Ekonomi Politika Strateji 19
Şubat 2021
Søren Kierkegaard’ın sevdiğim bir sözü vardır:
“Hayat, geriye bakarak anlaşılır, fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.”
Bu sözü hem ekonomik analiz çerçevesinde bir bakış açısını aktaracak şekilde kullandığımdan, hem de Ekonomi Politika Strateji (EPS) yazılarımın bir sloganı hâline getirdiğimden bu ifade benim için biraz daha değerlidir. Geçmiş veri setinden çıkarılan anlam ve geleceğe yönelik tahminin önemine yapılan bir vurgudur öne çıkarmak istediğim tema.
Bu raporu ilk defa okuyanlar için EPS raporlarımın, küresel gelişmeleri izleyen, odak noktası olarak da daha ziyade finansal piyasaları ve emtia piyasalarını etkileyen olayları öne çıkaran kişisel bir özet olduğunu belirtmek isterim. Tarafsız bir şekilde, saygın basın kuruluşlarında yer alan haberleri kaynak göstererek not ettiğim bilgilerden oluşan değerlendirmeler, aşağıdaki beş soruya cevap aramaktadır. Pozisyon ve strateji kısmı hassas ve kişisel bir konu olduğu için bu soruya ilişkin görüşlerimi nadiren paylaşacağım.
Gelişme
Sebep / Sonuç
Beklenti / Strateji
Geçen Ay Neler Oldu?
Neden Oldu?
Bu Ay Neler Olabilir?
.
Hangi Etkileri Meydana Getirdi?
Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
Yıl sonundaki aşı iyimserliğinin ardından virüsün mutasyonu, aşı üretimindeki ve dağıtımındaki sorunları geçen ayın raporunda ele almıştık. Dilerseniz bu ayki rapora da bu koşulların gelişmiş ekonomilerdeki yansımaları ile bakalım. Ekonomik toparlanma konusunda Bloomberg’de yayımlanan bir haberdeki grafik ve yazarın yorumları ile devam edelim.
ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Kanada, Norveç ve İsveç’in yer aldığı 10 ülkedeki ekonomik aktivitenin, Ocak 2020 tarihi 100 olacak şekilde standardize edip incelendiği yazıda sonuçlar biraz sıkıntılı. Her ne kadar Mart 2020 tarihindeki dip noktasına göre tüm ekonomilerde toparlanma görülse de Kanada ve Birleşik Krallık bu listedeki en kötü durumda olan ülkeler. Mevcut seviyeleri 50 bölgesinde. En iyi durumda olan ise 80 seviyesine gelmiş olan ve tedbirleri ile dikkat çeken Japonya. Diğer 7 ülke ise ortalama 70 seviyesinde bir dengede bulunuyor. Eğer Ocak ortasındaki düşüş bir ikinci dip ise toparlanma güçleniyor diyebiliriz.
Ancak her ekonominin kırılgan olduğu farklı alanlar var. Kimisi için borç yükünün artması ve teşvikler sorun olurken, kimisi için enflasyon artışı, kurlar ve artan maliyetler sorun oluyor. Bunun detayları bu yazıyı aşar, ancak gelin geçtiğimiz ay yaşanan olayları bir de ülke ve bölge bazında klasik tablomuz üzerinden inceleyelim:
Detay
Sebep – Sonuç
Beklenti – Strateji
ABD
Joe Biden’ın $1,9 trilyon tutarındaki teşvik paketi Temsilciler Meclisinde kabul edildi.
Koronavirüsünde Ocak ortasından beri sayılarda devam eden düşüş durdu ve sağlık yetkililerinin “işler daha kötü olabilir” açıklamaları endişe yarattı.
ABD 10 yıllık tahvillerinin getirisinin %1,61 seviyesini görmesi piyasaları karıştırmaya yetti.
Paket konusunda iş adamlarının da desteği ve geniş bir konsensüs olsa da Senato aşamasında $15 asgari ücret konusu tartışmalı geçebilir.
Küresel olarak 28 Şubat tarihinde aşılama oranı günde 6,7 milyon doz seviyesindeydi. Nüfusun %75’ini iki doz ile aşılamak bu hızda 4,6 yıl sürecektir.
Temel sebepler yerine teknik nedenlerin öne çıkarıldığı tartışmalar piyasa algısındaki bir değişimi gösteriyor.
Birleşik Krallık
BREXIT sürecinin bir başlamasından beri finans kesiminde iş imkânları Londra’da azalmaya başlamıştı. Gerek 2015 -2021 verileri gerekse de Aralık 2020’den Ocak 2021 arası bir aylık dönem çarpıcı sonuçlar gösteriyor.
Bu dönüşüm sırasında Londra’nın yerini Amsterdam’ın aldığını grafiklerden anlayabiliyoruz. Londra yine de güçlüdür, ancak Avrupa’da diğer bölgelere de bir akım dikkat çekmektedir.
Avrupa Birliği
Bir önceki finansal krizde Avrupa Merkez Bankası’nın başında olan Mario Draghi bu kez AB Liderler Zirvesi’ne İtalya Başbakanı olarak katıldı. Gündem bütünsel salgına çözüm arayışları.
Daha önce de teknokratların liderliğinde çözüm arayışları deneyen ve siyasi-ekonomik sorunlarını aşmakta zorlanan İtalya’nın ve AB’nin Draghi’den beklentisi yüksek.
Almanya
ABD ile sorunlar yaşanmasına neden olan Nord Stream 2 gaz projesi kapsamında Almanya işleri düzeltmek için girişimlerde bulunuyor.
Rusya’dan Almanya’ya yakıt sağlayacak olan 1.230 km uzunluğundaki boru hattı, AB enerji politikası ve Ukrayna’nın istikrarı bağlamında temalar içeriyor. ABD’nin ise yaptırımlardan vazgeçmesi kolay görünmüyor.
Japonya
10 ay aradan sonra Japon hükümeti ekonomiye ilişkin değerlendirmesinde negatif bir ton kullandı. Kış ayının etkileri, virüsün değişimi ve sorunlar kararda etkili oldu.
Sıkı tedbirlerin işe yaraması bir yana talepteki zayıflık tedirginlik yarattığı için Suga’nın bunu teşvik paketleri için kullanabileceği düşünülüyor.
Rusya
Muhalefet lideri Alexei Navalny konusuna geçen ay değinmiştim. Şubat ayının başında AB dış politikasının önemli bir ismi, Josep Borell 2017’den beri Rusya’ya resmî bir ziyaret gerçekleştiren ilk önemli isim oldu.
Her ne kadar Vladimir Putin ilişkilerin önemine inansa ve ekonomik çıkarları gözetse de bu konuda tavrını korumakta ısrar etti.
Türkiye
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu sabit tutarken görünümü durağan olarak değiştirdi. Raporda güven unsurundaki gelişmelere ve döviz rezervlerini yerine koymanın zaman alacağına dikkat çekildi.
18 Şubat tarihinde gerçekleşen TCMB toplantısında faiz oranlarının %17 seviyesinde tutulması kararı çıktı.
Kasım ayının başından itibaren yaşanan normalleşme adımları başta beklentiler olmak üzere döviz kuru ve sermaye piyasasındaki fiyatlamalara da olumlu yansımıştı. Son haftalarda değişen gündem ve açıklamaları takip etmekte fayda var.
Piyasada zaten politika faizine ilişkin bir değişiklik beklentisi olmadığı için nötr bir haber. Ancak beklenti yönetimi adına olumludur.
Çin
Ekonomik olarak toparlanma ve üretim aşamasında başarılı bir performans gösterse de Çin’in siyasi arenada sorunları devam ediyor.
Hong-Kong, Myanmar ve diğer başlıklar, geçen ayın haberleri arasındaydı. Biden ile ilişkiler ticari arena da kötüleşmese de hızlı bir iyileşme de beklenmiyor.
Diğer
18 Şubat tarihinde NASA’nın Perseverance adlı aracının Mars yüzeyine inmesi burada sınıflandıramadığım müthiş bir haber.
Ay’a inilip inilmediğinin bile tartışıldığı bir ortamda yeni keşifler, yeni arayışlar ve yeni teoriler gelişecektir. Uzay seyahatleri ve arsa satışları planları hız kazanır artık. 🙂
Ergun UNUTMAZ, 01.03.2021
2 Comments
Haluk Demir
Emeğinize sağlık, gayet önemli noktalara parmak basılmış.
Ergun UNUTMAZ
Sağ olun Haluk Bey.