Karatay Diyeti
Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay [1]
Tesadüf eseri birkaç kere televizyon programlarında kısa, ancak marjinal yorumlarını dinlediğim Canan Karatay’ın söylemlerinin gerek şekil gerekse de içerik bakımından diğer diyet ve sağlık temalı programlardaki yorumlardan net bir şekilde farklı olduğunu hissettim ve konuyu biraz daha araştırdım.
Karatay’ın fanatik taraftarları olduğu gibi sadece adını duyduğu anda yorumlarını reddeden ve dinlemeyen bir kitle ile karşılaştığımda ise aslında çok da şaşırmadım. Çünkü genellemeleri seven; kişileri ve olayları bir kategoriye yerleştiren; bilinçli veya istemeyerek de olsa endüstriyel üretimin neferi olan; düşünmeyi ve araştırmayı çok da alışkanlık edinmemiş kişi ve toplumların yaygın bir yansıması olan bir durum ve konunun içine girmekte olduğumu anlamam çok da uzun sürmemişti.
Konuyu etraflıca inceledikten ve “Karatay Diyeti” kitabını okuduktan sonra birkaç satırla her zamanki gibi özetleme sürecini tamamladım. Öncelikle az önce bahsettiğim taraftar ya da eleştirel gruplardan birine ait olmadığımı ve söz konusu kitabı tamamıyla açık bir zihinle, objektif olarak ve farklı kaynaklara da başvurarak okuduğumu belirtmek isterim.
Kitabı tanıtmadan önce Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay’ın özgeçmişinden ve başarılarından bazılarını saymak gerektiğini düşünüyorum. Kendisi 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuş, 1972 yılında iç hastalıkları uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra İngiliz hükümeti bursu ile “Liverpool Regional Cardiac Center”da kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimine başlamıştır. 1974 – 1976 yılları arasında Türkiye’de kardiyolog olarak cerrahi yardım almaksızın bir ilki gerçekleştirmiş; kalıcı ve geçici kalp pili implantasyonu tekniğini başarıyla uygulamıştır. 1979 yılında doçent olan Sayın Karatay femoral arter yolu ile yapılan koroner anjiyografi tekniğini de yine ülkemizde ilk kez uygulayan kişidir. Amerika, Güney Afrika ve Türkiye’nin çeşitli illerinde görev ve araştırmalar yapmış, birçok tekniğin yaygınlaşması ve geliştirilmesinde rol üstlenmiştir.
Kitaba gelince ise bunun bir diyet ve kilo verme kitabı değil, sağlıklı ve dengeli bir yaşama giden bir kılavuz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İsim, yayın evinden kaynaklanan ticari kaygılarla verilmiş; ancak kitap 65. baskıyı yaptığına ve önemli bir farkındalık yarattığına göre de başarılı bir karar olarak görünüyor. İçindeki bilgileri uygularsanız kilo vermek hedef değil, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam tercihinizin yanında elde edeceğiniz ilave bir sonuç, getiri oluyor.
Kitabın anlatım dili hemen her yaş ve eğitim grubundan okuyucu kitlesine hitap edecek şekilde seçilmiş olmakla birlikte sağlık ve tıp ilişkisi içinde yer yer teknik destek ihtiyacı da gerekiyor. Gerek terminoloji gerekse de fizyoloji bilgisi eşliğinde keyifle okunacak bir çalışma. Soru-cevap şeklinde tasarlanmış eserde bazı kavramlar önemi nedeniyle tekrar tekrar anlatılmış.
Diğer taraftan bazı şeyler ne kadar anlatılsa da uygulaması o kadar da kolay olmuyor. Bunun sebebi de kanımca tavsiyelerin uygulanmasındaki zorluk değil, alışkanlık değişikliğini gerektiren bir beslenme ve yaşam tarzına geçişte yaşanan irade zayıflığı. Kitapta anlatılan bilgilerin çoğu zaten akla yatkın ve bilimsel araştırmalarla ispatlanmış bulgular. Evet bazı doğal ürünleri bulmak oldukça maliyetli ve zor, belki bazı genetik sorunlara karşı aktarılan çözümler de yetersiz ve belki de en önemlisi vücudun ihtiyaç duyduğu gıdaların tadının ve albenisinin ihtiyaç duymadığı zararlı maddelere göre kıyaslanamayacak kadar sönük ve geride olması. Ancak bunların hepsi, insanın farkında olduğu hâlde alışkanlık kalıplarını kırmasının önündeki engellerden ziyade bahaneler. Söz konusu tavsiyelere göre sadece bir 24 saat geçirince bile farkın anlaşılacağı düşüncesindeyim.
Bu noktadan sonra ise ikinci sorun olan sürdürülebilirlik kavramı karşımıza çıkacak. Çünkü alışkanlıkları kırdıktan sonra pozitif etkilerin devamını görmek için bir süre geçmesi gerekecek. Doğru beslenildiğinde acıkmamak ve zinde kalmak kısa sürede hissedilebilecek bir farkken insülin ve leptin direncinin kırılması, kilo vermek vb. sorunlardan kurtulmak biraz daha uzun süre ve iradeli uygulama gerektiren durumlar.
Kitabın bölümleri üzerine de birkaç yorum getirerek sözlerimi noktalamak istiyorum. Öncelikle çalışma soru-cevap tarzında sürdürüldüğü için genel olarak merak edilen kavramlar ve sorular aydınlatıcı bir şekilde ele alınılmış. Daha detaylı ve teknik bilgi isteyenler içinse tez, makale, araştırma vb. kaynaklara atıfta bulunulmuş, gıdaların besin değerleri ve kan değerleri detaylı olarak sunulmuş. Son olarak ise örnek mönü ve yemek tariflerinin eklenmiş olmasının faydalı ve yerinde bir düşünce olduğu görüşündeyim. Ancak zaten reklamı geride olan sağlıklı ürünleri özendirmek için mönülerin yanında göze hitap edecek kalitede resimlerle zenginlik yaratmak neden düşünülmemiş anlayamıyorum.
Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için, farkındalık için Sayın Prof. Dr. Karatay’ın bu kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Ergun UNUTMAZ, 03.11.2016
[1] Prof. Dr. M. Canan Efendigil KARATAY, Hayygrup Yayıncılık, Altmış Beşinci Baskı, 2016, İstanbul (Editör: Nihal DOĞAN).