Piyasa Analizleri ve Beklentiler 24
Ağustos 2021
Temmuz ayında öne çıkan gelişmeleri ve seçilmiş haber özetlerini Ekonomi Politika Strateji başlıklı yazımda kaleme almıştım. Bu yazıda da söz konusu gelişmelerin Piyasa Analizleri ve Beklentiler raporu ile hem fiyatlamalardaki yansımalarına hem de Ağustos ayında izleyebileceğim stratejilere değineceğim. Bu aydan itibaren veri seti ve inceleme yöntemi açısından yapısal bir değişikliğe gittiğimi belirtmek isterim. Dolayısıyla yazıya önce bu değişikliğin gerekçesi ve yeni uygulamanın ne getireceğiyle başlayacağım.
Şimdiden keyifli okumalar ve başarılı işlemler dilerim.
2020 Mart ayında neredeyse tüm piyasaların çökmesinden sonra gelişmeleri kendimce izlemek ve portföyümü etkin yönetmek üzere çeşitli grafikler oluşturmuştum. O dönemin en büyük tartışması toparlanmanın şekli üzerineydi. “V, W, ve K” en yaygın toparlanma şekli beklentileriyken sınır tanımayan tahmin yaratıcılığı Nike şirketinin logosundan karekök ifadesinin gösterimine kadar çeşitli görüşleri gündeme getirmiştir. Bunları da Piyasalarda Dip Arayışları başlıklı yazımda aktarmıştım. Elbette benim de kişisel düşüncelerim vardı, ancak dip nerede olur, zirve neresidir, buraya ne zaman ve nasıl ulaşırız gibi kaygılar taşımadan iyi şirketleri bulma arzusuyla portföyümü yönettiğim için o dönemlerde yaptığım alımlardan mutluyum.
Diğer taraftan süreç boyunca o çöküş seviyesini dip kabul ederek seçilmiş borsa endekslerinin hem göreceli performansını hem de dip seviyesine göre gelişimini yakından izledim. Bu nedenle oluşturduğum Karşılaştırmalı Endeks Performans tablosu da sadece ay sonu kapanışları değil, önemli (geçici dip-zirve) noktalarını içeriyordu. Dolayısıyla ilk yaptığım yapısal değişiklik 2019 Aralık ayı kapanışlarını baz dönem alarak bundan sonraki tüm verileri ayın son gününe denk gelecek şekilde seçmek oldu. Tabi farklı ülkeler söz konusu olunca tatil günlerinin etkisiyle iki üç veride kayma olsa da bundan sonraki grafiklerde genel ilke olarak ayın son işlem günü, kapanış verisini göreceksiniz.
İkinci bir değişiklik ise söz konusu karşılaştırmanın ulusal para birimleri olmasının yarattığı sıkıntıydı. Açıkçası farklı piyasalarda yatırım yaptığım için o ulusal para birimiyle sonuçları görmek istediğimden bunu sorun olarak görmüyordum, ancak karşılaştırma yaptığımda kur farkının etkisini uzun uzun anlatmak sıkıcı, anlatmamak ise yanlış anlaşılmalara yol açabiliyordu. Bu nedenle standart karşılaştırmaya yeni dönemde bir de tüm endekslerin dolar bazında izlendiği ikinci bir grafiği ekleyeceğim. Bu da önceki gibi 2019 Aralık son işlem günü kapanışına göre değişimi ölçmek üzeredir. Dolayısıyla performans değerlendirmemi uzun vadeli tutmaya devam edeceğim.
Tam da bu noktada üçüncü bir yenilik daha getirdim ki o da aylık değişimleri görebilmek üzerinedir. Seçilmiş endekslerin aylık performanslarını ulusal para birimi bazında da bulabileceksiniz artık. Bu grafiğe bir de ortanca getiri verisini ekleyerek hem oynaklığı hem de getirinin görece olarak kıyasalamasını yapabilme imkânı sundum.
İkinci grup yapısal değişikler ise seçilmiş döviz kurları üzerinedir. DXY Endeksi Üzerine daha önce detaylı açıklamalar yapmış paritelerin korelasyonu üzerine görüşlerimi belirtmiştim. Dördüncü bir yenilik olarak bu raporda sunduğum verileri de yukarıdaki grafikle eş anlı hâle getirmek oldu. Böylece her ayın son işlem gününün dolar bazında parite hareketlerini de izleyebileceksiniz.
Beşinci ve son değişiklik ise seçilmiş döviz kurları için de aylık getirilerin gösterimi üzerine bir tablo ilavesidir. Böylece mesela Türk lirasının Amerikan doları karşısında değer kazandığı ve aynı dönemde BIST 100 Endeksinin düşüş göstermesini daha kapsamlı bir şekilde değerlendirme şansınız da olacaktır. Her ne kadar bu raporlar kendim için olsa ve herhangi bir fiyat hedefi içermese ya da sadece benim kişisel varsayımlarıma dayanan ve piyasayı etkileme gücü olmayan hedefler olsa da göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederim.
Önemli, ancak detay sayılabilecek konularla vaktinizi aldım ve dilerseniz alışılagelmiş beş bölümlü yapıyla piyasalardaki gelişmeleri inceleyelim.
1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı
2019, 30 Aralık tarihli kapanışların 100 olarak baz alındığı aşağıdaki grafiğe baktığımızda 2021, 30 Temmuz kapanış tarihi son veri olmak üzere altı farklı endeksin performansları görülmektedir. Nasdaq Endeksi (mavi çizgi) inceleme döneminde sadece en iyi performansı gösteren endeks olmakla kalmamış, açık ara gruptan ayrılmıştır. Döneme 104,58 değeriyle başlayan endeks, dönemi 186,73 değeriyle kapatmıştır. Böylece yükseliş, baz döneme göre yüzde 78,55 oranıyla oldukça iyidir. İkinci sırada S&P 500 Endeksi (mor çizgi) yüzde 36,44’lük artışla yine başarılı bir performansa karşılık gelmektedir. Dow Jones Industrial Endeksi (gri çizgi) üçüncü sıradadır ve standardize edilmiş endeks değeri 122,74’tür. Her üç endeks de ABD içindir ve bunları takip eden endeksler ve performanslar şöyledir: BIST 100 Endeksi (turkuaz çizgi: 121,38), DAX Endeksi (kırmızı çizgi: 117,32) ve Nikkei 225 Endeksi (sarı çizgi: 115,33).
Burada dikkat çeken bir nokta ilk üç endeksin ABD için ve dolar bazında olmasıdır. Diğer endeksler ulusal para birimiyle hesaplandığı için yanıltıcı olabilmektedir. Mesela 30 Aralık 2020 tarihinde BIST 100′ün Nasdaq Endeksinden daha iyi performans gösterdiği düşünülebilir. Oysa bu dönemde Türk lirası değer kaybettiyse durum farklı olabileceği gibi değer kazandıysa da grafik performansı tam yansıtmayabiliri. Daha önceki yazılarımda bu durumu kendi pozisyonlarım için açıklamıştım. Tüm bu piyasalarda yatırımları olan bir kişi olarak kur riskinin getiriler üzerindeki etkiyi de izlemem gerekiyor. O yüzden bir de aynı verilere, dolar bazında ve yine baz dönemi sabit tutarak bakalım.
Görüldüğü üzere, dolar karşısında değer kazanan Avro, DAX Endeksi (kırmızı çizgi) için küçük de olsa pozitif bir performans ortaya koymaktadır. Endeks değeri 117,32’den 124,33’e yükselerek DJI Endeksi (gri çizgi) üzerinde bir konuma geçmektedir. En dikkat çekici ayrışma ise BIST 100 Endeksindedir (turkuaz çizgi). Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı endeksin dolar bazında 85,54 değeriyle sonlanmasına neden olmuştur. Başka bir deyişle 6 endeksin her birine 30 Aralık 2019 tarihli kapanış seviyesinden 100’er dolarlık yatırım yapsaydınız BIST 100 Endeksindeki yatırımınız 85 dolar 54 sent seviyesine gerilemiş olacaktı ve zarar ettiğiniz anlamına gelecekti. Yani yukarıda yer alan yüzde 17,32’lik artış performansı aslında yanıltıcıdır. En azından yurt dışından Türkiye’ye sermaye getirenler bu dönemde dolar bazında endeksten daha iyi bir performans yakalayamadılarsa, dolar bazında zarardadırlar.
Peki dolar bazında uzun dönemde zararda olduğu hâlde yatırımcı neden gelmektedir? Aslında bunun birçok sebebi var. İlk olarak yatırım amacıyla uzun vadeli gelen profesyoneller, kısa dönemdeki dalgalanmaları tolere edebilmekte ya da finansal korunma yöntemleriyle kayıpları sınırlandırabilmektedir. İkinci olarak bu tür hesaplamaları yapmayan ve sanal olarak getiri elde ettiğini düşünen, daha çok duygusal yaklaşan bir grup vardır ki bunları profesyonel olarak nitelendiremiyorum. Üçüncü olaraksa son grafiğe yansıyan ve yatırımcı değil, ancak alım satım üzerinden işlem yapan spekülatif bir grup vardır. Zaten Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin altında olması ve spekülatif karakteri de bu grafikteki sonuçlarla uyumludur.
