Book Reviews,  Economy

The World in 2020

The Economist


Bilindiği üzere The Economist dergisi her yılın sonunda, gelecek yıla ilişkin beklentileri içeren, sadece kapakları bile komplo teorilerine konu olan, zengin içerikli özel bir sayı çıkarmaktadır.

Zenginlik, bir kitapla yarışacak 142 sayfalık hacim yanında; ekonomi, siyaset, bilim ve teknoloji, iş dünyası ile kültür ve sanat alanlarına uzanan incelemelerin kalitesinden de kaynaklanmaktadır. Dolayısı ile Ocak ayında okuduğum kitaplar arasına bunu da ekleyerek derginin yöntemi ile coğrafi bazda bölümlemelerle öne çıkan başlıkları paylaşmak istedim. Yayının dili sofistike olmakla birlikte bu konulara ilgi duyanların mutlaka okumasını öneririm.Yıllık yatırım planımı oluştururken küresel beklentilerimin ve makroekonomik tahminlerimin şekillenmesine buradaki yazıların katkısı olduğunu da ayrıca belirtmekte fayda var.


ABD

Başkan Donald Trump hakkında sürmekte olan Azil Davası geçen yılın sonunda olduğu gibi bu yılın da ilk gündem maddelerinden birisi olacak.


3 Kasım’da yapılacak olan ABD Başkanlık Seçimleri ise yıl boyu atılacak adımları etkileyecektir.




2009 durgunluğundan (resesyon) beri en kötü dönemlerinden birini geçiren ekonomi için durgunluk atlatılabilir belki ama yavaşlamanın kaçınılmaz olması bekleniyor.

Demokratların çoğunluğunda kabul edilen tasarı şimdi Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato’da görüşülecek. En az 20 Cumhuriyetçi üye farklı oy kullanırsa Trump koltuğundan olabilir, ancak böyle bir sonuç beklenmiyor.

Azil sürecinin Demokratların elini güçlendirdiği ortadadır. Ancak çıkaracakları aday ve politika tercihleri seçmenler için önemli olacaktır. Her durumda bu seçim kampanyasının ABD modern tarihinde en çirkinlerinden birisi olabileceği düşünülüyor.

Çin, AB ve diğer ülkelerle girişilen ticaret savaşları tedarik zincirlerini olumsuz etkilediği gibi talep yönünde yaşanan yavaşlama da tedirgin edici.

ABD

Covid-19 nedeniyle durma noktasına gelen üretim ve düşen PMI verileri, işsizlik sayısında dramatik artış, durgunluk kaygıları ve beklentilerdeki bozulma nedeniyle FED toplamda 3 trilyon dolar seviyesinde destek paketi sağladı.

Avrupa Bölgesinde talepteki duruş, artan petrol fiyatları ve durgunluk (recession) endişeleri nedeniyle zaten zayıf olan enflasyon düşüş eğilimine geçmiştir.

ABD’de yüz yılda yaratılan emisyon hacmine iki gecede ulaşılması enflasyon kaygılarını beslese de bu bugünün problemi değildir. Ancak ilerisi için şimdiden bir kenera not düşülmelidir. 

Para politikası faizi bir sürediz zaten sıfır seviyesinde olduğu için Christine Lagarde parasal genişlemede sınırsız süre ve miktar bakımından da rahat bir hareket sahasına sahiptir.

Birleşik Krallık

BK siyasi hayatı öyle bir noktadadır ki, bırakın 2020’de ne olacağını, gelecek hafta ne getirir onu dahi kestirmek çok güçtür.

BK ekonomisine gelince 2020 için muhtemel iki patika görünmektedir. Bunlardan hangisinin gerçekleşeceği ise BREXIT’in yansımalarına göre şekillenecektir.



Durgunluk yaklaştıkça İngiltere Merkez Bankasının (BoE) para politikasını gevşetmesi bekleniyor.

BREXIT’in tamamlanarak Birleşik Krallık’ın 31 Ocak’ta AB’den ayrılması Britanya’da yeni tartışmaları getirecektir.

2008-09 finansal krizinden beri İngilizler zor zamanlar geçirdi. Düşük verimlilik büyümesi ve yüksek enflasyon, reel ücretlerin kriz öncesi seviyesinin altında kalmasına sebep oldu. Ama yakın zamanda yaşam standartlarında bir geri dönüş var. Nominal ücretler son on yılın en yüksek oranlarına ulaştı.

Ancak bu göründüğü kadar kolay olmayabilir: Çünkü poundun değer kaybı enflasyonu, hedef değer olan %2’nin üzerine itecektir. İzlemek gerekli.

Asya

Japonya‘da gerçekleştirilecek olan 2020 Yaz Olimpiyatları ülkenin uluslararası standartlarını bir derece yükseltecektir.




2020 yılında Çin‘in “orta müreffeh” seviyede olması bekleniyor. Bu kavramın tarihi ve sosyal anlamları derin, ancak ekonomik yansıması şöyle: GSYH ve kişi başı GSYH’nin 1980 yılına göre 4 kat artması. İkinci olarak da mutlak fakirliğin ortadan kaldırılması geliyor.

Hong Kong‘da yapılacak seçimler sınırlı demokrasinin eksikliklerini ortaya çıkaracaktır.



Hindistan‘da Modi mutlak gücü ile ülkeyi demokratik yapıdan tek parti hegemonyasına dönüştürmenin eşiğinde.

Dünyanın 3. büyük ekonomisi ve en yüksek nüfuslu 11. ülkesi Japonya küresel olarak pek öne çıkmamayı tercih ederek içinde bulunduğu ekonomik durgunluktan çıkmaya odaklanmıştır. Ancak bu olimpiyatlar işleri teknolojik anlamda biraz değiştirebilir.

Bu hedeflerden ilkine neredeyse 2000 yılında ulaşılmıştı bile. Ancak mutlak fakirliğin ortadan kaldırılması konusunda maalesef göstergeler aynı şeyi söylemiyor. Bu konuda yapılacak daha çok şey var.


7 aydan uzun süren protestolar, ticaret savaşları nedeniyle düşen ekonomik büyüme, ve tüm bunların üzerine Coronavirüs nedeniyle yaşanan sıkıntılar eklenince işler oldukça zor düzelecek gibi duruyor.

Güçlü bir lider arayışında olan Hindistan aradığını bulmuş görünüyor. Ancak bu kadar güç ile Modi’nin ne yapacağı azınlıktakileri ve liberal entellektüel kesimi rahatsız etmektedir. Gerçekleştirilen reformlar ve yürütlen işlemler tedirgin edicidir.

Orta Doğu

ABD ve İran ilişkileri düzelmeden önce bozulacak gibi durmaktadır.



Suriye‘de savaşın sonuna gelinmektedir, ancak ufukta hâlâ çok sorun vardır.





İsrail‘de 2019 yılında yapılan iki seçim de Binyamin Netanyahu’ya istediğini getirmemiştir.


İran’a yönelik uygulanan ambargolar ülkeyi hâlihazırda ekonomik olarak vurmuştur. Ancak ülke yine de kırılmamıştır. En büyük rakip olarak bölgede Suudi Arabistan’ın gelişmesi ise işin diğer bir boyutudur.

Türkiye’nin Rusya ile olan anlaşması, ABD’nin bölgeden çekilmesi sonrası belirleyici olacaktır. Ancak Suriye yönetimi Türkiye’nin bölgedeki girişiminden rahatsızdır. ABD’nin çekilmesi belki de en çok IS’in işine gelmiştir ve IS’in bölgedeki toprakları genişlemiştir.

11 yıllık hüküm süren Netanyahu’nun ardından İsrail politik sistemi de bir kriz içine girebilir. Ayrıca Arap azınlık ile uzlaşmak da o kadar kolay olmayabilir.


Dünyada 2020 yılında neler olabileceğine dair The Economist dergisinin özel sayısında yer alan haberlere kısa başlıklar hâlinde, ülkeleri öne çıkararak ve genel olarak değindim. Dergide yer alan bilim ve teknoloji, kültür ve sanat gibi alanlar ile sayılarla dünya bölümünün de okunmaya değer olduğunu belirtmek isterim.

Keyifli okumlar ve iyi bir 2020 dileği ile.

Ergun UNUTMAZ, 02.02.2020


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *