Agenda,  Economy

The World Ahead 2023

The Economist


Uzun bir süredir takip ettiğim ve son üç senedir blog yazılarımda yorumlarımı yayımladığım The Economist dergisinin özel sayısı The World Ahead 2023, çevirim içi olarak 14 Kasım tarihinde okuyucularla buluştu. Dergi yayımlanır yayımlanmaz, The Economist dergisinin yardımcı editörü ve bu özel sayının editörü olan Tom Standage‘ın “Önümüzdeki yıl için izlenecek 10 eğilim” başlıklı yazısını da hemen yorumlamak istedim, ancak sonradan düzenlenecek olan özel toplantıdaki soru cevap ve yorum kısmını kaçırmamak için bu yazıyı ertelemiştim. Geçen günlerde gerçekleştirilen bu toplantıdan notlarımı da içeren yazım yine üç bölüm şeklinde olacak:

1) İçindekiler
2) Genel değerlendirmem ve kapak yorumları
3) Dikkat çeken başlıklar ve önemli olduğunu düşündüğüm gelişmeler



Yeni sayının tanıtımına geçmeden önce geçmiş sayının performans değerlendirmesini  yapmak isterseniz, önceki yazılarıma bakabilirsiniz. Bunları takip etmiş olanlarıysa hiç bekletmeden hemen konuya geçelim.

The World in 2020
The World in 2021
The World Ahead 2022
Geçen seneki yazıya ilişkin, YouTube kanalımda ilave içeriğin de bulunduğu video bağlantısı da ektedir.


1 – İçindekiler


Öncelikle The Economist dergisinin bu özel sayısı hakkında sadece kapak resmi ile yapılan yorumların ve zengin içerikli makale, yazıları okumadan yapılan analizlerin kahve falından daha sağlıklı olmadığını belirterek başlamak isterim. Diğer taraftan, The Economist yayın grubunun ne kadar güçlü veri tabanı olsa, yazıları istatiksel analiz ve deneyimli kalemlerin uzun araştırmalarına dayansa da sonuçta burada yer alan yorumların da sadece birer tahmin olduğunu akılda tutarak içerikteki bilgileri ona göre değerlendirmek gerektiğini hatırlatmakta da fayda var. Hatta bir ara çalışmalarına katıldığım süper öngörü modellerinin oldukça etkileyici olduğunu ve kalabalıkların bilgeliği şeklinde işleyen veri analiz yöntemlerinin başarılı sonuçlar verdiğini de aktarayım. Son olarak bunun bir çeviri ve özet çalışma yerine benim kendi yorumlarımı da içeren bir yazı olduğunu, sizlerin yatırım ve alım satım kararlarınız için bir dayanak teşkil etmemesi gerektiğini de vurgulamak isterim.

Bu vesile ile keyfili okumalar ve şimdiden iyi bir 2023 yılı dilerim. 🙏🏻🙋🏻‍♂️



Editör Tom Standage‘ın notları aslında geçen sene aktardığım şablonun güncellenmiş bir versiyonu gibi. Toplantıda kendisinin belirttiği gibi Ukrayna’daki savaş belki de başarısız olunan tek nokta gibi ki orada da “Demokrasi, otokrasiye karşı” başlığı yoruma açık. Yani bir gerilimi gördükleri ortada, ancak bu devirde bu şekilde bir savaşa kimse ihtimal vermediği için yanıldıklarını düşünüyorum. Bu sene başka olası savaşlar konusu da tam da bu emsal ve diğer nedenler yüzünden bence dikkatli ele alınmalı.

1 – Herkesin gözü Ukrayna’da: Nasıl bütünsel salgın son iki yıla damgasını vurmuş ve önemli dönüşümlere yol açmışsa Ukrayna’daki savaş da birçok yapı, düşünce ve sistemi etkileyerek belirsizliğin hâkim olduğu bir dünya yaratmıştır. İşin daha sıkıntılı olan boyutu ise artan enerji maliyeti ve enflasyondan NATO’daki yapıya, gıda kıtlığından siyasi ilişkilere birbirine bağlı çok sayıda farklı konu buradaki gelişmelerle şekilleniyor.

Bunu 2022’de ağır bir şekilde yaşadık ve 2023 yılında da tarafların gerilim konusunda alacakları kararlar ve davranışları olayların şekillenmesinde temel bir unsur olacak. Enerji krizi bu kış büyük bir bunalıma dönüşmeden atlatılacak gibi görünse de henüz sorunun çözülemediğini hatırlatmak isterim.


2 –  Resesyon belirgin olmaya başlıyor: Parasal genişleme ve bütünsel salgının etkileri sonrası enflasyon küresel anlamda herkesin başına bela oldu. Daha kötüsü ise enflasyonun hayat pahalılılığı ile birlikte gelmiş olması ki bence bu gelişme, ilerde yaşanabilecek bir borç krizinin temellerini oluşturmaktadır. Makaledeki bilgilere geçmeden bir ayrımı vurgulamakta yarar görüyorum.

Enflasyona karşı merkez bankalarının faiz artışı ve sıkı para politikası yanında bunu destekleyen maliye politikası yaklaşımı talebi kısarak fiyatlar üzerindeki baskıyı engellemeyi ve orta-uzun vadede arzı arttırcı politikalarla ekonomilerin tekrar sağlıklı işlemesini hedeflemektedir. Ancak Avrupa’nın enerji açısından Rusya’ya bağımlılığı ve enerji fiyatlarından kaynaklı arz yönlü enflasyonun talep yönlü enflasyondan farklı bir çözüm gerektirdiği de ortadadır. Bir de ücret-fiyat sarmalı riski var ki Enflasyon Dinamikleri Üzerine başlıklı yazımda bu konuyu detaylı incelemiştim. Faiz artışı, yumuşak iniş ve resesyon senaryoları işte bu noktada benim portföy planlarım açısından da en önemli değişkenler hâline gelmektedir.



Tom Standage’in görüşü Amerika’da ekonomik daralmanın nispeten ılımlı geçebilecekse de Avrupa için koşulların ağır olacağı şeklindedir. Artan gıda ve enerji fiyatları, güçlü dolar ve satın alma gücündeki kayıplar nedeniyle “bir ekonominin üst üste iki çeyrek küçülmesi” şeklinde en basit hâliyle tanımlanabilen resesyon belki de 2023’te en çok duyacağımız haber başlığı olabilir. Dolayısıyla da bunun şirketler, üretim, ücretler ve kârlar açısından birçok bağlantısı yakından takip edilecektir.

3 – İklim değişikliği sorununda bir umut ışığı: Ülkeler enerji kaynaklarını ve tedarik olanaklarını güvenlik altına almak için hızla hareket ederken bir taraftan da kirli fosil yakıtlara artık sırtlarını dönmeye çalışmaktadır. Öyle görünüyor ki Ukrayna’daki savaş aynı zamanda, otokratik yönetimler tarafından piyasaya arz edilen hidrokarbon yakıtlara alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi orta vadede hızlandıracaktır. 


4 – Çin zirveye ulaştı mı?: Çin’in nüfusu, Hindistan tarafından ve projeksiyonlara göre 2023 yılının Nisan ayında, yaklaşık 1,43 milyar kişi seviyesinde geride bırakılacaktır.

Çin’in nüfusu düşüş gösterirken ekonomik açıdan da zorlukların yaşandığı bir dönem “Yoksa Çin zirvesini yaşadı ve artık tepe noktasından düşüş eğilimine mi geçiyor?” şeklinde soruların tartışıldığı bir ortamı hazırlayabilir. Çünkü Çin’in büyümesindeki yavaşlama, Amerika’yı geçememesi anlamına gelmektedir. Konunun diğer önemli bir boyutu ise Çin ile ticari ilişki içinde olan gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler açısından yansımalarıdır. Gerek ara malı ve ham madde gerekse de nihai ürün bakımından Çin ekonomisinin aksaması bu ülkeler için de etkiler yaratacaktır.






Kaynak: The Economist

5 – Bölünmüş Amerika: Her ne kadar Cumhuriyetçiler ara dönem seçimlerinde beklendiği kadar iyi bir performans sergileyememiş olsa da bölünmüş Amerika tablosu giderek belirginleşiyor. 2020 yılındaki Trump ve sonrası gelişmelerde bu ayrımın hızlandığını bilinmektedir. The Economist dergisi bazı başlıkları şu şekilde hazırlamış: Kürtaj, silah ve diğer hararetli alanlarda sosyal ve kültürel bölünme. Tabi 2024 başkanlık seçimleri için Donald Trump’ın aday olması da yangına benzin dökmek olarak nitelendirilmiş.



6 – Takip edilmesi gereken gerilim noktaları: Yazıları okurken ve toplantıda beni en çok düşündüren ikinci bir başlık tam da bu maddeydi. Açıkçası bu tema uzun bir süredir çeşitli vesilelerle işlenen bir konu, biraz abartıldığındaysa komplo teorisi olarak etiketlenen bir tartışmaydı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile artık varsayımlar ve olasılıklar yerine sahada fiziki karşılığını bulan bir gerçeklikten bahsediyoruz. Dolayısıyla nasıl 2022 yılında Çin ve Tayvan tartışması herkesin FlightRadar programına kilitlenmesine neden olduysa benzer gerilim ve stresi 2023’de de yaşamak sürpriz olmayacaktır. Ancak tedirgin edici gelişme bu gerilim için yeni adreslerin belirtilmesidir. Mesela Türkiye’nin Yunan adalarından bazıları için böyle bir askeri harekat düzenleyebileceği söylemi gerek NATO içinde gerekse küresel düzeyde sıkıntı yaratır. Daha kötüsü ise bu tür söylemlerin kınanarak barış mesajları ile etkisiz hâle getirilmesindense gerilimi besleyen tutumlarla askıda tutulmasıdır. Dergide işaret edilen bir başka parlamaya hazır nokta da Himalayalar’daki Hindistan – Çin gerginliğidir.

7 – Yeniden şekillenenen ittifaklar: Yukarıdaki madde ve 2022’den süregelen siyasi, ekonomik ve askeri iş birlikleri aslında bu başlık hakkında fikir veriyor. Örneğin Macron’un NATO için tepki çeken konuşması ve Ukrayna’nın işgali sonrasında güçlenen NATO anlayışı bu gelişmelerden biri. Türkiye’nin NATO üyesi olarak Rusya’dan aldığı S400 füzeleri sonrasında yaşanan tartışmalar ve bunların piyasalara etkilerini de hatırlıyoruz. QUAD, I2U2 ve AUKUS gibi Çin’in yükselişiyle ilgili yeni oluşumlar; Şangay İş Birliği Teşkilatı ve benzeri diğer örgütler altında birliktelikler yeni üye katılımları, birlikten ayrılmalar ve değişiklikler yaşayabilir.



8 – İntikam turizmi: Covid-19 döneminde ve sonrasında belki de en hızlı ve en yüksek oranda etkilenen sektörlerden bir turizmdi. Açılmalar ve aşılanma konusundaki ilerlemelerle yine en hızlı şekilde toparlanan sektör olarak da turizm dikkat çekmişti. Ancak ulaşılan parasal değerlerin Covid öncesi seviyeyi yakalaması enflasyon nedeniyle yanıltıcı olabilir. Kişi sayısı ve kişi başına harcamalara bakmakta fayda var. İş seyahatleri ise en yavaş toparlanan bölümü oluşturuyor. Hatta yapılan tahminlere göre dijital ortamın sunduğu imkânlar nedeniyle burada bir kırılım yaşanmış olabilir. Yani eski seviyeleri beklememek belki de en doğrusu.

Kaynak: The Economist


9 – Metaverse için gerçeklik sorgusu: İş toplantıları, eğitimler ya da başka alanlarda elektronik ortamın sunduğu olanaklar bence vazgeçilmez bir yarar sağlıyor. Ancak bunu metaverse şeklinde düşünmek ne derece başarı sağlar bu tartışmaya girmek dahi istemem. Dergiye göre 2023 yılında Apple’ın piyasaya girişi bazı cevaplar getirecek gibi. Piyasaya ilk giren olmasa da en başarılı ürünlerle piyasada söz sahibi olan Apple’ın ne gibi yenilikler ya da değişiklikler sunabileceği merak konusu olacak. Giriş kelimeleri (şifre ve parola olarak bildiğimiz password yerine, giriş anahtarları passkeys ise izlemeye değer bir yenilik.

10 – Yeni yıl, yeni teknik terimler: “Giriş anahtarı” ifadesini hiç duymadıysanız endişe etmeyin. The Economist dergisi 2023 yılında bolca duyacağımız kelimelerden ve teknik terimlerden oluşan bir çalışma da hazırlamış. Covid-19 döneminde aşı, virüs ve sağlık alanında hızlandırılmış doktora yapanların; Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle bir gecede savaş ve strateji uzmanı olan herkesin, özellikle de Twitter Höstadlarının bu sayfalardaki bilgileri ezberleyerek yeni dönemde de taraftarlarını yeni maceralara sürüklemesine şaşırmayacağım. Sonraki yazıyı bekleyemeyecek olanlar içinse hemen bir örnek: Kripto para kavramı artık o kadar da revaçta değil, kuantum ötesi şifreleme uzmanı “bio” alanında şık durabilir.  

Şakalar bir yana, sorunlu ve düşündürücü konuların yine bizleri beklediği bir yıla giriyoruz. Bilgi güçtür anlayışıyla çevremizde meydana gelen değişikliklere ne kadar hızlı ve iyi uyum sağlayabilirsek başarı oranımız da o kadar yüksek olacaktır. Covid-19 sonrası dönemde ekonomik, siyasi ve toplumsal yaşamda oluşan dönüşüm sürecinin ardından, yaşanan savaş, enerji, gıda fiyatlarındaki artış başta olmak üzere enflasyon 2022 yılına damgasını vurdu diyebiliriz. 2023 ise resesyon başta olmak üzere yukarıda 10 başlık hâlinde saydığım çeşitli gelişmeleri içerebilir. FED, Recession & Reactions başlıklı eski bir yazım İngilizce de olsa belki bu kapsamda katkı sağlayabilir.  

Bir sonraki bölümde burada yer alan başlıkları biraz daha derinlemesine işler ve detaylardan çıkarabileceğimiz fikirlerle 2023’te nasıl bir hareket tarzı izleyebileceğimize dair daha iyi kararlar oluşturabiliriz.

Ergun UNUTMAZ, 04.12.2022


2 – Kapak Analiz


Tekrar merhaba.


Bugün The Economist dergisinin, özel sayısının kapak analizi ile devam edelim. Geçen sene beyaz zemin ve çeşitli temaların ele alındığı kapak resmine göre bu kez karşıt ton olan siyah renk kullanılması dışında temalar neredeyse aynen korunmuş. Geçen seneki radar ekranı ve 8 dilim içerisindeki ana olaylar bu sene yine benzer, sadece radar ekranı yerine dijital bir zemin kullanılmış ve hatlar net olarak ayrılmamış. ABD – Çin kapsamında birçok gelişmeyi niteleyen Joe BidenXi Jinping portreleri de 2023 yılına taşınmış. Hatta bu sene olayları temsilen resme eklenen kişilere odaklanılacak diyebiliriz. Resme katılan dört portre daha var.


ABD – Çin
Rusya – Ukrayna

Tayvan
İtalya

Joe Biden
Vladimir Putin

Tsai Ing-wen
Giorgia Meloni

Xi Jinping
Volodymyr Zelensky

Bunlardan ikisi Rusya – Ukrayna savaşının öne çıkan isimleri Putin ve Zelensky. Diğer iki isimse farklı olaylarla birlikte düşünülmeli. Bu isimlerden Tsai Ing-wen‘i, Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı tartışmalı ziyaret ile muhtemelen herkes tanımıştır. Kendisi Tayvan Cumhurbaşkanı olup tedirginlik yaratan ziyarette ABD’nin “Sizi asla yalnız bırakmayacağız!” mesajıyla Çin’e karşı büyük bir destek sağlamıştır. Giorgia Meloni ise 2022’nin sonlarına doğru, İtalya’nın ilk kadın başbakanı olarak seçildi. Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden olan İtalya aynı zamanda Avrupa bölgesinin en büyük üçüncü ekonomisi konumunda. Dolayısıyla Meloni başbakanlığında yaşanacak bir eksen kayması huzursuzluk unsuru olabilir. Bununla birlikte İtalya’nın borç dinamikleri ve Almanya tahvillerine göre içerdiği ilave risk primi piyasalar açısından yakından izlenecektir. 



Kişilerden olaylara geçersek yine teknolojinin izleri hemen dikkat çekmektedir. Bunlardan ilkini uzay genel başlığı altında ya da uydular üzerinden gelişmeler şeklinde düşünebiliriz. Bir diğer resim ise robot ve dijital üretim başlığına daha uygun olsa da tıp ve biyoloji belki daha ön planda olabilir. Üçüncü bir resim ise ilk bakışta insansız hava aracı gibi algılansa da aslında insan taşıyan uçan araçlar kapsamında yenilikleri 2023 yılında daha yaygın bir şekilde ekranlarda izliyor olabiliriz.

Kapak resminde iki unsura daha değinelim. Bunlardan ilki en alttaki resimde gördüğümüz tanker. Enerji sorununu 2022’de bir şekilde atlatan Avrupa Birliği 2023 yılında benzer sorunlarla mücadele etmeye devam edecek. Enerji fiyatlarının yine yüksek bir oynaklık göstermesi sürpriz olmaz. Yakın dönemde Rusya kaynaklı petrol için de tavan fiyat uygulanması ise açık denizlerde yüzen yakıt tankerleriyle bizleri baş başa bırakabilecektir. Biraz üst sağ taraftaki resim ise askeri gerilim, füze, silahlanma, savunma sistemleri ve sıcak çatışmaların yeni yılda da eksik olmayacağının simgesi adeta.

Son olarak da detaydaki resimleri hızlıca yorumlamak gerekirse Biden’ın arkasında yer alan rüzgar değirmenleri yeşil enerjinin fosil yakıtlara karşı alternatif olmasını ortaya koyuyor. Dolayısıyla AB tarafında yapısal dönüşüm ve temiz enerji kaynaklarına yapılmaya başlanan yatırımlar hızla artabilir. Zelensky’nin arkasındaki atomik yapı ise Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya desteği anlamında Belçika, Brüksel’deki mimari eser üzerinden bir gönderme şeklinde düşünülebilir. İlaç ve eczacılık alanında gelişmelerle başta Çin’de yaşanacak Covid-19 tecrübesi ve olası diğer salgınlar ise diğer resimden yapabileceğimiz olası bir çıkarım.

Sonraki yazıda ise bu gelişmeleri daha detaylı inceler, dergide yer alan makaleler kapsamında bölgesel gelişmeler, ülkeler ve ekonomiler açısından önemli olabilecek gelişmeleri değerlendiririz. Ancak yine de yatırımılarınızı yaparken; kahve falı, resimler ya da keyifli de olsa sohbet niteliği taşıyan yazılar yerine derinlemesine analizler içeren, temeli sağlam ve gerekçesi olan çalışmaları dikkate almanızı öneririm.

Herkese iyi çalışmalar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 06.12.2022


3 – Dikkat çeken başlıklar ve önemli olduğunu düşündüğüm gelişmeler


ENERJİ

Savaşın da etkisiyle, 2022 yılında enerji fiyatlarında yaşanan baş döndürücü gelişmeler gerek hane halkı gerekse de şirketler açısından gider ve harcamaları ciddi oranda yükseltmiştir. Özellikle de Avrupa ekonomilerinin arz yönlü enflasyon sorunu yanında yükselen faiz oranları karşısında ekonomik durgunluk riski içinde olmaları ise ayrıca endişe vericidir.

Her ne kadar stoklar doldurulmuş, tasarruf tedbirleri uygulanmış ve fiyatlarda geri çekilme görülmüş olsa da enerji krizi 2023 yılında da etkili olmaya devam edecektir. Ancak 2022 yılında borsalarda en yüksek getiriyi sağlayan enerji sektörünün bu konumunu koruyacağına dair şüphelerim var. Diğer taraftan fosil yakıtlardan temiz ve yenilenebilir enerjiye geçişin hızlanacağı ise şüphesiz. Ancak bu da doğrudan hisse senetlerine atlamak için sağlam bir gerekçe değildir. Orada da maliyetler ve getirinin zaman faktörü rol oynayacaktır.

Bu yıl haberlerde çok duyacağımız konulardan biri de hidrojen enerjisi olabilir. Sudaki hidrojen ve oksijeni elektrik kullanarak ayrıştıran araçlar üzerine 600’e yakın proje var bunların neredeyse yarısı Avrupa’da. Çin ve Hindistan’ın bu alandaki ilerlemesine de not düşeyim. Bunlardan gelecek başarı haberleri gündemi değiştirir. Tabi geçmişte yaşanan başarısızlıkları da akılda tutmakta fayda var.

Kaynak: The Economist


UKRAYNA

Ukrayna’daki savaşın ne zaman ve nasıl biteceğini kimse önceden söyleyemez, ancak dergiden bazı şeylerin şekillendiği anlaşılıyor. Öncelikle Ukrayna’nın sahadaki başarısı ortadadır. Rusya işgal ettiği yerleri elinde tutmak için bastırdıkça kayıplar artabilecektir. Bu noktada Batı’nın desteğinden de bahsetmekte fayda var. Şimdiye kadar sağlanan yardımların rolü büyüktür, ancak şartlar değişirse bunun devamında sıkıntı olacağı da düşünülmelidir. Üçüncü sırada ise dünya siyasi dengesi; Çin’in, Rusya’nın ne kadar arkasında olacağı ve farklı coğrafyalarda yaşanabilecek gerilimler gelmektedir. Tüm bunlar birlikte ele alındığında ise dördüncü sırada uluslararası kamuoyunun savaşın sonlanması yönündeki artan baskısı bulunmaktadır. Son olarak da barışın istikrarı açısından, The Economist dergisinde, Moskova’da bir şeylerin değişmesine yönelik vurgu yer almaktadır. Yani 2023 yılında tarafların uzlaşacağı bir antlaşma şu anda pek mümkün görünmemektedir.