Grafikte, seçilmiş endekslerin bir önceki aya göre dolar bazında getiri performansları yer almaktadır. Bu kapsamda Nasdaq Endeksi yine yüzde 6,22’lik getiriyle açık ara ayrışmasını sürdürmektedir. Temmuz ayının en kötü performansı yüzde 4,04’lük düşüşle Nikkei 225 Endeksine aittir ki bu da zaten uzun süredir pozisyon almak/arttırmak için fırsat beklediğimi bilenler için bir sürpriz değildir. Ancak BIST 100 Endeksinin yüzde 5,87’lik müthiş çıkışı ki bunun içinde dolara kaşı Temmuz ayında değer artışı kazanan Türk lirasının da payı vardır oldukça sevindiricidir. Grafikte dikkat çeken bir diğer noktaysa aylık getirilerde BIST 100′ün yüksek oynaklık sergilemiş olmasıdır. Bu da işte daha önce belirttiğim spekülatif hareketlerin ve hisse senetlerini elde tutma süresinin kısa olmasıyla ilgilidir biraz da.
2 – Seçilmiş Döviz Kurları
Döviz kurlarının yatırımlara etkisine kısmen değindim, ancak konuya bir de ABD doları ve DXY Endeksini oluşturan diğer önemli para birimleri açısından ve gerçekleştirdiğim yapısal değişiklikle bakalım.
Yukarıdaki grafik bize DXY Endeksinin (yeşil çizgi) 2020’nin başlarında bir değer artışı yaşasa da genel olarak düşüş yönünde hareket ettiğini göstermektedir. 30 Aralık 2019 tarihi şeklinde baz alınan döneme göre, 30 Temmuz 2021 tarihinde Endeks 95,19 değeriyle yüzde 5’e yakın değer kaybına uğramıştır. Doların diğer para birimleri karşısındaki bu düşüşü başta Avro olmak üzere diğer para birimlerine doğal olarak değer artışı şeklinde yansımıştır. Hatta Japon Yeni ve Türk lirası hariç diğer para birimleri yüzde 5’e yakın değer artışı göstermiştir. EURUSD yüzde 5,97 ve GBPUSD yüzde 6,05 değer artışı yaşarken CADUSD yüzde 4,81’lik bir performans göstermiştir. TRYUSD ise 5,9470 seviyesinde 8,4393 seviyesine gelerek yüzde 30 seviyesinde değer yitirmiştir. Bu da neden borsadaki kazançların aslında yanıltıcı olduğunu, enflasyonu düşünmesek bile yurt dışındaki yatırımcılar için kur nedeniyle reel kayıplar oluşabildiğini açıklamaktadır.
İkinci grafikteyse para birimlerinin aylık getirileri yer almaktadır. Türk lirası yine yüksek oynaklık ile işin uzmanları için yüksek getiri potansiyeli sunarken deneyimli olmayan kişiler için özellikle de kaldıraçlı işlemlerde yüksek risklere dikkat çekmektedir. Altı para biriminin uzun dönem ortanca değeri yüzde 0,02 şeklinde gerçekleşmiştir. En büyük kayıp aylık olarak eksi yüzde 10,07 ile Türk lirasında, en yüksek kazanç aylık yüzde 7,05 ile yine Türk lirasında görülmüştür. İngiliz sterlini ve Avro için artı eksi yüzde 5,00 bandına dönem dönem sert hareketler de kayıtlara geçirilmelidir.
3 – Değerli Metaller
Altın (XAUUSD)
Aşağıdaki grafikte ons altın için günlük fiyat hareketleri aylık olarak 2000 yılından itibaren gösterilmektedir. Altın konusunda fikrimde bir değişiklik olmadığı gibi yanlış anlaşılmalara da açık bir konu olduğu için fiyat aralığı belirtmeksizin işlemlerime devam edeceğim. Bununla birlikte logaritmik olarak hazırlamış olduğum grafiğin sol alt köşesindeki sıkışma alanını durağan dönem olarak niteledim. Buradan başlayan kopma on yıl süren müthiş bir döngü oluşturmuş ve 2011 – 2012 arası enerjinin tükenmesi ikinci bir durağan dönem ya da dinlenme periyodu oluşturmuştur. Aradaki ufak/büyük krizler de bu eğilimi beslemiştir. Geldiğimiz nokta on yıl önce altın yatırımı yapanların maliyetlerini kâğıt üzerinde eşitlediği, ancak alternatif maliyet bakımından zararda oldukları kritik bir noktadır. Herkese beklentilerine ve varsayımlarına göre dikkatli bir yatırım kararı vermelerini öneririm.
4 – Petrol ve Emtia
Brent türü petrol (USDBRO)
Aslında petrol konusu ekonomin büyümesi ve özellikle Çin tarafındaki hareketlilikle oldukça yakın ilişki içerisindedir. Ancak öngörü konusunda PMI Endeksleri ve talep koşullarına bakarak yapılacak çalışmalar biraz boşa çıkabilir, çünkü arz tarafındaki gelişmeler ve OPEC + üyelerinin kısıntılar konusundaki anlaşmazlıkları ciddi dalgalanmalar yaratabilmektedir.
Brent türü petrolde 2019 – 2020 yılları varil başına 55 ila 70 dolar seviyelerinde geçmişken önce durgunluk endişeleri ardından bütünsel salgın çok sert hareketlere sahne olmuştur. 78 dolar seviyesini deneyip geri dönen Brent türü petrol fiyatları için bir öngörüde bulunmak zor olsa da petrol şirketlerinin hisselerini almaktansa vadeli sözleşmeler üzerinden her iki yönde aktif işlemlerime devam edeceğim.
Bu ay bir de özellikle ilgi alanıma giren bir ürüne yer vererek yazıyı toparlayalım. Malum kahve konusunda özel bir tutkum var ve oldukça yoğun tüketimimi Starbucks hisselerim ile de destekliyorum. Bununla birlikte dönem dönem vadeli sözleşmelerle de alım satımlar yaparak tutkumu ve bilgimi kâr/zarar ekseninde geliştiriyorum.
Yukarıdaki grafikte haftalık kapanışlarla oluşturduğum yakın vade sözleşmelerde pound üzerinden ve dolar bazında fiyatlar gösterilmektedir. Öncelikle nasıl altın için ons bazında bir gösterim varsa kahve için de 1 lbs (pound) biriminin yaklaşık 0,4536 kilograma karşılık gelen bir ağrılık birimiyle gösterimin yaygın olduğunu belirteyim. Bu durumda yukarıda dikdörtgen içine aldığım alanda pound başına 1,0000 dolar seviyesinde bir dip bölgesi oluştuğu söylenebilir. Bunu müteakip yaşanan çıkış ise diğer emtia hareketleri gibi sert olmuştur. Geçen hafta pound başına 2,000 dolar seviyesini gören kahve fiyatları iklim, kıtlık nedenleriyle bu kez geri çekilme eğilimindedir.
5 – Sonuç
Oldukça uzun olan bir yazıyı buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapısal değişiklikleri açıklamanın mecburiyetinin bir sonucu olan bu durum benim adıma daha iyi bir Ağustos ayı planlaması sağlamıştır. Umarım sizler için de döviz kurundaki hareketleri dikkate alan bir hisse senedi yatırımı çalışmalarınıza değer katar. Çünkü hisse senetleri yanında pariteler üzerine de işlem yaptığım için bunları yakından takip ediyorum ve bir ürünün diğerine olumlu yan etkiler getirmesini bekliyorum.
Altın, petrol ve kahve gibi konular ise herkese uygun olmayan, kaldıraç kullanımı nedeniyle risklerin daha yüksek olduğu bir alandır. Risk/getiri beklentisi ve makroekonomik gelişmelere ilişkin projeksiyonlar herkes için farklıdır. Ben hedef ya da fiyat belirtmeksizin bu yazılarda geçmiş fiyat ve getiri hareketlerini ortaya koyarak kendime arşiv oluşturuyor, ara sıra da tekrar bu sayfaya dönüp dersler çıkarıyorum. Giriş kısmındaki notlar ve yazıların da sizlere katkı sağlamış olduğunu ümit ederek yatırımlarınızda başarılar, bol kazançlar dilerim.
İyi bir Ağustos ayı olsun.
Ergun UNUTMAZ, 04.08.2021
UYARI
Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım-satıma yönelik olarak da kısa vadeli portföyüm için yaptığım öngörüler sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen benim portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.
Herkes aynı resme bakıp farklı yorumlar çıkarabilir, o yüzden başkalarının sözleri veya planları ile zor kazanılan birikimlerinizi riske atmayınız. Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.