Altyapıda KÖİ Yöntemleri
Dr. Uğur EMEK[1]
Kalkınma Bakanlığında Kalkınma Uzmanı olarak görev yapmakta olan Dr. Uğur EMEK’in Kamu Özel İşbirliği üzerine kaleme almış olduğu bu kitap gerek uygulayıcılar gerekse de konuyla ilgilenenler için yukarıda sıralanan gelişmeler ışığında kaynak niteliği taşımaktadır. Tanımlar, teorik çerçeve ve uygulamaya ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri tek bir kitapta ve dengeli bir şekilde sunulmuş. Yazım dili anlaşılır; konu bütünlüğü korunan ve yer yer de matematiksel altyapı ile desteklenen bir çalışma olmuş. İktisadi Araştırmalar Vakfını da böylesi bir eserin kamuoyuna kazandırılmasındaki katkılarından dolayı ayrıca tebrik etmek gerekir.
Kitabın içeriğini yazarın sunuşundan farklı olarak ben dört bölümde değerlendirdim. İlk bölümde; kavramsal çerçevenin çizildiği, alternatif altyapı sunum yöntemlerinin aktarıldığı, KÖİ projelerinin avantaj ve dezavantajlarının kıyaslandığı bir yaklaşım benimsenmiş. İkinci bölümde ise uluslararası gelişmeler ve ülke uygulamaları ele alınırken üçüncü bölüm Türkiye uygulamalarına ayrılmış. Son olarak ise proje öncesi ve sonrasında yürütülmesi gereken analizler; pazar için rekabet; risklerin değerlendirilmesi ve paylaşımı konularını kapsayan detaylı bir araştırma yapılmış.
KÖİ projelerinin giderek artan önemi[2] göz önüne alındığında siyasi, sosyal ve ekonomik olarak bu alanda rol alanların, konu ile profesyonel olarak ilgilenenlerin ve kamu özel işbirliği projelerine özel olarak ilgi duyan herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
Benim kitaptan bazı notlarım ise şu şekilde:
- KÖİ, altyapı hizmetlerini gerçekleştirmek için özel teşebbüslerin ve kamu idarelerinin oluşturdukları, sözleşmeye dayalı ortaklıkları ifade etmektedir.
- Avrupa Birliği hukuki düzenlemelerinde KÖİ kavramı açıkça tanımlanmamaktadır.
- KÖİ sözleşmeleri genel olarak bir hizmetin fonlanmasını, yapımını, yenilenmesini, yönetimini ve bakımını tesis etmek amacıyla idare/devlet ve özel teşebbüsler arasındaki işbirlikleri şeklinde tarif edilmektedir.
- KÖİ yöntemlerinde temel beklenti, özel teşebbüslerin teknolojik, finansal ve organizasyonel becerileri sayesinde altyapıda etkinliğin artırılmasıdır.
- Altyapıya yeterince kamu kaynağı aktaramayan ülkeler, finansman sorunun üstesinden gelebilmek için KÖİ yöntemlerini tercih etmektedirler.
- Türk hukukunda “imtiyaz” tanımı bulunmamakla beraber, Anaysa Mahkemesi kararlarında imtiyaz kavramı ‘kamu hizmetinin sermaye, kâr, hasar ve zararı özel hukuk kişilerine ilişkin olarak idarenin/devletin gözetim ve denetiminde, genellikle çok uzun süreli bir idari sözleşme uyarınca temin edilecek salahiyetler ve taahhüt olunan mali menfaatler karşılığında özel hukuk kişilerince yürütülmesi’ ve kamu imtiyaz sözleşmeleri de ‘konusu kamu hizmetinin kurulması ve/veya işletilmesini bir özel kişiye devretmek olan sözleşmeler’ şeklinde tanımlanmıştır.
- Risk, projenin değerinde beklenmedik sapmaların ortaya çıkmasıdır. Bu sapmalar her iki yönde de olabilir.
- Risklerin en düşük maliyetle taşınabilmesi için, riskleri üstlenen tarafların risk yönetiminde özgür davranabilme kapasitesine sahip olmaları gerekmektedir.
Ergun UNUTMAZ, 30/10/2013
[1] Dr. Uğur EMEK, İktisadi Araştırmalar Vakfı Yayın No:1, Birinci Baskı, Nisan 2000, İstanbul.
[2] Dünya Bankası veri tabanından, 13 Ekim 2013 tarihi itibarıyla, ulaştığım verilere göre 1990-2012 yılları arasında gerçekleştirilen proje sayısı Dünya çapında 5.806 iken Türkiye için bu rakam 137’dir. Benzer şekilde Toplam Yatırım Taahhüdü söz konusu dönem için Dünya çapında 2 milyar dolar seviyesindeyken bu değer Türkiye için 86 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir (Kaynak: http://ppi.worldbank.org/index.aspx).