Book Reviews,  Research,  Various

Kitap Sırtı Üzerine

Kitap Sırtında Yazı Yönü Farkı
Kültürel ve Tarihi Bağlamda İngilizce Konuşulan Ülkeler ve Kıta Avrupası Yaklaşımı


Bir kitabı kapağı ile yargılamayınız.” deyimi dış görünüşün içerikten farklı olabileceği fikrini güçlü bir şekilde vurgularken bir şeyin içeriğinin dışa da yansıması gerektiği düşüncesi uzun bir tartışmaya dönüşebilir. Bugünkü yazıda İngilizce konuşulan ülkeler ve Kıta Avrupası yaklaşımları çerçevesinde kitap sırt kapaklarındaki yazıların yönünün neden farklı göründüğü üzerine düşüncelerimi aktaracağım.



Bir kişiyi ya da nesneyi dış görünüşüyle yargılamama fikrinin izleri George Eliot’ın 1860 tarihli “The Mill on the Floss” romanına ve 1867 yılında Piqua Democrat gazetesindeki yazılardan takip edilebilir. Sözel kullanımsa çok çok uzun yıllar öncelere kadar gider. Bir kitap hakkında kapaktan yola çıkarak fikir yürütme süreci hakkındaysa “Do not (or Never) judge a book by its cover” şeklini alan ifadenin köklerini Edwin Rolfe ve Lester Fuller’in “Murder in the Glass Room” adlı cinayet romanında buluyoruz.

Mecaz anlamdan gerçekten kitap kapağına geçersek aynı ilkenin burada da izlenmesi son derece normaldir. Ancak, nasıl bir yazının başlığı uzun bir metni özetlerse ve nasıl bir fragman bir film hakkında az çok fikir verirse bir kitabın kapağının da okuyucuya içerik hakkında ana konuyu hissettirmesi gerektiği görüşündeyim. Bu, renk ve font seçiminden kullanılacak görsele ve işaretlere kadar uzanan geniş bir alandır ve ileride bu düşüncelerimi tasarım açısından uygulama fırsatı da bulurum belki. Bugünkü yazıdaysa kütüphane düzenimde yaşadığım bir sorunu görsellerle aktararak faydalı olacağını düşündüğüm bir durum tespitinde bulunacağım.



Görsel 1: Tek tip kitap sırtı

Eğer kütüphanenizdeki kitaplar özel bir koleksiyon ya da bir serinin eserleriyse bu sorunlar ve kapak tasarımı pek sıkıntı yaratmaz. Kitapların görüntüsü kendi içinde bir rahatlık ve bütünlük hissi oluşturur. Hatta normalde kütüphanemdeki kitaplar konu tasnifine göre olsa da Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının kitaplarını bir arada görmenin keyfi daha ağır bastığı için bir istisna da yapıyorum. Biraz daha ileri giderek önermeyi genişletirsem; eğer tek kültürden ve tek dilden kitaplar okuyorsanız “Yazıyı buraya kadar okuduk, ne anlatılıyor, sorun nerede?” şeklinde bir serzenişte bile bulunabilirsiniz.

Mesela Görsel 1’de sunduğum kitapların hemen yanındaki rafta farklı kökenden kitaplarla komşuluk başlayınca sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü yukardan aşağıya olan bu sırt yazılarının yönü diğer eserlerde aşağıdan yukarıya doğru oluyor. Kaldı ki bu sorun sadece dille ilgili de değil. Farklı yayınevleri aynı dilde farklı yollar izleyebiliyorlar. Elbette normlar, akademik çalışmalar için eser yazım kılavuzları ve teamüller var ama bunun tek doğrusu yok.

Görsel 2: Farklı tip kitap sırtları

Yukarda aktarmaya çalıştığım komşu raf bölmeleri için Görsel 2’yi hazırladım. Burada sol tarafta Görsel 1’deki gibi bir bütünlük var. Tüm kitapların sırt yazıları yukarıdan aşağıya doğru basılıdır. Sırtta yazarın ismi, kitabın ismi ve yayınevi bilgileri yer alır. Gerek İngilizce gerekse Türkçe kitaplarda aynı tasarımın izlendiğini belirtmek isterim. Hemen sağ taraftaki gözdeyse bu kez aşağıdan yukarıya bir yazı yönü kullanılıyor. Almanca, Fransızca ve Hırvatça kitaplar bu bağlamda kütüphanemde öne çıkıyor. Eserlerde yine yazar ve kitap adıyla yayınevi bilgiler var. Dikkat ederseniz, mesela GAMBIT yayınları için logo düz yerleştirildiğinde yazılar kullanıcı için dikkat dağıtıcı ve can sıkıcı bir hâl almaya başlıyor. Burada izlenebilecek bir yöntem yazıları çoğunluk sayıdaki kitaba uydurmak olabilir, ama bu sefer de logo baş aşağı duracak ve sinir bozucu durum için değişen bir şey olmayacak.

Peki neden böyle bir tutarsızlık var?

Öncelike bu bir tutarsızlık değil; tarihi, kültürel ve dil başta olmak üzere alışkanlıklardan kaynaklanan bir tercih. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İngiliz Milletler Topluluğu gibi İngilizce konuşulan ülkeler yanında İskandinav ülkeleri ve Hollanda gibi ülkelerde yukardan aşağıya olan yazı yönü tercih ediliyor. Bunun en kolay anlaşılır gerekçesi, Görsel 3’te gösterdiğim; kitaplar üst üste dizildiğinde kapak görüntüsü ve sırtta yer alan bilgilerin aynı anda okunabilmesi. Örnek olarak aşağıda, Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar adlı iki kitabının özgün tasarımına ve Türkçe, Almanca çevirilerinin tasarımına yer verdim.

Görsel 3: Farklı tip kitap sırtları ve kapak görünümü

Bu açıdan bakınca “Tamam işte, başka gerekçeye ne lüzum var, doğrusu buymuş.” diyebilirsiniz. Ama bu konu o kadar basite indirgenemez. Bu sadece kitap sayısının az olduğu dönemde işe yarayan bir durumdu. Zamanla matbaa, artan okuryazarlık ve kitap sayısındaki ciddi yükselişle sadece bir alışkanlık olarak geçerliliğini sürdüren bir hâl almıştır. Bugün oturma odasına ya da çalışma masasında en fazla dört beş kitabı üst üste tutuyoruz. Modern yaklaşım ki sadece adı öyle, yüzyıllarca eskidir ve farklı bir tutum geliştirmeyi gerektirmiştir.

İngilizce konuşulan ülkelerde yukarıda belirtilen gerekçe birkaç kitap için kullanışlı olsa da masaya 10 taneden fazla kitap yığdığınızda altakileri rahatça alamayacağınız için; zamanın ruhuyla gelişen raf ve kütüphane kültürü nedenleriyle masaya değil, raftaki dizilişe odaklanmak gerekir. Bu durumda da Kıta Avrupası ekolünün aşağıdan yukarıya olan tercihi soldan sağa yazma başta olmak üzere birçok gerekçeyle bence daha verimlidir. Burada başın hangi açıyla ne tarafa eğileceği tamamen alışkanlıklarla ilgili ve kendi adıma Kıta Avrupası sistemini daha kolay okunur ve anlamlı buluyorum. Yıllarca farklı tarz kitaplara maruz kalmış bir kişinin tam tersini iddia etmesi de “İngiltere’de soldan akan trafik çok saçma değil mi?” önermesini sunmaktan öteye gitmez.

Tabi bir de yukardan aşağıya yazılan Japonca ve Çince kitap örnekleri de var ama konuyu daha da derinlemesine bir çatışmaya götürmeden burada toparlamak gerektiği kanaatindeyim. Son olarak bir de Görsel 2 ve Görsel 3’te yer verdiğim soldan sağa doğru yazı yönünü esas alan tasarımlardır. Bu tür kitap sırtı tercihi için doğal olarak kitabın hacminin biraz yüksek olması gerekiyor. Özellikle de kitap sırtında yüz ya da bir görsel varsa bu kez yazı yönü ve görselin doğru görünmesi oldukça tatsız bir sorun oluşturabiliyor. Neyse ki soldan sağa yazı yönlü tasarım bu sorunu ortadan kaldırıyor. Tabi sorunun mutlak bir çözümü olmadığı için bu yaklaşımda da kitabı masaya yan koyduğunuzda sırt yazısının okunamıyor olduğunu fark edeceksinizdir. Görsel 4’de bu üç durumu ele alan genel bir şablonu da ekliyorum.

Görsel 4: Yazı yönü için genel şablon



Farklı kültürlerin tarihsel ve dilsel açıdan geliştirdiği uygulamaların bir yansımasını kitap sırtında yer alan yazının yönü açısından burada aktardım. Kendi adıma İngilizce konuşulan ülkelerin yaklaşımını bir iki kitabı masamda tuttuğumda faydalı bulsam da kütüphane kullanımı, soldan sağa yazma tercihi ve hızlı kavrayış açısından Kıta Avrupası sistemini daha uygun ve verimli olduğu görüşündeyim.


Satranç kitaplarıyla ilgili paylaştığım görsel aslında bu yazının önemli unsurlarından biridir. Eğer satrançla ilgileniyorsanız Satranç Sezonu başlıklı yazımda galibiyetle başladığım lig karşılaşmasının analizini bulabilirsiniz.

Farklı dillerde kitap okumanın verdiği keyif yanında acaba çeviride neler kaybediyorum diye düşünüyorsanız da Küçük Prens adlı kitap için dört dilde okuyarak çıkardığım notlar hoşunuza gidebilir. Benzer şekilde üç farklı dilde okumuş olduğum ve yukarıdaki görselde kitaplarını paylaştığım Trevanian’ın Şibumi adlı kitabını da önerebilirim.

Son olarak dillerin gündelik hayatta kullandığımız kelimelerin şekillenmesine nasıl bir etkisi olduğunu görmek için Latince ve Günler Üzerine başlıklı yazım bir kahve içiminde eğlenceli gelebilir.

Keyifli okumalar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 12.10.2025


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *