Economy,  Seminars & Meetings

CEF Eğitimleri 2020 – 2021

Gün olur yaprak kımıldamaz, içimizden hiçbir şey yapmak gelmez; gün olur yapılacak işleri yetiştiremeyiz. Ekonomi, finans, okuma ve yazma faaliyetleri arasında yapılan işlerin kaydının tutulmasını ise ihmal etmemek gerektiğine inanıyorum. Her ne kadar bu sitede yazdığım yazılardan faydalanan geniş bir kitle olsa da aslında kendime aldığım bu notlar, bir noktada benim için dijital bir arşiv, yanımda taşıdığım bir kütüphanedir. Ancak daha önce de belirttiğim gibi işler dışında insanın kendine ve sevdiklerine vakit ayırması ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesi de son derece önemli olduğu için bulduğum bu kısa vakitte birikmiş yazıları çıkarıyorum. Bu bağlamda da Sabancı Üniversitesi, Finans Mükemmeliyet Merkezi (CEF – Center of Excellence in Finance) tarafından düzenlenen seminerlerden geçen sene ve bu sene katıldığım iki programa ilişkin görüşlerimi paylaşmak isterim.

Makroekonomi – Dr. Mahfi EĞİLMEZ

Makroekonomi ve Finansın en çok ilgi duyduğum iki alan olduğunu çoğu kez söylemişimdir zaten. Sayın Dr. Mahfi Eğilmez‘in kitaplarını, makalelerini ve blog yazılarını da yakından takip eden ve çalışmalarını örnek alan bir kişi olarak nihayet öğrencisi de oldum. O yüzden artık “Hocam” diyebiliyorum. Tabii ki bu seminer kendisini fiziki şartlarda, bir anfide, toplantıda dinlemekle bir değil; ama Covid-19’un bence ciddi bir kazanımının pozitif bir yansımasıdır. Mesafeyi korumak; ama iş, eğitim faaliyetlerini sürdürmek. Bunun için de çevirim içi uygulamalar ve video konferansın yaygın bir araç olarak kullanılması bu süreçte bence olumlu bir yöndür. Bir çok şirketin genel kuruluna evden katılmak, eğitim ve seminerlerle değerli kişilere ulaşmak, trafikte vakit kaybetmeden iş görüşmelerini yürütmek bence eşsiz bir kazanımdır. Sağlık, sosyal ve ekonomik gerekçelerle elbette bir an önce eski koşullara dönmeyi, ancak teknolojik bu kazanımların da devam etmesini dilerim.

Makroekonomik Analiz ve Türkiye Göstergeleri Eğitimi ise benim için şu anlamda faydalı oldu. Sağ olsun Mahfi Hocam şimdiye kadar aklıma takılan sorulara ve kitapları konusunda görüşlerime hep nazik geri dönüşler yapmıştı, ancak bunlar karşılıklı bilgi alış verişinin yerini tam tutmuyor. Bu nedenle sunumda ve soru-cevap kısmında merak ettiğim detaylara yanıt bulduğum için mutluyum. Ayrıca kendimi artık resmen öğrencisi de sayıyorum.

Eğitimin içeriğine gelince; öncelikle genel kavramlar ve karşımızdaki meseleye yaklaşım tarzı ile başlanması bence çok yerindeydi. Çünkü yıllardır ekonomi ile ilgilendiği hâlde sebep sonuç ilişkisini karıştıranlar ve analitik düşünme yönteminden yoksun analiz yürütenler, istediği unvan ve makama yükselsinler içerik etkin çıktılar üretemiyorlar maalesef. Sunumun devamında, temel hipotezlerin kısa anlatımı yanında bunların uygulama örnekleri ile pekiştirilmesi de vardı. Bunu müteakip ekonomik krizler, politikalar, söz konusu politikaların uyumu ve çatıştığı yönleri, tercihler ve sonuçlar programı bence oldukça zengin kılan unsurlardı. En iyi tarafı ise bu anlatıların gerçek rakamlarla ve hem Türkiye hem de küresel ölçek bazında tablo ve grafiklerle gösterilmesiydi bence.

Bu vesile ile Mahfi Hocama emekleri, Sabancı Üniversitesine ise bu imkân için tekrar teşekkür ederim.

Finans – Prof. Dr. Aswath DAMODARAN

Makroekonomiden yukarda bahsettiğimize göre sıra doğal olarak Finansa geldi. Finans deyince de benim aklıma gelen ilk isim Prof. Dr. Aswath Damodaran oluyor. Bilmiyorum belki Benjamin Graham ve Warren Buffett ile benimsediğim “Değer Yatırımı” ekolünü benimsediğim ve kendisinin kitaplarını ve blog yazılarını okuduğum, videolarını ilgi ile izlediğim içindir; belki de kendisi zaten objektif olarak “Değerlemenin Dekanı” olarak görüldüğü içindir. Her iki durumda da Sabancı Üniversitesi kendisinin seminerini duyurunca hemen kayıt oldum ve bu deneyimden de kısaca notlarımı aktarayım.

Notlarım 250 sayfanın üzerinde ve içeriği paylaşmam etik olmaz, ancak bu notlardan yola çıkarak hazırladığım çıktıları zaten “değerleme” çalışmalarım arasında yeri geldikçe paylaşıyorum. Mesela risksiz getiri oranı (Rf) oranı konusunda süren tartışmalarda AAA kredi notuna yaptığım vurgu ve buna ilişkin temerrüt riski farkı ile yapılacak düzeltmeye ilişkin hazırladığım tablo birçok çalışmaya esas teşkil etmektedir.

Diğer taraftan yukarıda Mahfi Hoca için söylediklerimin aynısı Damodaran Hoca için de geçerlidir. Gerek çeviri sürecinde “Değerleme için Küçük Kitap” özelinde gerekse de kurumsal finans konusunda kendisinden çok şey öğrendim ve bunları seminerde karşılıklı olarak pekiştirmek çok önemliydi. Hatta sorularımla diğer katılımcıları bunalttı isem kusuruma bakmasınlar lütfen. Hocanın sorularını ise bazen derin içerikli düşünsem de cevapların ne kadar basit olduğunu görünce şaşırdım. Ama ne demişler; zor olan, basit şekilde açıklayabilmektir.

Değerleme: Sanat mı, Bilim mi yoksa Sihir mi? adlı programın içeriğine gelirsek: Damodaran Hoca da önce büyük resmi göstermek suretiyle temel kavramların açıklanması ile başladığı seminerde yanlış bilinen doğrular ve yaklaşımlarla devam etti. Bu yaklaşımlar bildiğimiz gibi İndirgenmiş Nakit Akımları (İNA), Göreceli Değerleme ve Opsiyon Fiyatlama Modeli şeklinde sıralanabilir. 4 gün süren seminerde tüm bu konuların hem teorik detayları hem de farklı nitelikteki şirketler için uygulama örnekleri ile açıklanması oldukça yararlıydı. Ancak belirli bir altyapı ve birikim olmadan ilk kez bu seminere katılanlar için temponun yüksek, anlaşılırlığın düşük olması beklenebilir. Mutlaka bir ön hazırlık yapılması gerekir diye ekleyeyim. Bu noktada bir teşekkürü de her iki eğitim sürecinde de destek sağlayan ve nezaketli bir yaklaşım sergileyen Elif Hanım’a sunmak isterim.


Tabi bu artıların arasında belirtmeden geçemeyeceğim eksiler, geliştirilmesini ümit ettiğim yönler de var. Bu yönleri de yazışmalarımda dile getirdiğim için burada yazmakta bir mahsur görmüyorum. Çünkü kendilerine bu konuları ilettiğimde bir çözüm elde edemedim. Konukların ve eğitimlerin içeriği ile yukarıda bahsettiğim gibi “Finans Mükemmeliyet Merkezi” unvanını hak eden bir kurumun aynı özen ve anlayışı müşteri memnuniyeti bağlamında çok az sahiplendiğini görmek üzücü.

Kayıt aşamasında “T.C. kimlik numaram yok, bunu zorunlu tutmuşsunuz; ama devam edemiyorum.” dememe rağmen bu şekilde bir kimlik no girişinin mecbur tutulmasını küresel ölçekte rekabet etmek isteyen bir evrensel kuruma yakıştıramıyorum. Böylesi özel bir bilginin kitap siparişinde bile istenmesi ise ayrı bir yanlış.

İkinci olarak KDV oranları eğitim için yüzde 1 seviyesine çekilmişken “Acaba bir yanlışlık mı var, kontrol edebilir miyiz?” diye sorduğumda yüzde 18 KDV oranının uygulandığı yanıtını aldım ve eğitime verdiğim parayı yatırım olarak görürken 702,00 TL‘lik KDV harcaması çevrim içi bir eğitimde bence çok fazlaydı. Neyse, şartlar böyle deyip ödedim.

Ancak toplamda 4.602,00 TL ödediğim eğitim programı bittikten sonra sertifikamın Almanya adresime gönderilemeyeceğinin belirtilmesi benim için şok edici bir uygulamaydı. “Bunun prestij kaybı olacağını, Türkiye’de adresim olmadığını, konunun tekrar değerlendirilmesini” talep ettiğimde ise aldığım yanıt CEF’in kâr amacı gütmeyen bir merkez olduğu ve tasarruf amacıyla yurt dışına gönderi yapmama kararı alındığı şeklindeydi. Gerçekten üzücü bir durum. Bu kadar yüksek ücretli bir eğitimden kargo parasını dahi çıkaramayan bir kurumun yurt dışındaki eş değerleri ile rekabet etmesi çok zor.

Bu konuda da vergi sistemi nasıl işliyor bilmiyorum; ancak “kâr amacı gütmeyen bir kuruluş”un yüzde 18 KDV’den muaf tutulmasının biz “müşteriler” için de faydalı olacağına, Sabancı ve Akbank gibi sponsorları olsa da eğitim ücretinin yüzde 1’i bile olmayan kargo ücretini karşılayamayan bir kuruma devletin de destek olmasını dilerim. Bizler de “müşteri” değil, “öğrenciyiz” ve “mükemmeliyet” temasının içinde olmaktan da ayrıca mutlu oluruz.

Saygılarımla

Ergun UNUTMAZ, 13.04.2021


2 Comments

  • Efecan Vatansever

    Katılıyorum Ergun Hocam, ek olarak ben de banka kartı ile ödeme yapamadım. Ne kadar saçma bir sistem varsa sadece kredi kartı ile ödeme kabul ediliyormuş. 2 hafta boyunca 3 farklı banka kartımdan ödeme yapamayınca başkasının kredi kartını ödünç alarak ödeme yapmak zorunda kaldım. Sorunu da kendim çözmüş oldum 🙂
    Elif Hanım çok ilgiliydi ama umarım geri dönüşlerimiz değerlendirilir. Sabancı ve Akbank gibi kurumların böyle basit konularda eksiklikleri olmamalı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *