Seminars & Meetings

World of Trading 2020

Yoğun bir çeviri döneminin ardından daha önce ötelemiş olduğum yazıları tamamlamaya çalışıyorum. Bu amaçla, katılmış olduğum bir seminere ilişkin söz vermiş olduğum bir özeti de paylaşmak istedim. Aslında Covid-19 nedeniyle zoom üzerinden çok sayıda seminer, toplantı ve eğitimlere katıldım ve bunlar için yukarıdaki menüde “Various” başlığı altında yeni bir sayfa açtım. Vakit buldukça önemli olduğunu düşündüğüm notlarımı ve yorumlarımı bu kategoride paylaşmak niyetindeyim.

Bunlardan ilki 2020 yılının sonunda, 12 -13 Kasım tarihlerinde düzenlenen ve finans dünyasının önde gelen kurum ve kuruluşları ile yatırımcıları bir araya getiren “World of Trading” fuarıydı. Yatırımcı dedim, ama o benim bakış açım. Aslında eğitim konularının çoğu daha çok saatlik de dâhil olmak üzere kısa vadeli alım satım işlemleri gerçekleştiren kişilere yönelikti. Ama eğitimden siz kendinize ne alırsanız, kazancınız odur biraz da. Alanında uzman konuşmacıların ve iyi bir konuşmacı olmadığı hâlde işinde çok iyi olduğunu düşündüğüm profesyonellerin sunumlarıyla, dolu dolu geçen iki gündü. Evet bazı sunumlar bana uygun olmadığı için belki biraz vakit kaybıydı, ama bazı konuların da çok faydalı olduğunu söyleyebilirim.

Sunumların çoğu Almanca ya da İngilizce olduğu için yabancı dil bilgisinin bir gereklilik olduğunu baştan belirtmeliyim. Ancak oradaki grafik, formül vb. materyallerin çoğu hepimizin aşina olduğu araçlar olduğu için yine de katılmak kazanımlar sağlayabilirdi. İyi haber ise ben burada bazı sunumlara kısaca yer vereceğim ve paylaşılan notları da Türkçe olarak yorumlayayacağım, ama paylaşılmayan sunumlar için benim kişisel notlarımla devam edeceğiz.

Burada değineceğim ilk sunum, TradersClub24 GmbH’nin kurucusu ve yöneticisi Carlos Martins’in “Breakout” başlıklı eğitimidir. Yukardaki görseldeki başlıkların çoğu tanıdık zaten. Arka plandaki kalabalığa ise aldanmayın, eski bir resim olsa gerek. “Breakout” teknik analizde önemli bir fiyat harekei olduğu için onla başlamayı uygun buldum. Teknik analizi kullanmakla ve ilgi duymakla beraber bu konuda çok daha uzmanlaşmış kişilerin birazdan belirteceğim noktalarda farklı görüşleri varsa onlardan da faydalanmak isterim tabi. Şimdilik ben kendimce önce bu kavramı tanımlayarak başlayayım.

1 – Breakout – Çıkış

Breakout kelimesi normalde; çıkış, kurtulma ve firar etmek gibi anlamlara gelse de bu kelimenin teknik analizdeki karşılığı kopma ya da çıkış olarak kullanılabilir diye düşünüyorum. Ancak çıkış kelimesini yukarı yön olarak değil, oluşmuş ve devam eden formasyondan, kalıptan çıkış olarak anlamak buradaki kritik noktadır. Çünkü yatay haraket ya da çıkış trendi bitmiş; bir “çıkış” ile düşüş başlamış olabilir. Martins’in sunumundaki grafikleri paylaşamıyorum, ancak kendi çizdiğimi görsellerle ne kastettiğimi anlatayım.

Yukarıda yer alan grafiklerde, bir yatırım aracının zamana bağlı farklı şekillerde oluşmuş fiyat hareketleri mavi renk ile gösterilmektedir. Tüm grafikler için destek çizgilerini yeşil, direnç çizgilerini ise kırmızı ile hazırladım. A, B, C gibi harflerle de çıkış ya da formasyondan kurtulma noktalarını işaretledim.

En soldaki sütunlarda yükselen ve alçalan üçgenler olarak tanıdığımız oluşumlar vardır. Görüldüğü üzere A noktasında direnç geçilerek çıkış başlarken, B noktasında destek kırılarak düşüş başlamaktadır. Benzer şeklide ortadaki sütunda (yukarıda) önce çıkış hareketinin sıkıştığı yatay kanalı aşağı doğru kırması; sonra da (aşağıda) düşüş trendinin dip yapması ve D noktasında direnci kırarak başlayan yükseliş gösterilmektedir. Son olarak en sağda, yukarıda zirvede oluşan bir Omuz Baş Omuz (OBO) formasyonu ve E noktasında başlayan düşüş, bir “çıkış” ile başlamaktadır. En sağda, en altta ise Bayrak ve Flama/Takoz oluşumları ile çıkışlar yer almaktadır.

Sunumun devamında ise bu formasyonlarda nasıl bir strateji izlenebileceği, nerelere zararı kes (stop loss) ve kârı al (take profit) emirleri girilebileceği yine grafiklerle aktarılmıştır. Şimdi, bunları biliyorduk zaten, en heyecanlı yerini anlatmamışsınız dediğinizi duyar gibiyim; ancak bununla ilgili belki ilerde derinlemesine örnekler yaparız. Şimdilik diğer konulara da biraz değineyim.

Bu sunumun en beğendiğim yönü ise tüm işlemlerin kaydedilerek zarar ve kârların işlem dönemi sonunda analiz edilmesi için performans tablosu önermesiydi. Çünkü bu tür işlemlerde 10 işlemin 6-7 tanesinde zarar etseniz bile geriye kalan 3-4 işlem portföyünüzün getirisini toplamda artıda bırakıyorsa iyi bir sisteminizin olduğu söylenebilir. Tabi sadece bu kriterler üzerinden konuşuyorum, yoksa sistem ve yatırım anlayışı çok başka konular.

2 – Moving Averages – Hareketli Ortalamalar

Burada yer vermek istediğim ikinci sunum ise Jens Klatt’ın Hareketli Ortalamalar üzerine hazırlamış olduğu kapsamlı bilgileri içeriyordu. Admiral Markets tarafından bu sunumun videosu YouTube için de yüklendiğinden, ben kısaca bir iki konuya yer vereceğim. Dilerseniz bağlantıya tıklayarak sunumun tamamını izleyebilirsiniz.

Hareketli ortalamalar üzerine

Yukarıda yer alan yazının başlığı “Nihai Hareketli Ortalamalar Rehberi”dir. Nihai demiş, çünkü en çok sorulan sorular: Hareketli ortalamalardan üstel olanları mı yoksa basit ortalamaların mı kullanılması gerektiğidir. Bu sorunun cevabı bence; kişinin yatırım vadesine, risk iştahına ya da elinizdeki enstrümana göre değişir. Ancak Klatt’ın sınıflandırmasını kısaca çevireyim.

EMA (X): Üstel hareketli ortalamaları ifade etmektedir ve parantez içindeki değer kaç birimlik bir hesaplamanın dikkate alındığını göstermektedir.
Örneğin (5) değeri günlük kullanımda son beş günü dikkate alır.
SMA (X): ise basit hareketli ortalamadır.

Bunların açıklamasını ve günlük bir grafik üzerinde Altın için gösterimini aşağıya ekledim.

Hareketli ortalamalar hiyerarşisi


EMA (5): Temel alınan değerdeki hareketlerde en yüksek momentumu yansıtacaktır.
EMA (10): Kısa vadeli eğilimler
EMA (20): Kısa vadeli destek çizgisidir

SMA (50): Çıkış trendi – Savunma hattıdır
SMA (100): Belirgin / Güçlü düzeltme
SMA (200): Ana trend
SMA (250): Değer bölgesi

3 – Seasonality – Mevsimsellik


Ekonometri derslerine geri dönmeyelim, ama zaman serileri ile çalışırken durağanlık ve mevsimsel etkilerin çok önemli olduğunu belirtmekte fayda var. Dolayısı ile analiz yürütüp karar vermeden önce bu tür düzeltmeler yapmak sonucu değiştirmektedir. Bu yüzden yukarıdaki başlığı görünce böyle bir şey çıkacağını düşünebilirsiniz, ancak buradaki durum biraz farklı. Kitap yazarı ve baş analist olarak görev yapan Dimitri Speck’in sunumunda bazı dönemlerde yapılan yatırımların daha kârlı olup olmadığı tartışılıyor.


Bu kapsamda da piyasalarda alım satım yapanlar arasında yaygın kullanılan İngilizce bir sözle başlamayı uygun buluyorum. “Sell in May and go away.” Yani, “Mayıs ayında sat ve uzaklaş.” Acaba gerçekten de Mayıs ayı satışların yoğun olduğu, ya da getirilerin düşük olduğu bir ay mıdır? Bay Speck, bunu analiz etmiş ve ben de grafiği ekleyip özetleyeyim.


