Kitap inceleme köşesinde bu kez ekonomi, finans ve teknik kitaplar dışında bir çalışma var. Tarih, coğrafya ve medeniyetlerin buluşması ilginizi çekiyorsa Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının, Sait Maden çevirisiyle okurlara sunduğu Kristof Kolomb Seyir Defterleri hoşunuza gidebilir. Gerçi coğrafi keşiflerin kökü de sonuçta ekonomi ve finansla bağlantılı olup gemicilik terimleri de ayrı bir teknik alan olsa da keyfle okuduğum bu kitap Kolomb’un keşiflerinin meydana getirdiği etkiler ve günümüzü anlamak açısında faydalıdır.
Kristof Kolomb Seyir Defterleri
Aslında bu alandaki ilgimin çok daha önceki okumalara ve tarih kitapları okurken haritalar üzerinden yaptığım karşılaştırmalara kadar izlerini sürebiliriz. Hatta bu konuda yine Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının, 450 sayfalık Marco Polo adlı eseriyle başlamanızı öneririm. 1254 – 1324 yılları arasında yaşamış olan Venedikli Marco Polo genç yaşta Asya’nın uçlarına kadar gitme şansı bulmuştur. Bu yolculuğu aktaran müthiş gözlem yeteneği ve izlenimlerini anlatma kabiliyeti sayesinde Marco Polo ilginç bir hayatın kapılarını açmıştır. Tabii geniş bir yelpazede edindiği tecrübe, tanıklık ettiği coğrafyalar, iklimler ve bu topraklarda yaşayan halkların zenginlikleri kendi ülkesine döndüğünde hemen Avrupa’nın odak noktasına kolayca yerleşmemiştir. Bilakis Orta Çağ’ın son dönemlerini yaşayan Avrupa için bu hikâyeler uydurma bile sayılmıştır. Ancak zamanın gerçekleri ortaya çıkarma ve sonraki nesilleri etkileme gibi bir özelliği de var ve bunu Kristof Kolomb’un düşünce yapısında ve Hindistan, Çin gibi ülkelerin zenginliklerine ulaşma arayışında da görüyoruz.
Marco Polo & In 80 Tagen um die Welt
Yakın dönemde okuduğum bir diğer kitapsa bu kez zamanda ileriye bir sıçrama yapsa da zamanın hangi noktasından yorum yaptığınıza göre değişkenlik gösteren bir açılım getirmektedir. Jules Verne’in, ilk basımı 1873 yılında yapılan 80 Günde Devriâlem kitabı muazzam bir başarı ve yaratıcılık örneğidir. Phileas Fogg’un Londra’da bir iddia sonrası hizmetçisi Jean Passepartout ile türlü zorlukların üstesinden gelerek dünyayı doğudan batıya dolaşması heyecan verici bir serüvendir. Coppenrath Verlag tarafından okurlara sunulan ve yukarıda resmini paylaştığım 260 sayfalık kitap çizimleri, görselleri ve haritalarıyla özel bir sayı olup oldukça beğendiğim bir kitaptı. Dileyenlere bu kitapları da öneririm.
Biz tekrar Kristof Kolomb Seyir Defterlerine dönersek bu kez “buscar el levante por el poniente” şeklinde ifade edilen ve sürekli batıya doğru giderek doğuya ulaşma düşüncesiyle başlayan bir yolculuğa hazırlanmanız gerekir. Bu da Jules Verne’in tersten izlediği bir yoldur. 1453 yılında İstanbul’un fethi Avrupa için doğuya giden ticaret yollarını kapattığı gibi Orta Çağı da sona erdirmişti. Bu noktada Hindistan ve Çin’den gelen baharat ve ipek genel bir ticaretin sadece öne çıkan ürünleridir. Bu erişim sorunu, Avrupa’nın buralara ulaşmakta alternatif arayışının da başlangıcı olmuştur. Elbette iş burada kalmamış, süreç Avrupa’nın matbaa, coğrafi keşifler, sanat ve bilim alanındaki yükselişini de başlatmıştır. Bartolomeu Dias’ın seyahati ve Vasco de Gama’nın Ümit Burnu’nu keşfi doğuya ulaşma hedefine yönelik önemli adımlardı. Hatta bu başlangıç rönesans ve reform hareketleriyle geliştiği için dünyayı da değiştirmiştir.
Kristof Kolomb hakkında
Kristof Kolomb 1451 yılında Cenova’da doğmuştur. Babası ilk olarak dokumacılık mesleğindeyken sonradan peynir alım satımına başlamış ve Kolomb da ticaret gereği Cenova limanlarında erken yaşlarda deniz yolculuklarına girişmiştir. Santa Stefano ve Santo Caterina rahiplerinin yanında aldığı eğitim Kolomb’un düşünceleri ve hayata bakışında önemli rol oynamıştır.
Gençlik dönemini; siyasi, askeri ve ticari motiflerle gemiler ve denizlerde geçiren Kolomb evliliği ve genişleyen çevresiyle nihayet 1484 yılında batıya giderek doğuya ulaşma düşüncesini Portekiz Kralı II. Joao’ya sunma şansına sahip olur. Kral bu öneriyi benimsemez ve Kolomb düşlerinin peşinde bu kez İspanya yolunu tutar. Kristof Kolomb fikirlerini baştan doğrudan paylaşamasa da önerileri Kral ve Kraliçe’ye iletilir. Kolomb’a sarayda bir görev verilirse de tasarı hemen projeye dönüşmez. Hatta Ümit Burnu’nun keşfi Kolomb’un projesini fazlasıyla zayıf bir konuma geriletir.
Ancak Ocak 1492’de Granada ele geçirilip İberya yarımadası bütünlüğe kavuşunca işler değişir. Kraliçe Isabel ve Kral Fernando’ya “Katolik Krallar” unvanının verilmesiyle Hrıstiyanlığı yeni coğrafyalara yayma düşüncesi de gelişir. Yönetimde daha etkin olan Kraliçe Isabel, Kolombu destekler ve aynı yılın Nisan ayında yapılan anlaşmayla sefer için yetki verilir. Palos şehrinde gemi yapımı ve tedarik işlerini tamamlayan Kolomb buradan Santa María, Pinta ve Niña adlı üç gemiyle bilinmezliğe yelken açar. Sonrasında yaşananlar, talih ve kaderin cilvesiyle insan doğası kitapta güzel bir şekilde işleniyor.
Kitap üzerine
Anlatım keyifli olsa da kitabın birçok eksiği var. Bunlardan bence en önemlisi görsel öğeler; kitapta bir tane bile resim yok. Mesela yan tarafa, Santa María adlı ana geminin sonradan yapılan bir örneğinin resmini denizcilik bilmeyenler için eklediğim. Atlantik Okyanusu’nu böyle bir gemiyle aşmak mucizeye yakın. Her ne kadar bu tür gemiler o dönemlerde kıyılarda, derin olmayan sularda ve rüzgarın latin yelkenlerine dolmasıyla hızlı yolma üstünlükleri sunsa da okyanusun güçlü dalgalarına karşı çok az şansa sahiptir. Kaptanın ufak bir kamerası dışında mürettabatın uyuyabileceği yer bile yoktur.
Replica of Santa María (Kaynak: Wikipedia)
Diğer fark yaratan unsursa haritalardır. Daha ilk sayfada gemilerin Palos kentindeki limandan yola çıktığını notlarım arasına aldığımda yolculuğu adım adım izlemeye de başlamıştım. Ancak 250 sayfalık bu kitapta bir tane harita olmaması hayret verici. Bu arada sayfa sayısı sizi aldatmasın. Yukarıda yer verdiğim iki kitap da sayfa sayıları açısından benzerlik gösterse de hacim ve anlatım ağırlığı bakımından açık ara ayrılırlar. Google’da basit bir aramayla çok sayıda haritaya ulaşabilir ya da bunları Python kodlarıyla oluşturabilirsiniz. Ama kolay olsun derseniz aşağıya dört sefer için farklı renklerle hazırlanmış bir haritayı bırakıyorum. Haritanın sağ alt köşesine sefer tarihlerini de ayrıca ekledim. Kitabın iki farklı basımı elimde olmasına rağmen mesela üçüncü seyahat tarihindeki hatalı ifadeler bulunduğunu (sayfa 198) ve bunların düzeltilmemiş olduğunu da söyleyebilirim. Belki sonraki basımlarda bu da giderilmiştir.
Kristof Kolomb’un Seyahatleri (Kaynak: Wikipedia)
Kolomb usta bir anlatıcı ve yol boyunca gözlemlediği coğrafi, fiziki, insani ve doğa olaylarını güçlü bir kalemle aktarıyor. Keşif yolculuğu, Kral ve Kraliçe’ye hesap verme sorumluluğunun ötesinde bir bilimsel yaklaşımla günlük tutuyor. Ancak yukarıda belirttiğim dört seyahatten ilk ikisinin seyir defterleri bir şekilde kaybolmuş. İster Kolomb’un yolunu izlemek için çalınsın ister başka sebeplerle yok edilsin sonuçta tarihi öneme sahip belgelerden bahsettiğimiz için bunu anlamak zor. Bunlar yerine ikincil anlatım ve özetler üzerinden gidilmiş. Üçüncü ve dördüncü yolculuk içinse bizzat Kolomb’un notlarına sahibiz. Gerçi son dönemde gözleri rahatsızlanan Kolomb’un notları da dikte edilerek yazılan metin ama yazar oğlu olduğu için bunlara yine de güvenebiliriz.
Denizlerde çetin şartlarda geçen süre, alışılmadık iklim ve hava koşulları yanında yeme-içme ve lojistik sorunları, karayı bulamama endişesi ve zorlu şartlarda her an hayatlarını kaybetme tehlikesi sanırım ne kadar etkili cümlelerle ifade edilse da tam olarak anlatılamaz ve anlaşılamaz. Seyir defterine alınan notların da gerçekleri gizleyerek veya abartılı bir şekilde işlenebildiği de ayrı bir konu ama anlatım yine de başarılı. Keşif amacı ve altın bulma hırsı yolculuğun başlangıcında ne kadar etkiliyse bulunan altınların kişisel çıkarlar için göz kamaştırması, mevki-makam elde etmek için entrikalar, yerel halkla ilk temas, dil-kültür karşılaşmasıyla medeniyetlerin çatışması, söz konusu kaynakların sömürülmesi ve Hrıstiyanlık inancını yayma politikası bu seferlerin dünyayı değiştiren sonuçları olmuştur.
Keyifli okumalar dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 28.08.2025
Kristof Kolomb Seyir Defterleri (Eserin özgün adı: Diario de a bordo), Çeviri: Sait MADEN; Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Sekizinci Basım, Aralık 2021.