Ekonomi Politika Strateji 07
ŞUBAT 2020
DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞLER
Bir süredir uzun makaleler, haberler ve röportajlarda yer alan gelişmeleri satır başlıkları şeklinde özetleyerek hazırladığım ve her ayın ilk gününe yetiştirmeye çalıştığım Ekonomi Politika Strateji Raporlarımın düzenli takibini yapan bir grup var, ancak ilk defa okuyanlar için kısaca belirtmek isterim ki bu rapor aslında bir anlamda uzun vadeli yatırım stratejimin temelini oluşturmak üzere, küresel gelişmeleri izleyen; odak noktası olarak da daha ziyade finansal ve emtia piyasalarını etkileyen olayları öne çıkaran kişisel bir özettir. Tarafsız bir şekilde, saygın basın kuruluşlarında yer alan haberlere dayanarak not ettiğim bilgilerden oluşan rapor, normalde aşağıdaki beş soruya cevap aramaktadır:
Gelişme
Sebep / Sonuç
Beklenti / Strateji
Geçen Ay Neler Oldu?
Neden Oldu?
Bu Ay Neler Olabilir?
.
Hangi Etkileri Meydana Getirdi?
Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
Ocak ayı EPS Raporunu oldukça karamsar başlayan bir yıla dikkat çekerek, seçilmiş ülke ve bölgelerde yaşanan gelişmeleri inceleyen, orijinal formatının dışında, kısa bir özet hâlinde hazırlanmıştım. Bu ay da benzer sebeplerden dolayı, aynı yöntemi izlemeyi uygun gördüm.
Ancak tüm bunlardan önemli olarak, yaşanan saldırı sonrası şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır dilerim. Her şeyin başı sağlık ve Corona virüsü ile de tekrar gördük ki, insan hayatı söz konusu olduğunda her şey anlamını yitiriyor; ticaret, üretim, tüketim, turizm ve genel anlamda toplumsal yaşam durma noktasına gelebiliyor. Bir aydan uzun süredir gündemin neredeyse tek maddesi olan bu sorunun ne kadar ciddi olduğu tüm ülkelerce artık kabul edilmiştir. Modern tıbbın geldiği noktayı göz önüne alınca yakın zaman içerisinde gerekli aşının bulunarak seri üretiminin biran önce yapılacağı kanaatindeyim. Ekonomik toparlanma ve borsalardaki sert kayıpların geri alınma hızı konusunda ise maalesef aynı iyimserliğe sahip değilim.
Çünkü küreselleşmenin doğal sonucu olarak geniş bir alana yayılmış olan tedarik zinciri kaynaklı üretim cephesinde yaşanan sıkıntılar, artan maliyetler ve nakliye sürecindeki sorunlar bir taraftan; güven kaybı, panik ve gelir kayıpları nedeniyle talep yönündeki geri çekilme diğer taraftan tüm ekonomiler ağır bir şekilde etkilenmiştir. Bunun toparlanması ise biraz daha fazla vakit alacaktır.
Zaten petrol fiyatlarındaki tarihi düşüşler ve altının son yedi yılın zirvesine tırmanışı da talep ve güven yönündeki soru işaretlerini ortaya koymaktadır. Çin hükümeti mali genişlemeye gidileceğini duyurduğunda ilk tepki olumluydu, ancak görüldü ki bu uzun soluklu bir yürüyüş olacak. Bu pozitif hamlenin, parasal politikalarda sınırlara gelinmiş olduğu için ABD ve AB’nin de ajandasında olduğu kanaatindeyim.
Finansal piyasalardaki aşırı likidite kaynaklı genel coşku havası, şimdiye kadarki süreçte tüm olumsuzluklara önce kuşkuyla yaklaşmış, sonra da ralliye devam şeklinde kendi kendini beslemişti. Ne zaman ki Apple ve bazı diğer büyük şirketler 2020’nin ilk çeyrekinde satış ve kârlılık konusunda beklentilerin altında gerçekleşmeler olacağını duyurdu, bardak taştı ve satışlar başladı. Ardından da daha önce önemsiz denilen konular tek tek aşırı bir satış baskısı ile ve panikle fiyatlanmaya dönüştü. Evet ortalamalardan çok fazla uzaklaşıldığı için bunun bir düzeltmesi olacaktı, ama bu kadar yüksek oranlı ve hızlı bir şekilde yaşanan düzeltme artık elimizdeki temel analiz ve teknik analiz araçlarını da güvensiz kılmaktadır.
İyimser senaryoda; Mart ayının ilk haftasında jeopolitik risklerden kaynaklanan küçük düzeltmeler olabileceğini, ancak son bir haftadaki gibi sert hareketlerin olmayacağını düşünüyorum. Hatta sert düşüşler yaşayan S&P 500 ve DAX Endeksinde ay alımlarla başlayabilir. Dolayısı ile de değerinin altında fiyatlanan şirketlerin hisse senetleri için alım fırsatları, uzun vadeli olarak değerlendirilebilir. Böylece hem portföylerin çeşitlendirilmesi hem de mevcut yatırımlarda maliyet ortalaması sağlanabilir. Çünkü bir süre düşüş olsa bile, hâlihazırda ucuz olan hisse senetlerinin fiyat hedefi çok daha yukarlarda bulunmaktadır.
Kriz durumlarına bakarak, geçmiş yıllar ile yapılan kıyaslamalarla oluşturulabilecek kötümser senaryoda ise yüksek fiyat hareketlerinin azalan bir momentumla da olsa eski diplere doğru tekrar bir deneme yapabileceğini hesaba katmakta fayda var. Dolayısı ile kredili alımları ya da belirli bir dönem sonra gerekli olacak eldeki naktin tümüyle yapılacak alım işlemlerini yüksek riskli olarak değerlendiriyorum. Bu davranışı, sadece bu döneme özgü değil; genel bir ilke olarak benimsediğimi de belirtmeliyim.
Ergun UNUTMAZ, 01.03.2020