Yukarıdaki grafikte söz konusu durumun 1930’lu yıllardan beri bilindiği, ancak yapılan araştırmalarda etkilerin daha sonraki dönemlerde geçerli olduğu aktarılmaktadır. Bunun için Dow Jones Endeksi üzerinden Yaz ve Kış ayları için ikili bir sınıflandırma ile Mayıs ayının öncesi ve sonrası için performans karşılaştırması yapılmıştır. Mavi çizgi ile gösterilen Kasım-Nisan ayları arasındaki performans, kırmızı çizgi ile gösterilen Mayıs-Ekim arasına göre ciddi bir fark içeriyor.


Aynı çalışmanın Almanya DAX Endeksi için yürütülmesi ise sanki biraz kâr realizasyonu yapmak gerekiyormuş gibi bir his veriyor, ama hisselerin endeksten bağımsız hareket edebileceğini, bu kez farklı bir tablo oluşabileceğini ya da çalışmanın ne kadar güvenli olabileceğini bilmeden otomatik kararlar almamak gerekir.


Başarılar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 06.04.2021


4 – Fibonacci


Geldik bence seminerin en keyifli, en bilgilendirici ve en çok işe yarayabilecek oturumuna. En çok işe yarayabilecek diyorum, çünkü Fibonacci sadece teknik analize özgü alım satım noktasını belirlemeye yarayan bir araç değil; özü matematiğe dayanan, estetik ve güzellik yönüyle sanata derinlik katan ve altın oran şeklinde geniş kitleleri büyüleyen bir özelliğe sahiptir. Dolayısı ile de bu yazı aslında kendi başına bir konu olacak kadar önemlidir, ama yine de bu “seminer” içerisinde kalacağım.


Fibonacci konusundaki ilk yazımı bu blogda 2014 yılında Altın Oran ve Fibonacci Sayıları kitabı üzerine değerlendirmemi yaparken yazmışım. Orada altın oranın ne olduğu ve nasıl hesaplandığına dair örnekler de sunduğum için burada tekrara düşmeyelim, ancak henüz okumadıysanız da mutlaka bir bakmanızı öneririm.

2006 -2009 ve 2020 – …


Twitter üzerinden ise sonraki zamanlarda Fibonacci aşkımın sorgulanmaya açık olmadığını ise hem kitap önerileri hem de plaka seçimlerimle çeşitli fırsatlarda dile getirmiştim. Maalesef bu kitaplar için bir yorum yazmadığımı şimdi fark ettim ve bunlara ilişkin tanıtım notlarımı da uygun bir zamanda paylaşırım. Ancak diğer iki kitabı da öneririm. Bunlar finansal anlamda yatırım ürünlerine ilişkin hedef fiyat belirlemek amacına odaklanmış çalışmalardır.

Evet biraz uzun bir giriş oldu belki, ama hemen sunuma geçiyorum. Kaldı ki sunum da zaten Altın Oran’ın ne olduğu ile bir giriş yaptığı için konudan sapmadık. Tickmill.com’un sunumundan bazı notları çevirerek devam edeceğim, ancak aşağıdaki başlangıç hikayesine Sayın Ahmet Mergen’in Fibonacci adlı kitabının giriş kısmından doğrudan bir alıntı ve parantez içinde yine kendi küçük çevirilerim ve yorumlarımla başlayalım.

“Leonardo Fibonacci, bilindiği kadarıyla 1170 ve 1180 seneleri arasında (İtalya’da) doğmuş olup İtalya’nın Pisa şehrindeki kulelerinden birinde yaşayan, şehrin tanınmış kamu görevlilerinden birinin (Guglieolme Bonacci’nin) oğludur. (Zaten üzerinde yazdığımız konunun adı da kelimesi kelimesine buradan gelmektedir. Bonacci’nin oğlu! – Fibonacci). Leonardo, babasının Kuzey Afrika’daki Boggia şehrine atanması dolayısıyla Akdeniz ülkeleri içinde çeşitli yerlere gitme imkânına sahip olmuş ve bu arada da bir Mısır seyahatinden sonra Liber Abaci adındaki (Günümüzün Calculus benzeri bir hesaplama kitabını) çalışmasını ortaya çıkarmıştır.”

Sunumun devamında Altın Oran kavramının matematiksel olarak açıklanmasına yer verilmiş olup ilgili okuyucular bu konuda yukarıda bağlantısını verdiğim yazıma geri dönebilirler. Ancak tek cümle ile Fibonacci sayılarının birbirini özel bir kural ile takip eden ve sonsuza giden bir sayı dizisi olduğunu söyleyebilirim. İşte bu sayı dizisindeki iki sayının birbirine oranı ise değer büyüdükçe 1,618 sayısına yakınsamaktadır, ki bu da Altın Oran olarak bilinmektedir.

Geçen yıllar içerisinde piyasadaki aktörler, matematikteki bu uygulamanın hisse senetleri başta olmak üzere alım satıma konu ürünlerin fiyat hareketlerinin teknik analiz kapsamında izlenmesinde başarılı sonuçlar verebildiğini keşfetmişlerdir. Fibonacci dizisine ve matematiğe gönül verip teknik analiz gibi geçmiş fiyat hareketleri ile gelecek fiyatların belirsizliğine ya da etkin piyasalar hipotezine inanlar için bu büyük bir paradoks oluşturmaktadır. Ancak benim bir iddiam yok, her iki fikre de açığım ve ikisinin de başarılı olduğu dönemler gördüğüm için bu tür bir tartışmada taraf tutmak yerine işimi yapıyorum. Şimdi konunun en önemli, finansal anlamda en çok işimize yarayacak yönü: Uygulama.

Bu noktada daha kolay anlaşılacağını düşündüğüm için sunumdan ayrılarak kendi hazırladığım grafiklerle ilerleyeceğim.

Fibonacci Düzeltme NoktalarıYükseliş

Yukarıya, sizler için; Almanya, DAX Endeksinde işlem gören bir hisse senedine ait günlük mum grafiklerle hazırladığım bir çalışmayı ekledim. Söz konusu grafikte, Mart ayında görülen dip noktasından (ki buraya “1” diyelim – Swing Low) Haziran ayındaki tepe noktasına (ki buraya da “0” diyelim Swing High) çizilen doğru arasında 0,2360,3820,5000,618 ve 0,786 gibi Fibonacci Düzeltme Noktaları bulunmaktadır. Teoriye göre bu noktalar düşüşlerde destek, çıkışlarda direnç görevi yerine getirmektedir. Bunun geçilmesi ise ilk bölümde aktardığım Breakout “Çıkış” şeklinde olur. Kimilerine göre 0 ve 1 tam iğne ucundan geçerken kimine göre en yoğun noktalar kümesi makbuldür. Ben kendi yöntemimle bir optimizasyon sağlıyorum ve dileyen dilediğini kullansın, bir tartışmaya niyetim yok.

Fibonacci Düzeltme NoktalarıDüşüş

Yine yukarıda başka bir tarih aralığı için bu kez düşüş trendinden örnek verdim. Burada bir nokta tartışmaya açık olsa da ben güvendiğim kaynakları izleyerek X ve A noktalarına verdiğim isimleri ve 0 ve 1 noktalarını seçimini o şekilde yapıyorum. Nedir bu? Trendin başlangıç noktası X’tir ve 1’e eşittir. Varış noktası ise A’dır ve 0’dır. Bu noktadan sonra gelen hareket ise Fibonacci Düzeltmesi şeklinde yorumlanır.


Yorum kısmına geçersek bu grafikte ilk yaptığımız şey (Swing) salınım noktalarının dip ve tepe noktalarını işaretlemek oldu. Ardından da bu değerler arasındaki düzeltme noktalarını hesapladık. Üçüncü olarak bu çizgiler geçilirken çıkış mumuna özellikle dikkat etmenizi bir kere daha öneririm. Son olarak da bu grafikte karışıklığa yol açmamak için yer vermedim, ancak zararı kes ve kâr al noktalarının belirlenmesinde düzeltme noktalarını kendimce yoğun olarak kullanıyorum ve iyi bir sistem için bunun gerekli olduğu düşüncesindeyim.


Sunumun devamında önemli olduğunu düşündüğüm bir not da yine yukarıda değindiğim Hareketli Ortalamalar ile bu düzeltme noktaları arasındaki ilişkiyi gözetmektir. Bunlar denk geldiğinde kendimce daha cesaretli pozisyonlar açabiliyorum. Ancak şunu da unutmayın ki, bunların hepsi birer araçtır ve kazançları garanti etmez. Disiplin ve psikoloji ve her zaman vurguladığım risk yönetimine dayalı iyi bir sistem sizin dostunuzdur.

Başarılar ve kazançlı yatırımlar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 08.04.2021


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *