Piyasa Analizleri 23 06
Haziran 2023
İzlediğim geniş veri seti arasında seçilmiş borsa endeksleri, döviz kurları ve sabit getirili menkul kıymetlerdeki hareketleri gerek yatırım gerekse de alım satım işlemleri açısından değerli buluyorum. Zaman yönetimi ve yapılacak işler sıralamasında, A noktasından B noktasına geçişi anlamak, olaylar arasında bağlantı kurmak ve bunlara göre pozisyonları gözden geçirmek son derece önemlidir. Bu yolculuk oldukça inişli çıkışlı olsa da ay sonunu nerede bitirdiğimiz başarı açısından daha az gürültü içerir ve uzun vadeli eğilimi görmek açısından fayda sağlar. Tabi kısa vadeli işlemler ve alım satımlarda bu son derece riskli bir yaklaşım olur. O yüzden kullanılacak araçlar planla uyumlu olmalı.
İkinci bir katkıysa; B noktasından C noktasına gidişin nasıl olabileceğini yorumlamak için daha fazla veriye sahip olmanın sağladığı avantajdır. İşte bugünkü yazıda Haziran ayı sonu itibarıyla seçmiş olduğum hisse senedi endeksleri, döviz kurları ve bono-tahvil gibi araçlardaki değişimlere bakarak yılın ikinci yarısı için planlarımı oluşturacağım.

Enflasyon verilerini ay içinde Twitter üzerinden şu akışlarda paylaştığım için burada tekrara düşerek vaktinizi de almayacağım. Dileyenler son verileri kısa akışlardaki grafiklerden izleyebilir. Anlık olarak haberdar olmak isterseniz de hesabımı takip edebilirsiniz.
1) Avrupa Birliği: 30 Haziran 2023
2) Birleşik Krallık: 21 Haziran 2023
3) Amerika Birleşik Devletleri: 13 Haziran 2023
4) Türkiye: 5 Haziran 2023
Haziran ayında önemli merkez bankalarının gerçekleştirdiği toplantılar ve enflasyonla mücadele kapsamında izlenebilecek politikalar beklentiler açısından önemliydi. Manşet enflasyon düşüş gösterse de daralan likidite koşulları yanında inatçı seyreden çekirdek enflasyon nedeniyle son bir iki faiz artışları daha gelecek gibi. ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Türkiye için güncel faiz oranları ve enflasyon değerlerini yansıttığım çalışmamsa şu yazıdadır:
Para Politikası 26
Detaylara geçmeden önce, “Mayıs ayında sat ve git” söylemine karşı çıkarak değeri düşen hisselerde alım yönünde işlemler açtığımı belirtmiştim. Maalesef bu strateji Mayıs ayında olumsuz gelişmelerle zarar yazmama neden olsa da Haziran ayında aynı hisselerdeki ısrarım daha düşük fiyatlardan gelen yükselişle başarılı sonuçlar üretti. Bakalım genel olarak piyasalarda Haziran ayında neler olmuş?
1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı
Bu çalışmada dört farklı ülkeden altı farklı endekse ilişkin notlarımı bulacaksınız. Amerika Birleşik Devletleri tarafında S&P 500 (SPX), Nasdaq (IXIC) ve Dow Jones Industrial Average (DJI); Japonya için Nikkei 225 (NI225); Almanya için DAX (DAX) ve Türkiye için de BIST 100 (XU100) Endekslerini izliyorum.
Bu endekslerin performansını aylık yüzde getiriler yanında 31 Aralık 2019 tarihli kapanışları baz olarak aldığım karşılaştımalı bir analiz yürütüyor; Covid-19 ve Ukrayna’daki savaş gibi olayların olmadığı bir döneme göre piyasaların bugün bulunduğu seviyeyi görmek için bu tür bir hesaplama kullanıyorum.
Grafik 1’in sol tarafında geçen 3 yılın performansı, devamında da aylık hareketler yer almaktadır. Grafiğin büyük bir bölümünde BIST 100 Endeksinin diğer tüm endeksleri geçen performansı dikkat çekicidir. 31 Aralık 2019 kapanışa göre BIST Endeksi Haziran ayı sonunda değerini 5’e katlamış ve böylece 4 kat (yüzde 401,87) getiri sağlamış görünürken diğer endeksler yüzde 20 ila yüzde 53 arasında kazanç sunmuştur. Bu veri doğru olmakla birlikte tabi ki gerçek değil, yanılsamadır.
Çünkü söz konusu endekslerin hepsi ABD doları bazında değildir ve döviz kuru farklılıkları fiyatlara yansımamıştır! Bu da getirilerin yanıltıcı olmasına yol açmaktadır ve bu etkiyi ayrıştırmak gerekir:
Grafik 2’de bu soruna yönelik olarak uygulanan dönüşüm sonrası durum görülmektedir. ABD dışındaki piyasaların para birimini endekslerle aynı tarihlerdeki dolar kuru üzerinden dönüştürerek baz dönem üzerinden verileri tekrar hesapladım.
BIST Endeksi tüm dönemlerde en çok kazandıran borsa değildir!
Bununla birlikte, 2022 Eylül sonrasında en alttan en yukarı doğru çıkan seyir dikkat çekiçidir. Mayıs ayında yüzde 22,44 olan getiri Türk lirasının değer kaybıyla erimiş, Haziran ayı sonunda dolar bazında getiri yüzde 14,96 olmuştur. Diğer endekslerse yüzde 5,82 ila 53,67 arasında kazanç sağlamıştır. Referans noktasının altında kalan tek endeks olan Nikkei 225, Mayıs ayında artıya geçmiş, Haziran’da yükselişini sürdürmüştür. Nasdaq Endeksi yüzde 53,67’lik getiriyle ilk sırada yer almaktadır.
Döviz kurları peki bu değişimde nasıl bir rol oynamıştır?
BIST’in sunduğu yüzde 401,87’lik getiri gerçek değil midir?
Türk lirası bazındaki bu kazanç neden yanıltıcıdır?
DXY Endeksi söz konusu dönemde 115,95 seviyesini gördükten sonra Haziran ayını 106,39 seviyesinden kapatmıştır. ABD doları zayıflarken başta avro olmak üzere diğer para birimleri değer kazanmaya başlamıştır. Avro Haziran ayını 1,0910 seviyesinde kapatmıştır. Baz döneme göre getiriler Grafik 3’te görüldüğü gibidir. Japon yeni de bu süreçte fazlasıyla değer kaybına uğramıştır. Baz döneme göre kayıp yüzde 24,57’dir.
TRYUSD içinse elde edildiği düşünülen yüksek kazançlar maalesef bir yanılsamadır. Yanılsama, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının bu getirinin büyük kısmını geri almasındadır. Grafik 3’te aynı baz dönem üzerinden seçilmiş döviz kurlarının performansı da yer almaktadır. Türk lirası söz konusu dönemde yüzde 77,09 oranında değer kaybetmiştir. Başka bir deyişle yurt dışından döviz getirerek Türk lirası varlıklarda kazanç elde etseniz de dönem sonunda bunları tekrar dövize çevirdiğinizde o yüksek getirilere ulaşılamamaktadır.
Dolayısıyla yurt içinde enflasyona, yurt dışı piyasalara yatırım yapıyorsanız da enflasyon yanında döviz kuru riskini de dikkat etmeniz gerekmektedir.
Grafik 4-A’da baz yılını kenara koyarak seçilmiş endekslerin kendi para birimleri üzerinden Haziran ayı getirilerini inceledim.
BIST 100 Endeksi yüzde 17,85 ile muazzam bir getiri kaydetmiş (?) ve Nasdaq Endeksinin yüzde 6,59’lik güçlü getirisini geçmiştir. En kötü performans, yüzde 3,08’luk yükselişle DAX Endeksine aittir.
Az önce detaylı açıkladığım yanılgıya düşmeyelim diye bu kez Grafik 4-B’de dolar bazında bir dönüşümle, seçilmiş endekslerin Haziran ayı getirilerini sunuyorum.
BIST 100 Endeksi dolar bazında maalesef yüzde 6,11’lik bir zararla ayı kapatmıştır. Neden? Çünkü Türk lirası dolar karşısında borsa getirisinden daha fazla değer kaybetmiştir. Böylece Türk lirası bazında yüzde 17,85’lik getirinin aslında küresel portföy açısından gerçekçi olmamaktadır.
Grafik 5’te aynı seçilmiş endekslerin dolar bazında ve bir önceki aya göre getirilerini daha uzun bir aralık için göstermektedir.
BIST Endeksi (turkuaz) oynaklığı yüksek bir seyir sergilemektedir. Spekülatif hareketler ve riskler piyasada yaygın bir şekilde görülebilir. Uçlarda, heyecanlı bir portföy!
Grafik 6’da Türk lirasının ABD dolarına karşı değişimini sarı renkle ve sağ eksende; BIST 100 Endeksinin ay sonu kapanışlarıyla seyrini ise beyaz renkle ve sol eksende gösterdim.
Enflasyonun üzerinde, reel getiri elde etmek yanında, eğer yurt dışından Türkiye’ye yatırım yapıyorsanız kur riskine karşı da bir yönetim stratejisi izlemeniz gerektiği bir kez daha görülmektedir. Bu ihtiyaç, diğer yabancı piyasalar için de benzer şekilde geçerlidir.
2 – Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin Performansı
Buraya kadar seçilmiş endekslerin getirilerine, baz yılı üzerinden performanslarına ve dolar bazında dönüşümle karşılaştırmalı kazançlara odaklandık. Bu kapsamda enflasyon verilerini de dikkate alarak reel kazançlar açısından iyi bir portföy yönetiminin bazı unsurlarını inceledik.