JEOPOLİTİK GELİŞMELER

90’lı yılların başından beri süren açık toplum ve kuralların egemen olduğu düzen, Şubat ayında Rusya’nın Avrupa’nın içine sıcak savaşı taşıması ile bir gecede paradigma değişikliği yarattı. NATO’nun işlevinin kalmadığı tartışılırken bir anda güvenlik, iş birliği ve ortaklık anlayışı düşüncesi güçlendi. 2022 yılının temalarından biri olan demokrasi otokrasiye karşı başlığı 2023 yılında bu eksende evrilmeye devam edecek gibi görünüyor.

ABD – Çin gerilimi yine listede ilk sırada. 1945 yılında Japonya’nın mağlup edilmesiyle bölgeyi şekillendiren ABD’nin karşısında ekonomik ve siyasi anlamda ortaklık iddiası güçlenen bir Çin var ve Asya’da güç mücadelesi beklenebilir. Tabi bunun en göze çarpan adresi de yakın zamanda gündeme gelen Tayvan olabilir. Burada Çin’in talepleri de yine 1940’lı yıllara gidiyor, ama şimdi o konuyu açıp yazıyı daha da uzatmayayım. Sadece Tayvan’ın çip üretimi ve yarı iletken açısından da stratejik bir konumda olduğunu not düşerek bu başlığı geçeyim.

Kaynak: The Economist


İkinci bir adres ise Tayvan’da ABD’nin desteğinin açık ifadesi nedeniyle Çin’in başka bir cepheye yönelebileceği, yani Japonya’nın tartışmalı Senkaku adasının öne çıkabileceği şeklinde. Üçüncü sırada, Çin ve Rusya tarafından da zaman zaman desteklenen Kuzey Kore. Buradaki tehlike ise sürekli gündemde olan nükleer silahlar ve füze denemelerinin bir sıkıntıya dönüşebileceği yönünde.

2023 yılında Asya’daki başka bir alev almaya hazır nokta Himalayalar. Çin ve Hindistan arasındaki gerilim burada sıcak bir çatışmaya dönüşebilir. Daha önce çıkan sınır savaşını Hindistan kaybetmişti. 2020 yılında ise iki taraftan toplam 24 asker hayatını yitirmişti. Myanmar’daysa çatışmaların devam etmesi bekleniyor. Savaş sonrası bağımsızlık döneminden beri ülkedeki farklı etnik kimliğe mensup gruplar bir türlü gerçek barışa kavuşamadı.

2023 YILININ KELİMELERİ

Daha önceki bölümde Covid-19 sonrası nasıl herkesin bir gecede tıp, aşı ve biyoteknoloji konusunda uzman olduğunu; Ukrayna’nın işgali ile askeri, strateji ve savunma sistemleri alanında yeni kelimeler kullandığımızı belirtmiştim. Bu yıl The Economist dergisi bir kolaylık yaparak 2023 yılında bolca duyabileceğimiz 23 kelimeden oluşan mini bir sözlük hazırlamış. Her birinin tarifine burada yer vermek mümkün değil, ancak listeyi sizlerle de paylaşayım.


2023 Yılı Beklenti Anketi


“Yeterince haber, analiz ve tahmin okuduk, bizim fikrimizin bir önemi yok mu?” diyenler için bir olanak var. Elbette fiyatlamaların nerede oluşacağı, yarının ne getireceği bilinemez. Ancak ekonomi, politika, strateji bağlamında alternatif senaryolar üzerine düşünmek tüm profesyonellerin yerine getirdiği bir uygulamadır. Bu kapsamda, öne çıkan konulara ilişkin 10 Soruda 2023 Yılı Beklentileri Anketi hazırladım. Katılmak isteyenler bağlantıya tıklayabilir.

Herkese iyi bir yıl dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 13.12.2022


3 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *