Temettü Performansı
Yatırım stratejileri üzerine daha önce konuşmuş ve kendimi temettü yatırımcısı olarak görmediğimi, her ne kadar işin özünde değer yatırımı anlayışını benimsesem de farklı araçları da çantamda taşıdığımı belirtmiştim. Dolayısıyla uzun vadeli yatırımlar yanında nispeten kısa zaman dilimleri için alım satım işlemlerini de yoğun bir şekilde kullanıyorum. Bu konuda ayrıca bir yazı hazırlayacağım, ama bugün biraz temettü ya da diğer adıyla kâr payı elde etmek için yapılan yatırım yaklaşımına dönelim.
Temettü Sistemi Üzerine yazdığım ilk yazıda bu kavramın ifade ettiği anlamdan, kâr payı dağıtımının tarihsel gelişimine ve temettü emekliliği kavramına uzanan bir içerik hazırlamıştım.
Temettü Kavramları ve Hesaplamalar yazısı ise bunun devamı şeklinde olup biraz daha teknik yönleri açıklayan, sayısal örneklerle kâr payının kaynağını ve nereden geldiğini gösteren bir çalışmaydı. Temettü dağıtım oranı, temettü verimi, brüt ve net oranlar gibi kavramları örnek üzerinden anlatmıştım.
Yazının sonuna da yurt dışı yatırıma yönelik başka iki farklı çalışma için bağlantılar ekledim ve şimdi geçen üç yıl için bir karşılaştırma yapalım:
Geçen üç yılda portföyüme eklenen kâr payları
Yukarıda da belirttiğim gibi amacım düzenli temettü geliri elde etmek ya da belirli bir lot miktarına ulaşarak temettü ödemeleri ile geçinmek değil. Ancak uzun vadeli yatırımlar kapsamında kârlılığını arttıran ve bunu ortaklarıyla paylaşan şirketlere ortak olmanın güzel bir yanı da bu şekilde nakit akışı elde etmek oluyor. Bunları da bileşik getirinin gücünden olabildiğince yararlanabilmek adına tekrar yatırımlara yönlendiriyorum.
Grafik 1’de 2020, 2021 ve 2022 yıllarında portföyüm kapsamında elde ettiğim kâr payı ödemeleri, aylar bazında görülmektedir. Parasal değerler herkesin portföy büyüklüğüne göre farklılık gösterir, bu nedenle aylar bazında alınan temettü sayısını işaretlediğim dikey eksen en azından bu yönde hareket etmek isteyenlere bir fikir verebilecektir. Turuncu renk geçtiğimiz yılı, yeşil 2021 yılını ve kırmızı da 2020 yılını belirtmektedir. Her üç dönemde de (yatay eksende 5 ile gösterilen) Mayıs ayı en fazla kâr payı alınan ay olmuştur. Örneğin 2022 yılında 13 şirketten elde ettiğim kâr payı ödemeleri güçlü bir nakit akışı adına sevindiricidir. Ancak bu, Mayıs ayı en fazla kâr payı ödemesi yapılan ay anlamına gelmeyebilir. Portföyde kâr payı dağıtan şirket yoğunluğu başkaları için farklı sonuçlar da üretebilir. Benzer şekilde 2020 Ocak, Şubat ile 2021 Aralık ayları hiç kâr payı alınmayan aylar olmuştur.
Burada önemli bir hususu tekrar hatırlatmakta fayda var. Şirketlerin kâr payı ödemesi yapabilmesi için ekonominin iyi, şirketlerin kâr üreten bir yapıda olması gerekir. Ekonomik durgunluk ve risklerin artması yönündeki beklentiler, şirketler kâr üretse bile bunu ortaklarıyla paylaşma yerine şirketleri temkinli davranmaya itebilir. Bu nedenle de ileride yapılabilecek ödemelerin garantisi olmadığını akılda tutmak gerekir.
Temettü Verimi Karşılaştırması
2022 yılını kapattıktan sonra muhasebe işlemleri biraz vakit alsa da nihai çıktıları elde edince birkaç yazı ile kişisel deneyimlerimi aktarmak istedim. Birikimlerimizi faiz getirisi olan araçlarda tuttuğumuzda elde ettiğimiz getirileri anapara ile karşılaştırarak bir getiri ölçüsü kullanırız. Birikimlerimizi diğer yatırım araçlarında değerlendirdiğimizde de elde ettiğimiz getirileri karşılaştırmak için benzer bir hesap kullanılabilir.
Daha önce temettü verimi başlığı altında değindiğim bu konuda yöntemlerden biri elde edilen hisse başına kâr payı ödemesinin bir gün önceki kapanış fiyatına bölünmesiyle hesaplanan fiyat bazlı temettü verimidir. Temettü alabilmek için hisselere bir gün önceden sahip olmak gerektiğinden ödeme tutarı öncesi son kapanış fiyatını dikkate alarak hazırladığım değerleri Grafik 2’de kırmızı eğri ile gösterdim.
Bir de cari fiyat yerine hisse senetlerini satın aldığımızda ödediğimiz bedel üzerinden hesaplama yapılabilir. Buna da maliyet esaslı temettü verimi denilmektedir. Grafik 2’de bunları da mavi sütunlarla gösterdim. Dikkat ederseniz bu şekilde hesaplanan veriler genelde daha yüksek bir getiriye işaret etmektedir.
Normalde kâr payı ödemesi sonrası fiyatta düzeltme olacağı için bir gün öncesinden hisse alarak temettü geliri elde etmek bir işe yaramaz. Piyasada beklenti yüksek olacağı için yapay bir talep oluşması fiyatı yukarı çekebilirse de bu, işin özündeki mantığı değiştirmez. Dolayısıyla getiriyi yükselten şey, uzun vadeli yatırımlar yapmak ya da şirketlerin elde edecekleri kâr artışını önceden kestirip bunu da dağıtacağına inanarak yine erken bir dönemde yapılan alımlardır.
Grafik 2’de, 2022 yılı için maliyet esası bakımından en yüksek verimin yüzde 56,0’lık değerle EREGL (Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları TAS) şirketinden elde edildiği görülmektedir. Farklı dönemlerde yaptığım alımların ağırlıklı ortalama maliyeti 7,95 TRY şeklinde hesaplamaya alınmıştır. İkinci sırada ise o zamanlar 42,00 TRY ağırlıklı ortalama maliyetle portföyümde olan TTRAK (Türk Traktör ve Ziraat Makineleri AS) şirketi gelmektedir. Maliyet esaslı temettü verimi yüzde 53,5 şeklinde gerçekleşirken piyasa fiyatlı temettü verimi yüzde 9 seviyesinde olmuştur. Bu örneklerin grafiğin devamı için açıklayıcı olduğunu düşünüyorum ve daha fazla vaktinizi almadan bir de 2021 yılına bakalım.
Aynı biçimlendirme ve yaklaşımla oluşturduğum Grafik 3 ise 2021 yılı için temettü verimi karşılaştırmasını sunmaktadır. Bütünsel salgın dönemindeki incelemem sonrasında portföye eklemiş olduğum TTRAK şirketi 2021 yılında da yüzde 37,9 ve yüzde 7,6 temettü verimi sunmuştu. Bu grafikte de uzun vadeli yatırım sayesinde düşük maliyetle hisse taşımanın temettü verimine etkisi net bir şekilde görülmektedir. 2020 yılı için benzer bir tablo eklemeye bu nedenle gerek yok diye düşünüyorum.
Kişisel notlar ve tecrübe paylaşımı kapsamındaki bu yazının temettü emekliliğine başlamak isteyenler için yol gösterici olmasını diler, hâlihazırda temettü yatırımı ve uzun vadeli yatırım yapanlar için de bir katkı sağlamasını umarım.
İyi ve kazançlı bir yıl dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 17.01.2023
Temettü sistemini daha iyi bir aşamaya getirmek için hazırlamış olduğum Kâr Payı ve Ortaklık Payı yazısı paranın iç ve dış değerine ilişkin konuları da ele aldığı için bu yazıyı da okumanızı önerebilirim.
Eğer yurt dışı temettü yatırımıyla ilgileniyorsanız da YahooFinance sitesinde yayımlanan iki farklı çalışmam belki ilginizi çekebilir:
10 Best Dividend Stocks for Passive Income
10 Best Dividend Stocks Under $20
Uyarı
Bu yazı, kişisel bir özet ve bilgi seti oluşturmak amacıyla hazırlanmış olup hiçbir şekilde para ve sermaye piyasalarında alım satım işlemleri gerçekleştirenler için bir yatırım tavsiyesi veya danışmanlık hizmeti teşkil etmemektedir. İçerikte yer alan bilgilerin kısmen veya tamamıyla kullanımına ilişkin haklar ise saklıdır.
Kendi risk getiri tercihleriniz çerçevesinde ve bir plan dâhilinde işlem yapmanızı önerir, yatırımlarınızda başarılar dilerim.
4 Comments
Mahmut Kemal
Ergun Bey
Cevabınız için teşekkür ederim. Anlaşılan daha çok çalışmam gerekiyor.
Ergun UNUTMAZ
Estağfurullah.
Bu iki yatırım fikri sıklıkla karıştırıldığı için yalnız değilsiniz. Bu nedenle de genel ve uzun bir yanıt oldu.
Başarılar dilerim.
Mahmut Kemal
Merhaba Ergun Bey,
Daha önceki yazılarınızdan değer yatırımcısı olduğunuzu hatırlıyorum.Temettü yatırımcılığındaki mantık, elde edeceğim yıllık temettü geliri ile ,aylık giderlerimi karşılayabilmeliyim ki finansal bakımdan özgür olayım.Bu gözle baktığımızda şöyle bir hesap çıkarabiliriz; TÜRK-İŞ Araştırmasının 2022 Aralık ayı sonucuna göre “YOKSULLUK SINIRI” 26.485 TL olarak heaplanmış. Temettü yatırımcısı en az 30.000,00 TL aylık geliri olması gerekiyor ki (Dört kişilik bir aile için) bu da Temettü gelirinin ortalama %7 olduğunu varsayarsak toplam 5.000,000 TL bir yatırım yapmak demektir.
Bu tutarı Değer yaratan firmalara mı yoksa temettü veren firmalara mı yatırmak doğru olur ? sorusuna cevaben; Tefas platformundan Akbank Bist 25 Temettü fonunda ki hisselere baktığımızda ,değer ve temettü yatırımının aslında çoğunlukla benzer şirketlerden oluştuğunu söylersek bir hata yapmış olur muyuz?
Bir şirket temettü ödeyebiliyorsa aynı zamanda değer de yaratmış ki bu ödemeyi yapabiliyor düşüncesi ortaya çıkıyor ki bence değer ve temettü yatırımları büyük bir oranda benzer firmalardan oluşuyor.
Bu durumda değer ve temettü ayrımı yapmamız doğru olur mu?
Sizden ricam bu görüşümü hakkındaki düşüncenizi paylaşmanız?
Sevgi ve Saygılarımla
M.Kemal SAĞIR
Ergun UNUTMAZ
Merhaba Kemal Bey,
güzel sorular için teşekkürler. Bu vesileyle DM ve e-posta şeklinde gelen sorulara da genel bir yanıt vereyim.
Öncelikle bu yazıları okuyanlar için hesaplamanıza ilişkin kısa bir açıklama: Sorudaki yüzde 7 yıllık bir orandır ve 5 milyon TL’lik bir yatırım için tüm vergi ve masrafları sıfır kabul edersek yıllık 350.000 TL getiri anlamına gelir. Bunun da aylık olarak 29.167 (yaklaşık 30.000 TL) temettü geliri edeceği şeklinde bir sonuç çıkmaktadır. Şunu da altını çizerek belirtmek gerekir ki temettü geliri her ay yapılan ve düzenli bir ödeme değildir. Yılda bir kere elde edilen bu geliri çoğu kişinin disiplin içinde harcama ve yöneteme yeteneği ise özellikle dikkat edilmesi gereken bir alandır.
Değer yatırımı ve temettü yatırımı kavramlarına gelirsek bu ikisi çok farklı şeylerdir. Değer yatırımında, ister içsel isterse de göreceli olarak hesaplanmış olsun, değer ile piyasa fiyatı arasındaki farka bakarak “ucuz” olan hisseleri satın alır, bunlar değerini önemli oranda aşarsa “pahalı” hâle geldiği için portföyden çıkarılır. Değer yatırımı, ortak olduğumuz şirketlerin hisselerini duruma göre uzun vade taşımayı gerektirmez bile. Çok kısa sürede (herhangi bir temele dayanmaksızın, piyasa çılgınlığı gibi bir nedenle) aşırı değerli hâle gelen hisselerde satış yapmak gerekir. Tabi bir de Warren Buffett’ın “hisseleri mümkünse hiç satmamak” anlayışı var ki bunu da ezbere bir yorumla az önce söylediğim cümledeki fikirle karıştırmamak gerekir. Buffett’ın kastettiği sürekli rekabet üstünlüğüne sahip olan şirketlerdir. Eğer içsel değer ve fiyat arasındaki denge korunuyorsa bu şirketlerin hisselerini yıllarca portföyünüzde tutabilirsiniz. Temettü yatırımında ise hisseler, piyasadaki fiyattan bağımsız şekilde portföyde yıllarca tutulabilir. Burada beklenti her yıl şirketin kâr edeceği ve en azından aynı oranda bu kârı paydaşları ile paylaşacağıdır. Tabi şirket kârlılığını koruyamaz ya da dağıtım oranını yükseltemezse enflasyon karşısında zararlı bir sürecin içinde kalınabilir.
Temettü ödemek ve değer yaratmak kavramlarını da karıştırmamak gerekir. Bir şirket sürekli büyüyor, değer üretiyor ve bu kaynakları daha verimli kullanıyorsa bunu temettü şeklinde paydaşlara dağıtmaktansa kendi yatırımında kullanmayı tercih edebilir. Nitekim Buffett yine bu konuda kaynakları dağıtmak yerine etkin satın alma ve birleşmelerle daha büyük bir değer üretebilmiştir. Dolayısıyla ROIC değerlerini inceleyerek karar vermek gerekir. Yani temettü dağıtan bir şirketin fiyatı istikrarlı kalır sermaye kazancı üretmezken, değer yaratan bir şirket sıfır temettü ve yüksek fiyat artışı ile sermaye kazancı sağlayabilir.
Son olarak “değer” ve “büyüme” şirketleri gibi hesaplamalarda çarpanlara göre ortalamanın altında ve üzerinde kalan şirketler dikkate alınmaktadır ki bu da yukarıda bahsettiğim içsel değer hesabından tamamıyla farklıdır ve yanıltıcı olabilir. O yüzden bu tür sınıflandırmalara dikkatli yaklaşmakta fayda vardır. Bu vesileyle Twitter’da gördüğüm çoğu “içsel değer” hesabının da bilimsel temellerden uzak ve hatalı yönler içerdiğini belirtmekte fayda var. Popüler bir kavram hâline gelen bu yaklaşım maalesef oldukça zahmetli ve incelikleri olan bir alandır.
Başarılar dilerim.