komisyon ve vergileri de kapsamaktadır. Başka bir deyişle o ay hiç zararla kapanan işlem olmasa bile bu giderler ve vergiler nedeniyle kırmızı renk görülmektedir. Bunun tek istisnası işlem yapmadığım Aralık ayıdır. Yeşil çizgi ise işlem kârı yanında temettü geliri, faiz vb. tüm kazançları ifade etmektedir. Görüldüğü üzere Eylül ve Şubat ayları dışında her dönemde pozitif fark yaratmak son derece önemli. Yüksek kazanç yerine istikrarlı kazançları tercih ettiğimi söylemiştim. Eylül ayında yaşananlar içinse ayrı bir blog yazısı yazarım. Bir yazı da temettü geliri ve aylara göre nakit akışları için yeni yılda diğer konu olsun.
Grafik 14’te ise portföy getirisini DAX Endeksi ile karşılaştırarak durumu göreceli olarak da değerlendiriyorum. DAX Endeksinin aylık getirileri siyah sütunlarla gösterilirken kişisel portföyümün getirisini sarı çizgiyle gösterdiğim grafikte dikey eksen yüzdesel olarak değerleri belirtmektedir. Yukarıdaki grafikle getiri benzerliği son 12 ay için bu grafikten takip edilebilir, çünkü bu grafikte son 30 aylık performansa yer verdim. Yani istikrarlı getiri arayışı, kayıpları sınırlı tutma ve gösterge kabul ederek kıyaslama yaptığım DAX Endeksini geçen bir performans yonunda ilerlemekten mutluyum. Zaten yatırım felsefem grafikten de okunabilir. DAX Endeksi kadar getiri yakalayamadığım dönemler olmuş, ama Endeks düşerken de kâr sağlamak veya sınırlı zararlarla kalmak bence başarının anahtarı.
Dilerim bu başarıyı 2023 yılında da devam ettirebilirim. Ancak önümüzdeki yılın yukarıda değindiğim birçok sebep yüzünden zorlu geçeceğini düşünüyor ve her anlamda seçici olmak gerektiğine inanıyorum.
✅ Para piyasası mı sermaye piyasası mı?
✅ Hisse senedi mi tahvil mi?
✅ Hangi ülke, hangi sektör?
➡️ Belki de en önemlisi işlem yapmak için doğru zamanı seçimi olacak. O yüzden bu yıl için parolam:
2023: A year to be particularly selective.
2023: Özellikle seçici olmak gereken bir yıl.
Önümüzdeki yıla başlarken global portföyümün piyasalar ve ürünler bazında dağılımı Grafik 15’te paylaştığım gibidir. Sermaye piyasalarına ayrılan pay yüzde 79 ile oldukça yüksek olup bunun gerekçesi uygun noktalardan, düşük maliyetle aldığım hisse senetlerini uzun yıllar taşıma düşüncemdir. Sonuçta piyasa zamanlaması yapmaktansa piyasada geçirilen sürenin daha önemli olduğu görüşündeyim. Evet bu sene de belki hisse senetleri piyasaları muhtemelen yine kayıplar yaşayacak ama bu düşüşleri yeni alım fırsatı olarak görüyorum. Para piyasalarına ayırdığım kaynak ise portföyün yüzde 5’i kadardır. Bununla da düşük de olsa bir getiri sağlayan ancak olası sıkıntılı anlarda hızlıca nakde dönebileceğim araçları seçiyorum. Bunlara ek olarak türev ürünler piyasası için de yüzde 16 oranında bir pay ayırdım. Özellikle emtia ve hisse senetleri için vadeli işlemler ve sözleşmeler yine odak noktam olacak.
23/12/2022 tarihi itibarıyla ülkeler ve yatırımlarımın olduğu şirketler aşağıdaki gibidir. Yıl içerisinde 9 ülkede 63 şirkete kadar ulaşan portföyümde mevcut durumda 9 ülkeden 49 şirket bulunmaktadır. Bunların tek tek detayına girmeyeceğim, ancak 2021 yılı sonunda yeşil enerji ve özellikle de rüzgar enerjisi odaklı şirketleri Danimarka (Ortsted) ve Norveç’te (Nel ASA) bularak portföyüme eklemiştim. Türkiye’de GWIND şirketini yeterli bir süre taşıyarak kârla portföyden çıkardım. İkinci bir sektörse cam, yapı ve inşaat olarak 2022’de özellikle yoğun ilgilenerek portföye eklediğim şirketler oldu. Türkiye’den Şişecam raporlarım yurt dışında da ilgi görüyor. Bunun dışında Fransa’dan Saint Gobain, ABD’den Corning, OI Glass ve Almanya’dan Carl Zeiss gibi şirketler bu kategoride izlediklerim arasında. Otomotiv ve teknoloji sektöründe faaliyet gösteren şirketler için de yukarıda belirttiğim resesyon riski 2023 yılında biraz rahatsız edici olabilecektir.
Grafiklerden de görüldüğü gibi çeşitlendirme yaklaşımım biraz farklıdır. Ülke, piyasa ve şirketler bazında kendimce makul bulduğum ve takip edebildiğim bir seviyede ürün farklılaşmasını destekliyorum. Ancak Berkshire Hathaway benzeri bir yapıda şirket sayısı artsa da ağırlıkların daha önemli olduğunu belirtmek isterim. Başka bir deyişle iyi tanıdığım ve bildiğim şirketlerin portföyü taşımasına diğerlerinin ise performansa destek olmasına önem veriyorum.
2023 için portföy planımın ana hatlarıysa şöyledir:
YATIRIMLAR: Öncelikle geçen yıldan devam eden İsviçre ve Japonya merkezli şirketleri takip etmek ve uygun fiyatlara gelmeleri durumunda bunların portföyümdeki payını artırmayı düşüneceğim. Riskleri iyi dağıtılmış; alım-satım maliyetlerinin en aza indiği; etkin, uzun vadeli yatırımlara devam edeceğim. Döngüsellik düşüncelerim çerçevesinde 2022 yılının son çeyreğinde kısmen kâr realizasyonu yapmıştım ve bunu 2023 yılının ilk iki çeyreğinde devam edeceğim. 2023 ilk çeyrek sonunda işler biraz olumluya dönebilir, ancak asıl hareket yılın ikinci yarısında olacaktır. 2022 yıl sonuna göre 2023 yılı sonunda hisse senedi endeksleri yüzde 20’ye yakın bir eksi performans üretebilir ve bunu göze alarak yatırım yaptığımı baştan belirtmek isterim. Çeyreklerde hareketli, ancak yıl bazında yatay bir trend bekliyorum.
AL-SAT: Kısa vadeli alım satım işlemleri ise gerek risklerden korunma için bir araç, gerekse de alternatif bir getiri fırsatı yaratması nedeniyle bu sene de aktif olarak kullanımımda olacaktır. Bir önceki paragrafta bahsettiğim olası düzeltme ve çıkışlarınsa yıl sonuna doğru tekrar geri verilebileceği, dolayısıyla yıl sonunda yatay bir piyasa bulabileceğimiz kanaatindeyim. Getiri sağlayacak ve portföyü büyütecek işlemler tam da bu yüksek oynaklık anlarında belirecektir. Ancak bu sene kazanmaktansa portföyü korumayı önceliklendirmekten yanayım. Zor bir yıl olacağı kesin.
Şimdiden herkese iyi ve kazançlı bir yıl dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 23.12.2022
Uyarı
Bu rapor yukarıda belirtildiği gibi kamuya açık kaynaklardan, tarafsızlık ilkesi çerçevesinde, kendi ürettiklerim hariç diğer grafikler için kaynak gösterilerek, kişisel bir özet ve bilgi seti oluşturmak amacıyla hazırlanmış olup hiçbir şekilde para ve sermaye piyasalarında alım satım işlemleri gerçekleştirenler için bir yatırım tavsiyesi veya danışmanlık hizmeti teşkil etmemektedir. İçerikte yer alan bilgilerin kısmen veya tamamıyla kullanımına ilişkin haklar ise saklıdır.
Kendi risk getiri tercihleriniz çerçevesinde ve bir plan dâhilinde işlem yapmanızı önerir, yatırımlarınızda başarılar dilerim.
21 Comments
ekrem
Merhabalar Ergun Bey;
Öncelikle ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM 🙂
Yazılarınız benim gibi yatırım dünyasında nispeten yeni sayılan gençler için belki de tahmin edemeyeceğiniz düzeyde ufuk açıcı. Paylaşımlarınızdan bizi mahrum bırakmayın lütfen.
Benim sorum şu:
Benim gibi bu işlere yeni başlayanlar için portföy dağılımını görselleştirmek ve güncel kar-zarar durumunu takip etmek için hangi aracı tavsiye edersiniz ayrıca bunun dışında da şu an kullanmış olduğunuz pratik araçlar-programlar-uygulamalar – web siteleri vb. yardımcı kaynaklarınızı paylaşabilir misiniz?
Ergun UNUTMAZ
Siz de sağ olun Ekrem Bey,
bu blogdaki yazılar ve araştırmaların büyük bir çoğunluğa küçük de olsa bir katkı sağlaması sevindirici.
Sorduğunuz uygulamalar aslında oldukça yaygın fakat ben pek tercih etmiyorum. Banka ve aracı kurumların portföy takibinden sanal portföy oluşturup izlemeye olanak tanıyan sayısız program var. Bense işlemlerimi basit bir şekilde excel üzerinden izliyorum. Hem plan yapması daha kolay oluyor hem de kendi görüşlerime göre ayarlama yapabiliyorum. Performans takibi ve kâr zarar analizi elbette çok önemli, ama uzun vadeli yatırımlar açısından her gün de bakmanız gereken bir tablo değil. Bir ara basit bir tablo eklemeye çalışırım.
Ekrem
Hocam, ben de 3 gün önce sizin gibi Excel üzerinden ‘kafama göre’ bir dashboard üzerinden takip etmeye karar verdim. Bence de en doğrusu bu çünkü kontrolü tamamen sizin elinizde ve yeteneğiniz ölçüsünde geliştirme şansınız da var ama ekleyeceğiniz tabloyu da merakla bekliyorum.
Umarım bol bol kazandığınız bir yıl olur.
Saygılarımla
Ergun UNUTMAZ
Sağ olun Ekrem Bey,
bir süredir “Para Politikası” yazılarım için yeni ve kapsamlı bir excel altyapısı kurmakla meşguldüm. Grafikleri de tamamladıktan sonra diğer çalışmaları da güncelleyeceğim.
Başarılar dilerim.
Timuçin Altay
Ergun Bey,
Çok detaylı ve güzel bir yazı olmuş, sizleri her platformda takip ediyorum, ilgiyle de izliyorum, finansal okuryazarlığıma yaptığınız katkılar için çok teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımla.
Ergun UNUTMAZ
Siz de sağ olun Timuçin Bey.
Sevgiler, selamlar.
Şerafettin ÖZDEN
Ergun Bey yazılarınızı ilgi ile takip ediyoruz.
Portföyünüz 2023 yılında da devam ediyor mu?
Ekleme ya da eksiltme yaptınız mı?
Ergun UNUTMAZ
Teşekkür ederim. Oradaki değerler ve içerik 23 Aralık tarihliydi ve evet Ocak ayında portföyde bazı değişiklikler oldu.
Eskiden çeyrekler sonunda paylaştığım portföy durumuna iki yıldır sadece yıl sonunda yer veriyorum.
Teoman DUMANTEPE
Ergun Bey , çok değerli emekleriniz için teşekkürler ederim, portföy başarınız için de tebrik ederim.
Paylaşımlarınız ile takipçilerinize çok farklı bakış açıları kazandırıyor ve finasal farkındalıklarını arttırarak gelişmelerine katkıda bulunuyorsunuz.
2023 yılını size sağlık, mutluluk ve tüm güzellikleri getirmesini dilerim.
Ergun UNUTMAZ
Çok teşekkür ederim Teoman Bey.
Halil Kanatoğlu
Hocam emeğinize sağlık güzel bir değerlendirme olmuş
Yurt dışı hisse senedi alım satımlarında yurt içi şirketleri mi kullanıyorsunuz ?
Daha önce yurt dışına yatırım yapma isteğim vardı fakat komisyon oranları ve saklama ücreti beni soğutmuştu bu konu ile ilgili yazınız varsa okumak isterim
Ergun UNUTMAZ
Türkiye’de zamanında yaptığım incelemede ücret, komisyon ve masraflar çok yüksekti, haklısınız. Ben yurt dışı kurumlarla çalışıyorum, ancak banka üzerinden işlem yapmak istediğinizde yurt dışında da komisyonlar (Türkiye’deki kadar olmasa da) yine önemli bir gider kalemi oluyor.
Mordo KANDIYOTI
Ergun Bey Merhabalar
Yaklaşık iki yıldan beri gerek sosyal medyadan gerekse blog unuzdan sizi zevk ve hayranlıkla takip ediyorum. Çevirisini yaptığınız kitaplardan üç tanesini de büyük bir zevkle okudum ve sayenizde finansal konularda halkında çok şeyler öğrendim. Çalışma sabır ve disipliniz hayranlık verici; sahip olduğunuz bilgi ve deneyimleri de herkesle paylaşıyor olmanız da her şeyin üzerinde bir takdiri hak ediyor.
Kendi adıma size çok teşekkür ediyor ve bu vesileyle, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve bereketli bir 2023 yılı geçirmenizi diliyorum.
Ergun UNUTMAZ
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.
Bilgi edinmenin güç, pahalı ve zor olduğu dönemleri bildiğim için şimdi vaktim oldukça ve karşılıksız bir şekilde paylaşıyorum. İlgi gösteren kişilere de bir katkısı oluyorsa ne mutlu.
Sizlere de başarılar ve sevdiklerinizle birlikte huzurlu bir yıl dilerim.
Ömür Gündüz Topcu
Ergun bey selamlar. Büyük bir keyifle okuduğum ve benim için değerli analizlere sahip bu yol haritası için çok teşekkür ederim.
Emeğinize ve bu emeği paylaşabilen, iyiliksever yüreğinize sağlık. İyi seneler dilerim.
Ergun UNUTMAZ
Siz de sağ olun. Başarılar dilerim.
Utku KOÇER
Merhabalar Ergun Bey,
Çok kıymetli bir yıl sonu değerleme ve gelecek yıl projeksiyon çalışması olmuş emeğinize sağlık. Özellikle finansal okuryazarlığı artmasına olan katkılarınızı dolayı size ayrıca teşekkür etmek istiyorum. 2023 yılı için global piyasalar ya da BIST100 özelinde sektörel bazlı öngörülerinizi içeren bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Şayet düşünürseniz görüşlerinizi öğrenmekten büyük mutluluk duyarız.
Sağlık ve mutluluk dolu bir yıl dilerim.
Ergun UNUTMAZ
Siz de sağ olun.
Sektörel açıdan Türkiye için özel bir düşüncem ve öngörüm yok. Ancak genel bir değerlendirme yazısı ve karşılaştırma aklımdaydı. Son verilerden sonra bakalım.
Utku KOÇER
İlginiz için teşekkürler hocam,
İyi çalışmalar.
Alptug
Hocam gercekten çok güzel bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık.
Ergun UNUTMAZ
Rica ederim, başarılar dileğiyle.