Book Reviews

Tüfek, Mikrop ve Çelik

İnsan Topluluklarının Yazgıları

Jared DIAMOND [1]

Ekonomi, siyaset, spor ve hayatın günlük diğer koşturmalarına ara verip insanlık tarihi üzerine bir şeyler okumak, bugünü anlayabilmek için dünü kavramak ve büyük resmi görebilmek istiyorsanız Jared Diamond’un bu kitabının çok iyi bir çalışma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her ne kadar kitabın ilk basım tarihi 1997’ye uzansa ve kitaba bağlı kalınarak çekilen belgeselini muhtemelen seyretmiş olsanız da tarih içinde insan topluluklarının yazgıları yirmi yıl içinde değişmediği gibi konuyu bir de Diamond’ın anlatım tarzı ile okumak oldukça bilgilendirici. 

Her şey Papua Yeni Gineli politikacı Yali’nin, moleküler fizyoloji ve evrimsel biyoloji alanlarında uzman olan Diamond’a toplumlar arasındaki farkı anlamaya ilişkin yönelttiği bir soru ile başlıyor: İnsanlar neden farklı kıtalarda farklı hızda gelişti ve çağdaş dünyadaki eşitsizliklerin kaynağı nedir? 

Yali’nin sorusuna genetik, zeka, kültürler arası etkileşim, iklim ve coğrafi yönlerden yaklaşan birçok çalışma zaten vardır. Ancak Diamond, biyolojik, ırkçı, zeka üstünlüğüne dayanan bu tür etkenleri gerekçelendirerek reddetmekte ve kitabın böylesi bir farkın nedenlerini çevresel faktörlere dayanarak açıklamaktadır. Kitabı niteleyen cümlesinde ise Diamond şöyle bir çıkarımda bulunmaktadır: “Avrupa’nın silahları, bulaşıcı hastalıkları, çelik aletleri ve mamül ürünleri Avrupalıların fetihlerinden doğrudan etkili etkenlerdir. Yeni Dünya ile Batı Avrasya tarihinin 13.000 yıllık özeti bize, büyük oranda birbirinden bağımsız iki uzun tarihsel eğrinin basit bir sonucu olarak Avrupalıların Amerika’yı fethettiklerini gösteriyor. Bu iki eğri arasındaki fark kıtalar arasındaki evcilleştirilebilecek bitki ve hayvanlar, mikroplar, ilk yerleşimin başlama zamanı, kıta eksenin yönü, çevresel engeller gibi farklılıkların damgasını taşıyor.” 

İnsanların dünyaya yayılışını gösteren harita ile başlayarak önemli argümanların neredeyse hepsi haritalarla desteklendiği için okuyucu aktif bir şekilde konunun içinde kalabiliyor. Bunu sağlayan diğer bir etken ise anlatımın tek düze değil, okuyucuya da yöneltilen sorularla interaktif tutulması. Ayrıca farklı kültürlerden ve coğrafyalardan insanların portrelerinin de kitaba eklenmesi, insan ırkının ne kadar çeşitli olduğunu çok net ortaya koymaktadır. Bunlara ek olarak kitabın sonunda yer alan ek okumlar ve kaynaklar ile referanslar belirli konularda tatmin olmayan okuyucular için çok yerinde bir rehberlik görevi teşkil ediyor. Sadece bu nedenlerden bile bence kitabın kurgusal olmayan yazın dalında ödül alması hiç şaşırtıcı değil.  

Yukarıdaki soruya çevresel faktörleri esas alarak cevap arayan yazar, insan toluluklarının geçimini nasıl sağladıklarından yola çıkarak bilinen ilk yiyecek üretim merkezlerine ve bu bölgelerin coğrafi, iklimsel özelliklerine bakıyor. Bu bölgelerdeki evcilleştirilebilir bitki ve hayvan türlerini inceleyerek yerleşik hayata geçişin nüfus yoğunluğu ile ilişkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Merkezi siyasi örgütlenme, askeri teknoloji, karmaşık ekonomik sistemler ve yaratıcı buluşları yapan kişileri besleyebilen toplulukların, bunu başaramayan avcı/toplayıcı toplumlarla karşılaştıklarında karşılaşmanın ne gibi sonuçlar oluşturduğu ile de tezini destekliyor.    

Bu kitaptan çıkarılacak birçok ders, öğrenilecek değerli bilgiler var. Tüm bunlara ek olarak tarih kitaplarını okumaya itecek diğer birkaç nedeni Mustafa Kemal Atatürk şu vecizeleri ile çok önce göstermiştir: 

“Tarihini bilmeyen milletler, yok olmaya mahkûmdur.” 

“Geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez.”


Ergun UNUTMAZ, 27.02.2019


Not: Kitapta yer alan yazım hataları ile bunlara ilişkin düzeltme önerilerimi ve kısa açıklamaları Ek‘te bulabilirsiniz. Düzeltmelerde Türk Dil Kurumunun “Yazım Kılavuzu” esas alınmaktadır ve Türkçe karşılığı olan yabancı kökenli kelimelerde seçici bir tercih yapılmaktadır.

[1] Jared DIAMOND, (Guns, Germs and Steal – The Fates of Human Societies) TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 21. Basım, Kasım 2010, Ankara (Türkçeye çeviren: Ülker İnce).