Piyasa Analizleri 24 04
Nisan 2024
Seçilmiş borsa endeksleri, döviz kurları ve sabit getirili menkul kıymetlerden oluşan geniş bir veri seti izliyorum ve bu yazıda geçen ay piyasalardaki gelişmeleri grafikler üzerinden yorumlayarak önümüzdeki aylara ilişkin beklentilerimi paylaşacağım.
Nisan ayında açıklanan, Mart ayı enflasyon verilerini X üzerinden bağlantıdaki akışta paylaştığım için burada tekrara düşerek vaktinizi almayacağım. Dileyenler son verileri kısa akışlardaki grafiklerden izleyebilir. Anlık olarak haberdar olmak isterseniz de hesabımı takip edebilirsiniz. Nisan ayına ilişkin kesinleşmiş verilerse şu tarihlerde açıklanacak.
1) Türkiye
2) Almanya
3) Amerika Birleşik Devletleri
4) Avro Bölgesi
5) Birleşik Krallık
03 Mayıs 2024
14 Mayıs 2024
15 Mayıs 2024
17 Mayıs 2024
22 Mayıs 2024
Nisan ayı, izlediğim merkez bankaları açısından sakin geçerken dün Fed toplantısı piyasalarda etkili oldu. 2024 yılına altı faiz indirimi beklentisiyle başlayan piyasalar iki indirime razı olmuşlardı ki üst üste yüksek gelen enflasyon nedeniyle acaba bu toplantıda faiz artışı olur mu düşüncesi bile yer buldu. Neyse ki Powell enflasyondaki rahatsız edici gelişmelerin farkında olunduğunu belirterek yüzde 2 hedefine ulaşılacağı mesajını verip faiz artışı olasılığını çok düşük gördüğünü belirtince biraz da olsa rahatlama yukarı yönlü fiyatlama oluşturdu. Mevcut durumda 2024 yılı için faiz indirimi beklentisi bir adede düşmüş olup beklenen politika faizi yüzde 5,333’ten yüzde 4,985’e gerilemiş durumdadır.
Para politikası faizleri, enflasyon oranları ve geleceğe yönelik beklentiler ilginizi çekiyorsa Nisan ayına ilişkin Para Politikası yazımı inceleyebilirsiniz.
Buyrun, Nisan ayında piyasalarda fiyatlama ve kazançlar nasıl olmuş grafiklerle bakalım.
1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Aylık Görünüm)
Temel olarak dört farklı ülkeden, altı farklı endeksi izliyorum. Bunlar: Amerika Birleşik Devletleri açısından S&P 500 (SPX), Nasdaq (IXIC) ve Dow Jones Industrial Average (DJI); Japonya için Nikkei 225 (NI225); Almanya için DAX (DAX) ve Türkiye için de BIST 100 (XU100) endeksleridir.
Bu endekslerin performansını öncelikle aylık verilerle kontrol ediyorum. İkinci aşamadaysa 31 Aralık 2019 tarihli kapanışları baz olarak aldığım standardize edilmiş ve karşılaştımalı bir analiz yürütüyorum.
Grafik 1’de bu altı endeksin kendi para birimleri üzerinden Nisan ayı performanslarını inceledim.
BIST 100 Endeksi Nisan ayında en yüksek 10.132,88 seviyesini görerek psikolojik sınırı aştı ve ayı yüzde 9,88’lik artışla kapattı. Diğer tüm Endeksler düşüş gösterirken en yüksek kayıp yüzde 5,00 ile DJI Endeksindedir. Dax Endeksiyse yüzde 3,03 düşüş göstermiştir.
Para birimi yanılgısına düşmemek için Grafik 2’de dolar bazında bir dönüşümle, seçilmiş endekslerin performanslarını sunuyorum.
Türk lirasındaki sınırlı değer kaybı nedeniyle BIST 100 Endeksindeki kazançların büyük kısmı korunmuştur. Aylık dolar bazında getiri yüzde 9,72’dir. Japon yenindeki değer kaybı Nikkei Endeksinde dolar bazında kayıpları büyüterek yüzde 8,77’ye yükseltmiştir. Dax Endeksindeki kayıpsa yüzde 4,14’e çıkmıştır.
Grafik 3’teyse izlediğim para birimlerinin ABD dolarına göre aylık değişimleri ve DXY Endeksi görülüyor. DXY Endeksi Nisan ayında yüzde 1,69’luk değer artışı göstermiştir. Diğer tüm para birimleri bu süreçte değer kaybetmiştir. Türk lirası yüzde 0,14’lük kayıpla en az gerileme gösteren para birimi olurken Japon yeni yüzde 4,10 değer kaybı yaşamıştır. Döviz kurlarında yen açısından bu durumun yüksek olasılık gösterebileceğini özellikle belirtmiştim.
2 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Yıllık Görünüm)
Grafik 4’in sol tarafında geçen 3 yılın performansı, devamındaysa bu yıla ait aylık kapanışlarla ve 31 Aralık 2019 baz döneme göre elde edilen getiriler yer almaktadır. Grafiğin büyük bir bölümünde BIST 100 Endeksinin diğer tüm endeksleri geçen performansı göz kamaştırıcıdır. (!?)
BIST Endeksi Nisan ayı sonunda değerini yaklaşık 9 kata çıkarmış ve böylece 8 kata yakın (%775,42) getiri sağlamıştır. Diğer endekslerse %32,86 ila %74,51 arasında kazanç sunmuştur. Bu veri doğru olmakla birlikte tabi ki gerçekçi değil, bir yanılsamadır.
Çünkü söz konusu endekslerin hepsi ABD doları bazında değildir ve döviz kuru farklılıkları fiyatlara yansımamıştır! Bu da getirilerin yanıltıcı olmasına yol açmaktadır ve yukarıda döviz kurlarındaki değişim bölümünde değindiğim bu etkiyi ayrıştırmak gerekir:
Grafik 5’te bu soruna yönelik olarak uyguladığım dönüşüm sonrası durum görülmektedir. ABD dışındaki piyasaların para birimini endekslerle aynı tarihlerdeki dolar kuru üzerinden düzelterek baz dönem üzerinden verileri tekrar hesapladım.
BIST Endeksi tüm dönemlerde en çok kazandıran borsa değildir!
Bununla birlikte, 2022 Eylül sonrasında en alttan en yukarı doğru çıkan seyir dikkat çekiçidir. 2023 yılı Şubat (143,81) zirve olmuş ve Türk lirasının, özellikle de seçim sonrası değer kaybıyla Haziran ayına kadar dolar bazında kayıplar yaşanmıştır. Nisan ayı sonunda, baz döneme göre 160,77 seviyesine yükselen BIST Endeksi inceleme döneminin zirvesindedir. BIST için dolar bazında getiri %60,77’dir. Dolar bazında getiri şampiyonu endeks, teknoloji hisselerinin rüzgarını arkasına alan Nasdaq Endeksi olup getiri yüzde 74,51’dir. İkinci sırada bir konum BIST yatırımcıları için oldukça iyidir ve uzun vadenin önemini vurgulamaktadır. Diğer endekslerse baz döneme göre, dolar bazında yüzde 12,01 ila yüzde 56,33’e uzanan bir aralıkta getiri sunmuştur. Referans noktasının altında kapanış gerçekleştiren endeks bulunmamaktadır.
Nisan ayı sonunda nominal ve dolar bazında BIST 100 Endeksi 310,23’lük ay sonu kapanışıyla yeni bir inceleme dönemi zirvesi gerçekleştirmiştir.
Grafik 1 ve 2’de döviz kurunun etkisini aylık getiriler üzerinde gördük. Döviz kurları peki uzun dönemde nasıl bir rol oynamıştır?
BIST’in sunduğu yüzde 775,42’lik getiri gerçek değil midir?
Türk lirası bazındaki bu kazanç neden yanıltıcıdır?
DXY Endeksi bütünsel salgından beri en düşük 89,68 en yüksek olarak da 112,1730 seviyelerini gördükten sonra Nisan ayını 106,3070 seviyesinden kapatmıştır. ABD doları Nisan ayında değer kazanırken Japon yeni yüzde 4,10 gibi ciddi bir şekilde, diğer para birimleriyse sınırlı bir miktarda değer kaybetmiştir. Avro, ayı 1,0665 seviyesinde tamamlarken Türk lirası 32,3816 seviyesinde kapanış gerçekleştirmiştir. Aylık değişimleri Grafik 3’te sunduğum için şimdi piyasa kapanış seviyelerini kenara koyarak Grafik 6’da gösterdiğim baz döneme göre değişimlere bakalım.
Baz döneme göre DXY Endeksi 109,89 ile yüzde 9,89’luk bir değer artışını yansıtmaktadır. Türk lirası söz konusu dönemde yüzde 81,64 oranında değer kaybetmiştir. Başka bir deyişle yurt dışından döviz getirerek Türk lirası varlıklarda kazanç elde eden yatırımcılar dönem sonunda bunları tekrar dövize çevirdiğinde o yüksek getirilerin önemli bir bölümünün kaybolduğu gerçeği ile karşılaşmıştır.
Türk lirası üzerinden elde edildiği düşünülen, yukarıda Grafik 4’te gösterilen yüksek kazançlarsa maalesef bu yüzden bir yanılsamadır. Yanılsama, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının bu getirinin büyük kısmını geri almasından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla yurt içinde enflasyona, yurt dışı piyasalara yatırım yapıyorsanız da enflasyon yanında döviz kuru riskine de dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu genel ilke tüm piyasalar için geçerlidir. Grafik 7’de bu nedenle BIST 100 Endeksinin Türk lirası (beyaz) ve ABD doları bazında (sarı) bütünsel salgından beri piyasa fiyatlarıyla performansını gösterdim. Burada endeksleme ve standardizasyon olmaksızın doğrudan fiyatlar üzerinden hesaplanan basit getiri görülmektedir. TradingView hesaplamasında muhtemelen dolar kuru hesabında benim şimdiye kadar aktardığım bilgilerden dolayı ufak bir fark var. Ancak sonuç değişmiyor. Yüzde 777,93’lük getiri Türk lirası bazındadır ve dolar bazında getiri aynı dönem için yüzde 61,32 şeklindedir.
Her üç kalem için de grafiğe hesaplama detaylarını ayrıca ekledim. Grafikte TÜİK verileriyle kırmızı çizgi TÜFE Endeksini göstermektedir. Baz döneme göre değişim yüzde 444,21’dir. Türk lirası bazında getirilerin önemli bir bölümü erimiş olsa da borsa, enflasyonun üzerinde getiri sağlamayı başarabilmiştir. Yurt dışı piyasalar açısından da yüzde 61’lik dolar bazında getiri oldukça iyidir. Tabi endekste ağırlığı yüksek hisseler dışında bu getiri genele yayılmamış olabilir ama bu da ayrı bir tartışmanın konusudur. Olumlu yönden bakmakta yarar vardır.
Grafik 8’de aynı seçilmiş endekslerin dolar bazında ve bir önceki aya göre getirilerini uzun bir aralık için gösterdim.
BIST Endeksi (turkuaz) oynaklığı yüksek bir seyir sergilemektedir. Bir ay aşırı pozitif diğer bir aysa aşırı negatif hareket etmektedir. Spekülatif eğilimler ve riskler bu tür piyasalarda yaygın bir şekilde görülebilir. Uçlarda, heyecanlı bir portföy ve Mayıs ayı için dikkat!
Grafik 9’daysa Türk lirasının ABD dolarına karşı değişimini sarı renkle ve sağ eksende; BIST 100 Endeksinin ay sonu kapanışlarıyla değeriniyse beyaz renkle ve sol eksende gösterdim.
Enflasyonun üzerinde, reel getiri elde etmek yanında, eğer yurt dışından Türkiye’ye yatırım yapıyorsanız kur riskine karşı da bir yönetim stratejisi izlemeniz gerektiği açıktır.
2024 yılının başından Nisan ayı son kapanışa BIST 100 Endeksi Türk lirası bazında yüzde 34,48 getiri sağlarken aynı dönemde enflasyon yüzde 15,06 şeklinde gerçekleşmiştir. Tabi enflasyon verisinin bir ay gecikmeli geldiğini ve Nisan ayı enflasyonunun bu yazıdan sonra açıklanacağını ayrıca belirtmekte fayda var. Dolar kuru açısındansa 2023 yılını 29,5070 seviyesinden kapatan USDTRY, Nisan sonunda 32,3816 seviyesine gelerek yüzde 9,74’lük bir artış sergilemiştir. Daha önce değindiğim Türk lirasının değerlenmesi kapsamında da döviz kurundaki artışın enflasyonun altında olması burada da fikir vermektedir.
Son olarak ezbere yatırım yapmanın tehlikeli olduğunu bir kere daha hatırlatmak isterim. Döviz kurundaki değişim ve BIST getirileri incelemeye değer bir alandır ve Borsa ve Dolar Korelasyonu üzerinden yapılacak hatalı çıkarımlara daha önce blog yazımda değinmiştim. Grafik 9’da mor renkle işaretlediğim üç bölge de bu anlamda izlenmelidir. İlkinde Türk lirasında bir değişimin olmadığı dönemde, yani kur baskılanırken borsanın düştüğü, ikinci bölgedeyse kur kontrollü değer kaybettiğinde borsanın yine düştüğü görülmektedir. Üçüncü dönemse mevcut durumda Türk lirasının yine istikrarlı bir seyir izlediği zaman döneminin başlangıcı olabilir. Sert değer kayıplarınınsa borsa endeksinde paralel bir artışla izlendiği yine grafiğin baş ve orta bölümünde net bir şekilde görülmektedir.
3 – Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin Performansı
Buraya kadar seçilmiş endekslerin getirilerine, baz yılı üzerinden performanslarına ve dolar bazında dönüşümle karşılaştırmalı kazançlara odaklandık. Bu kapsamda enflasyon verilerini de dikkate alarak reel kazançlar açısından iyi bir portföy yönetiminin bazı unsurlarını inceledik.
Şimdi de bono ve tahvil piyasası açısından ABD’de, sırasıyla 3 aylık, 2 yıllık ve 10 yıllık sabit getirili menkul kıymetlerin getirilerine bakalım:
ABD için 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Nisan ayı sonunda yüzde 5,397’dir. 2 yıllık Devlet Tahvili (kırmızı) yüzde 5,037 getiri sunarken 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi yüzde 4,684’e yükselmiştir (Grafik 10).
Enflasyonun (beyaz) yıllık olarak yüzde 3,48 düzeyine sıçraması bu artışların arka planındaki gerekçedir.
Grafik 11’deyse, geçen 3 ayın enflasyonu üzerinden bir yakınsama ile gri sütunlarda reel getiri unsuruna yer verdim. Son olarak 10 yıllık tahvillerle 3 aylık bono getirisi farkı (sarı) ile yine 10 ve 2 yıllık tahvil getrilerinin farkı (mavi) üzerinden ekonomide yavaşlama ve durgunluk sinyallerinin bitmek üzere olduğunu göstermektedir. “No landing”
ABD için Grafik 12’de daha uzun bir zaman dilimi için de söz konusu ilişkiyi ayrıca gösterdim.
Yıllık enflasyonunun (kırmızı) ABD’de, yüzde 8,93 ile zirve yapmış olduğunu düşünürsek yüzde 2,00’lik hedefe ulaşmak giderek mümkün görünmektedir. Ancak bu zamana yayılacaktır. Tahvil piyasasındaki fiyatlamalar ve beklentiler tek bir faiz indirimi yönündedir. Hafif bir resesyonsa bence hâlâ muhtemel.
Her ne kadar artık bu sayfada yer vermesem de Almanya, Birleşik Krallık ve Türkiye için de gelişmeleri benzer şekilde grafiklerle izliyor, değişiklikleri portföy ayarlamalarında dikkate alıyorum. Bu verileri X’te yer alan grafik paylaşımlarımdan izleyebilirsiniz.
Türkiye için 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Nisan ayında yüzde 46,031 seviyesindedir (*). 2 yıllık Devlet Tahvili (kırmızı) yüzde 40,320 getiri sunarken 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi ay içi hareketlilik sonrası yine yüzde 26,260 seviyesindedir. (Grafik 13)
Enflasyonun (beyaz) yıllık olarak yüzde 68,50 düzeyinde olduğunu not ederek bono ve tahviller için reel getirilere dikkat etmek gerektiğini belirtmek isterim. Bu kapsamda Grafik 14’te, gerçekleşen 3 aylık enflasyon ile 3 ay önceki getiri üzerinden bir yakınsama ile gri sütunlarda bu etkiye yer verdim. Son olarak 10 yıllık tahvillerle 3 aylık bono getirisi farkı (sarı) ile yine 10 ve 2 yıllık tahvil getrilerinin farkı (mavi) üzerinden yandaki gibidir. Yılın son çeyreğine doğru önemli bir ekonomik yavaşlama görüyorum, ancak Avrupa’nın toparlanması yardıma yetişebilir.
* (World Government Bonds sitesi uzun bir süredir 3 aylık Hazine Bonoları için veri yayınlamadığından geçmiş verileri de düzelterek bu seri için Investing.com verilerini kullandım.)
4 – Emtia
Son olarak ilgilendiğim emtia kategorisinden Altın (sarı), Brent türü petrol (mavi) ve Kahve (beyaz) için yıl başından Nisan ayı kapanışına kadar geçen döneme bakalım. Fiyat hareketlerini getiri oranlarıyla birlikte Grafik 15’e ekledim. En yüksek oynaklık kahve fiyatlarındaydı ve ilk dört ayı getirisi yüzde 15,06 şeklinde sonuçlanırken fiyatlar zirveden geri çekilme göstermiştir. Altın açısındansa getiri ilk dört ayda yüzde 10,80 ile enflasyon endişeleri ve jeopolitik risklerle uyumlu bir yükseliş eğilimindedir. Brent türü petrolse Nisan ayında düşüşteydi. İlk dört aylık getiri yüzde 11,49 seviyesindedir. Resesyon endişelerinden toparlanmaya uzanan beklentiler jeopolitik risklerle fiyatı yukarı taşımıştır.
Herkese iyi bir Mayıs ayı dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 02.05.2024
UYARI
Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım satıma yönelik olarak da kısa vadeli işlem, öngörüler ve yorumlar sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen kendi portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.
Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.
4 Comments
Meyer
This is the right weblog for anybody who needs to find out about this topic. You understand so much its nearly arduous to argue with you (not that I really would want…HaHa). You positively put a brand new spin on a topic thats been written about for years. Great stuff, just great!
Ergun UNUTMAZ
Thank you
Mahmut Kemal
Ergun Bey
Değerli çalışmanızı paylaştığınız için teşekkürler.
İki sorum olacak;
1-Endeks seçiminde Çin ve Hindistan endekslerini dahil etmemenizin sebebini paylaşır mısınız ?
2-Emtia başlığında gümüş, platin, bakır ve paladyum olmamasını açıklar mısınız?
Sevgi ve Saygılarımla
M.Kemal SAĞIR
Ergun UNUTMAZ
Sağ olun Kemal Bey,
1) İzlediğim ve yatırım yaptığım piyasalar değil.
2) Gümüş ve Platin için yatırımlarım oluyor ancak bunları birer temsilci olarak seçtim. Bir başka yazıda onlara da değinebilirim.