Şimdi de bono ve tahvil piyasası açısından ABD’de, sırasıyla 3 aylık, 2 yıllık ve 10 yıllık menkul kıymetlerin getirilerine bakalım:
ABD için 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Haziran sonunda yüzde 5,31’dir. 2 yıllık Devlet Tahvili (kırmızı) yüzde 4,90 getiri sunarken 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi yüzde 3,84 seviyesinde kazanç göstermektedir. (Grafik 7)
Enflasyonun (beyaz) yıllık olarak yüzde 4,13 düzeyinde olduğunu not ederek bono ve tahviller için reel getirilere dikkat etmek gerektiğini belirtmek isterim.
Bu kapsamda Grafik 8’de izleyen 3 ayın enflasyonu üzerinden bir yakınsama ile gri sütunlarda bu etkiye yer verdim. Son olarak 10 yıllık tahvillerle 3 aylık bono getirisi farkı (sarı) ile yine 10 ve 2 yıllık tahvil getrilerinin farkı (mavi) üzerinden ekonomide yavaşlama ve durgunluk sinyallerini inceledim. Resesyon beklentisi fiyatların içinde ve veriler de uzun süredir bu yönü gösteriyor.
Her ne kadar artık bu sayfada yer vermesem de Almanya, Birleşik Krallık ve Türkiye için de gelişmeleri benzer şekilde grafiklerle izliyor, değişiklikleri portföy ayarlamalarında dikkate alıyorum.
Son olarak, ABD için Grafik 9’da daha uzun bir zaman dilimi için de söz konusu ilişkiyi ayrıca gösterdim.
Yıllık enflasyonunun (kırmızı) ABD’de, yüzde 8,93 ile zirve yapmış olduğunu düşünürsek yüzde 2,00’lik hedefe ulaşmak zaman alacaktır, ama o kadar da uzak değildir artık. Tahvil piyasasındaki fiyatlamalar ve beklentilerse önemlidir.
3 – Portföy açısından kısa notlar
Bu kadar veri ve haberi takip etmenin, şirket incelemelerinin bir nedeni de portföy yönetim sürecini iyileştirerek geliştirmektir. Kendi adıma bu çıktılardan başarılı sonuçlar aldığımı söyleyebilirim. Ancak piyasaların çoğu zaman somut veriler dışında duygusal ya da akıl dışı işlemlerle farklı noktalarda kararsız dengelere gelebileceğini ve bunu uzun da bir süre sürdürebileceğini unutmamakta fayda var.
Kişisel portföyümün içeriğini ve genel stratejimi yıl sonunda kapsamlı bir raporla paylaşıyorum ve önceki yazılarıma ilgili bağlantılar üzerinden ulaşabilirsiniz. Fakat son üç yıldır ilginç zamanlarda yaşadığımız için yıl ortasına geldiğimiz bu dönemde “seçici” stratejimi sürdürdüğümü belirterek bir iki kısa notumu paylaşmak isterim.
– ABD tarafında dolar bazında elde ettiğim yüksek getiri, daha önce paylaştığım bir akışta belirttiğim gibi yapay zeka temasının aşırı primli bir hâle gelmiş olması ve likidite koşullarının yaratabileceği sıkıntıları göz önüne alarak o taraftaki hisse pozisyonlarımın bir kısmını kapatarak nakde geçmeyi tercih ettim.
– Türkiye açısından seçim riskini almak istemediğimi belirterek 2022 sonu ve 2023 başında bir miktar kâr realizasyonu yapmış ve dövize geçmiştim. Seçim döneminde bu kaynakları tekrar Türkiye’de iş modelini, yönetimini ve finansallarını beğendiğim şirketlere yönlendirdim.
– Avrupa tarafındaysa resesyon endişem daha ılımlı. Eğer iklim koşulları, jeopolitik riskler enerji ve gıda fiyatlarında yine sert hareketlere yol açmazsa bu gelişmelerden piyasaların olumlu çıkabileceğini bile düşünüyorum. Bu yüzden Almanya’daki yatırımlarımı korumaya devam ediyorum. Ancak yılın ikinci yarısı için yine seçici davranmak gereken uzun bir altı ay var önümüzde ve gelişmeleri yakından izleyerek değişiklikler yapmak niyetindeyim.
Yılın ilk yarısında yürütmüş olduğum şirket analizleri arasında blog yazımda paylaştıklarım şunlardır:
– Carl Zeiss 2023/q1
– ŞİŞECAM 2023/q1
– Puma SE (PUM) 2022/q4
Herkese iyi bir Temmuz ayı dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 02.07.2023
UYARI
Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım-satıma yönelik olarak da kısa vadeli işlem, öngörüler ve yorumlar sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen kendi portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.
Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.
One Comment
Bryne
I’d constantly want to be update on new blog posts on this site, saved to favourites!