Piyasa Analizleri ve Beklentiler 05
Ocak 2020
Ekonomi Politika Strateji Raporlarında daha önce belirttiğim gibi temel faktörler olarak ABD-Çin Ticaret Anlaşması, BREXIT Gelişmeleri ve Hong-Kong ile Orta Doğu başta olmak üzere jeopolitik risklerin yakından izlendiği bir yılı geride bıraktık. 2018 yılında başlayan resesyon endişesine cevap olarak önde gelen merkez bankalarının faiz indirimi ve parasal genişleme sürecine girmeleri ile birlikte genel olarak borsa endeksleri, yılın ilk ve son üçte birlik bölümünü yukarı yönde geçirirken Çin ve Avrupa bölgesindeki yavaşlama işaretleri nedeniyle endeksler yılın ortasında yatay bir trend sergilemişlerdir.
S&P 500 Endeksi
Örnek olarak S&P 500 Endeksi için günlük kapanış değerleri üzerinden bu üç kesiti Grafik 1’de A, B ve C bölgeleri olarak işaretledim. DAX ve BIST 100 için ufak farklılıklar olsa da genel eğilim benzerlik taşımaktadır.
Süreci bir yıl daha geriye götürerek haftalık kapanışlar üzerinden S&P 500 Endeksini incelersek; resesyon endişelerinin Endeksi 2.925 seviyesinden 2.390 seviyesine çektiği Grafik 2’nin orta kısmında görülmektedir. 535 puanlık bu geri çekilme yüzde 22 oranında sert bir düşüşe karşılık gelmektedir.
Mevcut durumda dikkatimi çeken iki benzerliği vurgulamak isterim: İlki, 2.925 seviyesinin 50 ve 200 günlük üssel hareketli ortalamalardan (EMA) belirgin bir şekilde ayrılmış olduğudur. İkincisi ise buradaki kuvvetli direncin birçok deneme sonucunda geçilemediği için açığa satışlara cesaret verdiğidir. Bu iki veriyi dikkate alarak grafiğin son kısmında, 3.230 seviyesinde oluşan güçlü direnci ve EMA’lardan ayrışmayı işaretledim. Temel veriler şu anda çok kötü olmamakla birlikte yaşanan iyimserliğin de çok gerçekçi olmadığı kanaatindeyim. Risklerin artması sonucu olası bir geri çekilmede ise 2.600 – 2.700 bandına kadar inilebileceğini düşünüyorum.
Grafik 3 ise günlük bazda, S&P 500 Endeksinde Ağustos ayından beri yaşanan çıkışı yakından göstermektedir. Ekim ve Aralık aylarında yaşanan çıkış boşlukları iyi haberlerin ve kaynak girişinin gücünü göstermektedir. Ancak işler tersine dönerse bu boşluklar dikkate alınacak ve bunların alt uçları alım için bir referans olarak kullanılacaktır. Ayrıca Grafik 2’de iki gölge olarak işaretlenen tepenin aslında akşam yıldızı ve yutma formasyonları oluşturduğu görüşündeyim. Yani yön kuvvetli aşağı olabilir.
VIX, Oynaklık Endeksi
Chicago (Şikago) Opsiyon Borsası tarafından, S&P 500 endeks opsiyonları baz alınarak oluşturulan Oynaklık Endeksi (Volatility Index, VIX), 30 gün ileriye dönük olarak piyasalara ilişkin beklentileri gösteren gerçek zamanlı bir piyasa endeksidir. Genel anlamda, piyasadaki risk düzeyini ve yatırımcıların davranışlarını yansıtan bu endeks benim makroekonomik değerlendirmelerimde de başat bir rol oynamaktadır.
Grafik 4’te VIX Endeksinin son iki yıllık süreci haftalık kapanışlarla incelenmiş olup Endeksin 12,25 seviyesinde bir taban oluşturulduğu görülmektedir. Resesyon endişeleri grafiğin orta kısmında Endekste 35 seviyelerine kadar uzanan bir çıkışla gösterilirken 2018’in başında 50 seviyesindeki zirve dikkat çekicidir. S&P 500 Endeksi her iki durumda da düşüş ile sonuçlanmıştır. Grafiğin son kısmında ise Aralık ayında 15-16 seviyelerinin test edildiği noktaları daire ile işaretledim. 2020 yılında herkesin ralli beklediği ortamda ben dikkatli olunması yönünde bir pozisyonda kalmayı tercih ediyorum. Portföyüm, altın, hisse senedi, döviz sepeti ve nakit şeklindedir.
DXY, Dolar Endeksi
ABD doları Endeksi (DXY), doların diğer önemli para birimlerinden oluşan bir sepete karşı gücünü ölçmektedir. FED tarafından 1973 yılında geliştirilen bu Endeks, dolar değer kazandıkça yukarı, değer kaybettikçe aşağı yönde hareket etmektedir. Grafik 5’te görüldüğü üzere, 2013 yılında FED’in parasal sıkılaştırmaya gideceğini açıklaması ile ABD doları diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başlamış, bu da Dolar Endeksini 80 seviyelerinden 104 zirvesine kadar taşımıştır. Bunun gelişmekte olan piyasalar açısından en genel anlamda yorumu ise; bu ekonomilerden para çıkışı sebebiyle düşen borsalar ve değer kaybeden para birimleri olarak yapılabilir.
Grafik 6’da Dolar Endeksinin yönünü tahmin etmek için kullanmış olduğum FED nokta çizelgesine yer veriyorum. Bu çizelge, FED para politikası toplantısına katılan üyelerin geleceğe yönelik faiz oranı beklentisine ilişkin tahminleri doğrultusunda hazırlanıyor.
Görülmektedir ki, 2020 yılında üyelerin on üçü faiz değişikliği beklemezken dördü artış yönünde bir beklenti içindedir. Uzun vadede ise yön belirgin yukarıdır. Diğer para birimlerinin küresel yavaşlama varsayımı altında dolara karşı değer artışı sağlayacağını da pek ihtimal dahilinde görmüyorum. O nedenle 2020’de Dolar Endeksinin, bu veriler ve artmasını beklediğim VIX Endeksi nedeniyle yukarı yönde hareket edeceğini düşünüyorum. Bunun gelişmekte olan ekonomiler için anlamını ise aşağı yönde daha fazla hareket olarak yorumluyorum.
Bununla birlikte notların arasına şunu da eklemekte fayda var: Gerek IMF, OECD gerekse de DTÖ raporlarında gelişmekte olan ekonomilerin gelişmiş ekonomilere göre daha yüksek bir performans sergilemesi bekleniyor. Yani düşüşler alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.
Kazançlı yatırımlar ve iyi bir yıl dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 01.01.2020
Bu yazıda yer alan grafikler www.tradingview.com adresinden alınmış olup FED nokta analizi, ABD Merkez Bankasının son toplantı tutanağındandır.