Economy

Ekonomi Politika Strateji 15

Ekim 2020



DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞLER

Søren Kierkegaard’ın “Hayat, geriye bakarak anlaşılır, fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.” sözünün biz ekonomistler için biraz daha fazla anlam ifade ettiğini düşünüyorum.


“Dip noktasını bulduk mu, burası zirve mi, trend noktasının neresindeyiz?” gibi sorulara herkesin muhakkak kendince bir cevabı var. Finans dünyasında yatırım yapıyorsa olmalı da zaten. Cevabın kalitesini belirleyen ise geçmiş veri setinden çıkarılan anlamda ve geleceğe yönelik tahminin gücünde yatmaktadır; sonuçlar ise doğal olarak bakış açısına göre farklılık gösterecektir. Bu anlamda uzun vadeli yatırım stratejimin temelini oluşturan Ekonomi Politika Strateji Raporlarımın şimdiye kadarki performansından kendi adıma memnunum.

Bu rapor, küresel gelişmeleri izleyen; odak noktası olarak da daha ziyade finansal piyasaları ve emtia piyasalarını etkileyen olayları öne çıkaran kişisel bir özettir. Tarafsız bir şekilde, saygın basın kuruluşlarında yer alan haberlere dayanarak not ettiğim bilgilerden oluşan değerlendirmeler, aşağıdaki beş soruya cevap aramaktadır:

Gelişme

Sebep / Sonuç

Beklenti / Strateji

Geçen Ay Neler Oldu?

Neden Oldu?

Bu Ay Neler Olabilir?

.

Hangi Etkileri Meydana Getirdi?

Nasıl Bir Strateji İzlemeli?


Ekim ayı, finansal anlamda negatif fiyatlamaların yaşandığı bir süreç olarak geride kalmış olup siyasi ve jeopolitik gerilimler ile Covid-19 kaynaklı ikinci dalga riskinin gerçekleşmesi de bu düşüşlerin temel nedenidir. ABD seçimleri gibi uzun süredir bilinen ancak fiyatlamalara yansıması değişkenlik gösteren süreç dışında ekonomilerin tekrar kapanması ve risk algısındaki artışın etkileri hissedilmektedir.

Kaynak: Financial Times


Küresel olarak kötü sonuçları katlanarak artan corona virüsü kaynaklı olayların sayısı giderek artmaktadır ve hastane kapasite sayıları, sağlık ve bakım hizmetleri üzerindeki yük yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Financial Times’ın haberine göre; Covid-19 kaynaklı ve ölümle sonuçlanan olaylardaki günlük ölüm sayısı 9-15 Mart arasında 422 iken 22-28 Ekim haftasında bu değer 6.100 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer, kayıpların 6.800 ile en yüksek seviyeye ulaştığı 10-16 Nisan haftasına oldukça yaklaşmış bulunmaktadır. Grafikten, ilk şok sonrası Haziran – Eylül arası dönemde bir baskılanma görülse de son iki aydır yaşanan artış üssel bir karakter göstererek ciddi tedbirler alınmasını gerektirmiştir.

Dilerseniz geçtiğimiz ay yaşanan gelişmeleri ülke ve bölge bazında hızlıca inceleyelim: 

Detay

Sebep – Sonuç

Beklenti – Strateji

ABD

Seçim sürecinin etkisi ay boyunca hissedildi. Trump ve Biden arasındaki canlı yayın tartışmaları, ikinci destek paket konusunda önce Trump’ın paketi reddedip ardından daha büyük bir paket demeci ve gelinen noktada uzlaşma sağlanamaması ilk akla gelenlerdir. 

Demokratların Temsilciler Meclisi, Senato ve Başkanlık olarak üç alanda da seçimleri kazanmaları olarak nitelendirilen “Mavi Dalga” piyasalar tarafından fiyatlanmış gibi görünüyor.

Parasal genişlemeye eşlik edecek bir mali genişleme kabul görmüş, piyasalarda beklentiler de buna göre şekillenmişti, ancak bu konu seçim sonrasına kalacak gibi.



Devam eden anketlerde Biden önde görünüyor ve farkı 3 Kasım’daki seçimlere kadar sürdüreceği düşünülüyor. Ancak geçen sefer olduğu gibi Trump’ın son anda yüksek bir sıçrama yapması ya da mektupla gelen oylar başta olmak üzere kaos ihtimallerini de bir kenara not etmek lazım.

Avrupa Birliği

Fransa ve Almanya’nın, Covid-19 kaynaklı artan olay sayıları nedeniyle kısmi kapanma kararı alması sonrasında Belçika ve Yunanistan başta olmak üzere tüm ülkeler tedbirleri sıkılaştırdı.

İkinci dalga zaten bekleniyordu ve yaz aylarındaki tatil süreci sonrasında bunun etkisinin arttığını düşünüyorum. Aşı haberleri sürekli gelse de firmalar yoğun bir şekilde çalışsa da seri üretim için bir iki ay daha olduğu kanaatindeyim.

Almanya

ifo Enstitüsünün açıkladığı son verilere göre iş dünyası ve üretim konusunda karar verici konumunda olanlar yakın gelecekten iş beklentileri kapsamında umutsuzlar.

Üst üste beş dönemdir pozitif olan beklentilerin de aşağı yönde dönmesi ekonomileri zorlayacaktır. Zaten daralma gösteren talep cephesi umarım işsizlik artışı ile derinleşmez. 

Kaynak: iFO Institute


Türkiye


30 Ekim günü, Ege Denizi’nde, Sisam açıklarında gerçekleşen ve moment büyüklüğü (Mw) 6,9 olan deprem başta İzmir olmak üzere yakın çevrede ağır bir şekilde hissedildi. Deprem, sel gibi doğal afetler herkes için her yerde var, ancak insan hayatını ön plana koyan risk odaklı çözümlerin yaygınlaşmasını temenni ederim. 

Ekonomi gündemine gelince piyasalarda deprem etkisi yaratan gelişme, TCMB’nin Para Politikası Kurulu kararı olmuştur. Geçen ayki toplantıda risklerin görülerek doğrudan müdahelelerle çözüleceği düşüncesi bu konuda da beklenti oluşturmuştu.


Öncelikle herkese geçmiş olsun dileklerimi iletir, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı ve sabır dilerim. Bu tür afetlerde destek olan, zorda kalanlara yardım elini uzatan herkese de minnetlerimi sunarım.




Dolaylı çözümler veya duruma uygun olmadığı düşünülen üstü kapalı değişiklikler nedeniyle borsada sert satışlar yanında Türk lirasından dolar ve avroya doğru kaçış hareketleri yaşandı. Geçen ay açıklanan Yeni Ekonomi Programının 2023 ortlama dolar kuru hedefi 8,02 idi. Ancak dolar kuru Ekim ayının sonlarında 8,35 seviyesini gördü. Risk primi artış eğiliminde.

Rusya

Sputnik V isimli aşının testleri ve lisanslaması sürüyor. Hatta aşının güvenli olduğunu göstermek için medya etkisi ile ünlü kişiler de aktif rol alıyor. 

Ancak test aşamaları, sonuçlar, yan etkiler ve güvenliği tartışmaları da uzmanlar arasında hararetli bir konu. Kaldı ki bir de işin seri üretimi ve depolanması gibi konular var. 

Kaynak: CNN International

Çin

Ant Group adı altında dünyanın en büyük halka arzı (IPO) Ekim ayı içinde gerçekleştirildi. Bundan bir önceki en büyük halka arz yine Alibaba’nın 2014 yılındaki girişiydi.  

2004 yılında Alipay ile başlayan serüven Çin’in e-ticaret konusundaki etkisini de gösteriyor bir anlamda. Dijital ödeme sistemlerine Mart ayından beri dikkat çekiyorum ve bu konuyu yakından takip etmek gerekiyor.

Kafkasya

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki tartışma önce çatışmaya ardından da savaşa dönüşmüş; bunu müteakip Rusya arabuluculuğu ile ateşkes sağlanmıştı. İkinci girişim ise ABD odaklı bir ateşkes oldu.

Sorunlar çözülemediği gibi Rusya ve Türkiye’nin de içine çekildiği bir sarmal yaşanıyor. Tarafların demeçlerinden anlaşılan önümüzdeki günlerde haber akışının devam edeceği yönünde. 

Petrol

Brent türü petrol artan riskler ve talepteki olumsuz görünüm nedeniyle sert bir şekilde geriliyor.  

Haziran ayı başındaki fiyatlara kadar çekilen Brent türü petrolde ay kapanışı, spot piyasada, varil başına 37,86 dolar seviyesinde oluştu. 

Ergun UNUTMAZ, 01.11.2020


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *