Die kleine Hexe
Jubiläumsausgabe
Otfried PREUßLER
Hallo an alle!
Willkommen zu meinem Blog. Nach jedem Buch, das ich lese, mache ich mir kurze Notizen und erstelle eine Zusammenfassung mit Kommentaren und Kritiken, die man unter der Spalte “Book Reviews” finden kann. Zu meiner ersten deutschen Buchbesprechung möchte ich euch begrüßen – Lasst uns direkt anfangen.
Das Buch heißt ‘Die kleine Hexe‘ und es ist 1957 erschienen. Ich bespreche die Jubiläumsausgabe, welche zum sechzigjährigen Bestehen vom Thienemann-Esslinger Verlag GmbH veröffentlicht worden ist. Bevor ich das Buch kommentiere, möchte ich gerne über den Autor Otfried Preußler schreiben.
DER AUTOR
Otfried Preußler ist am 20. Oktober 1923 im nordböhmischen Reichenberg geboren. Beide Eltern sind Lehrer, sein Vater nebenbei Heimatforscher. Er schrieb Gedichte und Geschichten schon in frühen Jahren. Als 17-Jähriger verfasst er das Manuskript ‘Erntelager Geyer‘. Im Jahr 1942 war er im Kriegsdienst und als 21-Jähriger Leutnant geriet Otfried Preußler in sowjetische Kriegsgefangenschaft von 1944 bis 1949.
Preußler hat auch als Übersetzer gearbeitet. Zum sechzigsten Geburtstag 1983 sind ‘Die kleine Hexe‘, ‘Der kleine Wassermann‘ und ‘Das kleine Gespenst‘ bereits 2,5 Millionen mal in Deutschland verkauft und in 26 Sprachen übersetzt.
DAS BUCH
Auf der Seite von Preußler wird die Geschichte erzählt, wie das Buch zustande kam:
“Viele seiner Kinderbücher entstehen aus dem Alltagsleben mit seinen drei kleinen Töchtern. Um ihre gelegentlichen Einschlafprobleme zu lösen, erzählt er ihnen Geschichten und so entsteht 1957 ‘Die kleine Hexe’, die allen Kindern plausibel darlegt, weshalb man sich vor bösen Hexen nicht mehr zu fürchten braucht.”
Das Kinderbuch mit Bildern von Winnie Gebhardt macht die Geschichte mit ihren Skizzen ausdrucksvoller. Das Buch ist sehr spannend und leicht zu lesen. Es hat 127 Seiten, genau wie das Alter der jungen Hexe, die mit den großen Hexen auf dem Blocksberg an der Walpurgisnacht tanzen möchte. Obwohl ihr Rabe Abraxas sie gewarnt hatte, ohne Einladung nicht auf den Blocksberg zu gehen, hat sie nicht auf ihn gehört, weil sie dachte, nicht bemerkt zu werden. Doch leider wurde sie von der Muhme Rumpumpel erwischt.
Die kleine Hexe erklärt der Oberhexe, wie aufgeregt sie war, aber das entschuldigte ihr Vergehen nicht. Sie bekommt eine Strafe und auch die Möglichkeit, nächstes Jahr mit den großen Hexen zu tanzen, falls sie die Prüfung bestehen sollte – Und dazu „eine gute Hexe” wird!
Diese letzte Bedingung war für mich sehr interessant. Was macht eine Hexe oder eine Person „gut”? Wo liegt die Unterschied zwischen gut und böse? Wenn jeder denkt, dass etwas gut ist, und du in deinem Herzen und Verstand weißt, dass es böse ist – was tust du?
Mit einem Dutzend kurzer Geschichten nimmt Preußler diese Themen unter die Lupe und bring die kleine Hexe dazu, sich zwischen gut und böse zu entscheiden, sich zwischen dem, was von einer Hexe erwartet wird, und dem, was sie selbst für richtig erachtet, zu entscheiden. Manchmal wollen wir Teil einer Gesellschaft sein. Doch was die Gesellschaft und was man selbst als gut bezeichnet, können verschiedene Dinge sein. Preußlers kurze Geschichten in diesem Buch sind wie ein Kompass, der hilft, den richtigen Weg zu finden. Ich stimme seinen Ideen zu und darum ist dieses Buch nicht nur ein Kinderbuch, sondern auch ein Buch für die Erwachsenen. Es gibt viel zu lernen von seinen Geschichten, aber noch wichtiger ist es, das umzusetzen. Darum empfehle ich euch allen, dieses Buch zu lesen.
UND MEHR …
Ich bin ein bisschen altmodisch und Lesen kommt für mich immer an erster Stelle, aber die meisten sehen das aktuell anders. Zum Glück stellt die heutige Zeit viele andere Möglichkeiten zu Verfügung und das bereichert unser Leben. Auf Disney Plus können Sie ‘Die kleine Hexe‘ als Film schauen. Dieser ist im Jahr 2018 veröffentlicht worden. Der Direktor ist Mike Schaerer, die deutsche Schauspielerin Karoline Herfurth spielt die Hauptrolle und ich habe ihre Leistung sehr gut gefunden. Natürlich ist der Film ein bisschen anders dargestellt, aber der Plot bleibt intakt.
An dritter Stelle empfehle ich den Eltern die Toniebox-Version. Diese ist insbesondere für kleine Kinder, die noch nicht lesen können, eine gute Alternative. Besonders vor der Schlafenszeit ist die Nutzung sehr effektiv. Das Material besteht aus 16 Kapiteln und dauert 129 Minuten. Wenn Sie mit dem Hörbuch auf der Toniebox anfangen, verzichten Sie auf die Bilder im Buch und im Film, darum können Sie Ihre eigene Vorstellungskraft einsetzen. Es ist unnötig zu erwähnen, dass auch die Toniebox-Version ein bisschen von der Geschichte im Buch abweicht.
Ich habe alle drei Versionen mit großem Spaß und Interesse verfolgt. Lesen, schauen oder hören, egal wofür Sie sich entscheiden, ich hoffe, dass Sie es alle genießen.
Falls Sie sich für Kinderbücher, die auch für Erwachsene sind, interessieren, können Sie ebenso meine Buchbesprechung zu Der Kleine Prinz lesen.
Wir sehen uns beim nächsten Buch.
Ergun UNUTMAZ, 23.08.2022
Die Kleine Hexe, Otfried Preußler, Thienemann-Esslinger Verlag GmbH, 7. Auflage, Stuttgart, 2021.
TÜRKÇE TANITIM
KÜÇÜK CADI
Daha önce bu sayfada okuduğum kitaplardan bazıları üzerine kendi yorumlarımı içeren tanıtım yazıları hazırlamıştım ve bunların bir kısmı da İngilizceydi. Her kitabı olabildiğince kaynağından okumaya çalışan bir kişi olarak Almanca ve Fransızca okumalarıma pek yer verememiştim. Her ne kadar sitemde teknik konularda Almanca ve Fransızca birkaç yazı olsa da bu, Almanca ilk kitap yorumum olduğu için bendeki yeri ayrı.🙂
Bu kitabın özellikle de çocuklar için olması durumu daha da değerli kılmaktadır. Çünkü çocukların bugünden şekillenen düşünüş tarzı ve eğitimi, yarın onların eylemlerini ve içinde bulunacağımız ortamı belirlemede önemli bir role sahip olacaktır. Ayrıca, bu kitapta yer alan fikirlerin yetişkinler için de son derece değerli olduğu kanaatindeyim. Tıpkı Küçük Prens adlı kitabın içeriğinde olduğu gibi burada da benzer dersler vardır. Küçük Prens’i üzerine görüşlerimi yukarıda bağlantısını sunduğum yazıda aktarmıştım.
Buyrun şimdi Küçük Cadı adlı kitapa geçelim.
Otfried Preußler’in kaleme aldığı bu kitap ilk kez 1957 yılında yayımlanmış olup benim okuduğum versiyon altmışıncı yıl anısına, Thienemann-Esslinger Verlag GmbH tarafından 2017 yılında basılmıştır. Preußler’in hikâyelerinin çoğu günlük hayattan ve üç kızından beslenmektedir. Çocukların uykuya dalmasını kolaylaştırmak için kendisi birçok hikâye anlatmıştır ve çocukların kötü cadılardan korkmaları için bir neden olmadığını göstermek için de “Küçük Cadı” hikâyesi ortaya çıkmıştır.
Kitaptaki resimler Winnie Gebhardt’a aittir. Gebhardt’ın sade, kara kalem çizimleri bana göre anlatımın gücünü arttırmaktadır. Kitabın oldukça eğlenceli, etkileyici ve akıcı olduğunu düşünüyorum. Kitabın 127 sayfalık hacmi aynı zamanda eserin kahramanı olan Küçük Cadı’nın yaşı ile de aynıdır. Tesadüf mü planlı bir tasarım mı bilinmez, ama bence hoş bir benzerlik.
Bir cadı için 127 yaş oldukça erken bir döneme karşılık geldiğinden “küçük” sıfatı burada gençliğe bir vurgudur. Küçük Cadı’nın en büyük isteği de Blocksberg’de yılda bir kere düzenlenen ve Walpurgisnacht olarak adlandırılan gecede büyük cadılarla birlikte dans etmek, eğlenmektir. Ancak buraya katılmak için henüz yaşı tutmadığından ve bir davetiyesi de olmadığından eğlenceye katılması yasaktır.
En sevdiği ve saygı duyduğu dostu olan Karga Abraxas da kendisine Blocksberg’e gitmemesi gerektiğini ve yakalanırsa pişman olacağını tavsiye etse de Küçük Cadı onu dinlemez ve geceleyin gizlice eğlenceye katılmaya karar verir. Başta fark edilmeden eğlense de sonradan Muhme Rumpumpel tarafından yakalanır ve Baş Cadı’nın huzurunda cezalandırılmak üzere savunmaya çıkarılır. Yaptığı şey elbette ki cezaya tabidir, ama Baş Cadı’ya neden böyle yaptığını açıklayan Küçük Cadı bir de şans elde etmiştir. Bir yıl içinde “Büyük Sihir Kitabı”nda yer alan tüm sihirleri ezberler ve sınavı geçerse önümüzdeki yıl düzenlenecek eğlenceye katılabilecektir. Ha, bir de “iyi bir cadı olması” şartı vardır.
İşte bence işlerin ilginç olduğu yer de tam burasıdır. Bir cadı ya da insanı “iyi” yapan şey nedir? İyi ve kötüyü birbirinden ayıran fark nerededir? Eğer akıl ve mantık bir şeyin doğru, iyi olduğunu söylüyor ve vicdanınız verdiğiniz kararla rahat ediyorsa ait olmak istediğiniz grup bunun yanlış, kötü olduğuna inandığı için ya da tam tersi bir durumda nasıl bir tercihte bulunursunuz? Değerler sistemi ait olmak istediğiniz gruba, topluma ters düşerse doğruyu ve iyiyi nasıl seçerseniz?
Mutlak bir doğru ve iyi var mıdır o ayrı bir tartışma, ama Otfried Preußler, Küçük Cadı adlı bu çocuk hikâyesinde, bir düzine kısa öykü ve örneklerle bu temayı mercek altına alıyor ve kahramanın, kararlarını oluştururken izlediği yolu bizlere sunuyor. Bu fikri ve düşünce yapısını çok faydalı bulduğum için kitabın sadece çocuklara değil, yetişkinlere de kılavuz olabileceğine inanıyorum. Bu nedenle de herkesin okurken keyif alacağını ve bir şeyler öğrenebileceğini ümit ederek okumanızı öneririm. Eğer bir yayınevi kitabın telif haklarını satın alırsa da Türkçe çevirisini okurlarla buluşturmak üzere görüşebileceğimiz belirtmek isterim.
Diğer Medya …
Ben biraz eski alışkanlıklara bağlı bir kişi olarak öncelikle kitabı okumayı tercih etmiş ve keyif almıştım. Ancak günümüzde kitaplar dışında farklı araçlarla aktarılan hikâyeler daha çok ilgi çekiyor. Açıkçası ben, birazdan sayacağım iki farklı araçtan da oldukça keyif aldığımı hemen söyleyebilirim.
Bunlardan ilki Disney Plus kanalında yer alan 2018 yapımı filmdir. Mike Schaerer’in yönetmenliğini yaptığı ve Alman oyuncu Karoline Herfurth’un başarılı bir performansla izleyicinin beğenisini kazandığı film bence oldukça güzeldi.
Bir diğer medya ise çocuklar arasında bu aralar çok yaygın olan bir araç olan Toniebox. Eskiden dil öğrenirken sesli kitap şeklinde kaset ve CD’ler üzerinden faydalandığım yöntemi şimdi çocukların oyun ve öğrenim sürecinde görmek sevindirici. Özellikle de uyku öncesi saatlerde bu aracın etkisinin daha yüksek olduğu görüşündeyim. Küçük Cadı için hazırlanmış çalışma 16 bölümden oluşan ve toplam 129 dakikalık bir kayıt. Farklı kişilerin seslendirmeleriyle de oldukça güzel bir çalışma olmuş.
Her üç tür de detaylar bakımından birbirinden farklar içerse de asıl konu ve genel hatlar hepsinde ortak. Kendi adıma okuma, izleme ve dinleme bakımından bunların her birinden farklı katkılar elde ettim. Dilerim sizler için de keyifli ve öğretici bir şeyler için bu yazı bir vesile olur.
Yazar Hakkında
Yazıyı bitirirken eser sahibi olan Otfried Preußler üzerine de kısa bir iki not aktarmak isterim. 20 Ekim 1923’te Reichenberg’de doğmuş olan Preußler’in annesi ve babası öğretmen, babası aynı zamanda tarihçiydi. Daha erken yaşlarda şiir ve hikâye yazmaya başlayan Preußler’in ilk el yazması, 17 yaşındayken yayımlanan “Geyer Hasat Ambarı“dır. 1942 yılında akranları gibi askerî hizmete katılan Preußler 1944 – 1949 arasındaki beş yılı Sovyet savaş esiri olarak geçirmiştir.
Aynı zamanda çevirmenlik de yapmış olan Preußler çok sayıda çocuk eserine imza atmış ve bu eserler kitaplardan tiyatro oyunlarına kadar geniş bir yelpazede yer bulmuştur. Altmışıncı doğum günü olan 1983 yılında üç eserinin Almanya’daki satışı 2,5 milyonu aşmış ve eserleri 26 dile çevrilmiştir. Bugün bu sayının misliyle fazla olduğunu da belirtmek isterim. Kendisini, yaptığı işten keyif alan, okuyucu sürükleyici hikâyelerine ortak eden bir yazar olarak görüyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
Görüşmek üzere
Ergun UNUTMAZ, 23.08.2022