Ekonomi Politika Strateji 08
MART 2020
DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞLER

Mart 2020 deyince muhtemelen basılı ve görsel yayın organlarında Covid-19 ya da Corona Virüsü ile başlayan ve hayatın tüm alanlarını etkileyen haberler açık ara öne çıkıyor. Olaylara, önce insan bakış açısı ile yaklaşarak yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı, şartların getirdiği sıkıntılar nedeniyle ekonomik, mali sorunlar çekenlere ise sabır ve kolaylıklar diliyorum.
İşlerin bu noktaya gelebileceğini Şubat 2020 EPS değerlendirmemde belirtmiş, bu salgın hastalığın ciddiyetine ve ekonomileri durgunluk sürecine sokacağına vurgu yapmıştım. Gelinen noktada tüm ülkelerin elinden gelenin fazlasını yaptığını, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ile bu sürecin etkilerini azaltmaya çalıştığını okuyorum ve umarım bir an önce tıbbi anlamda bulunacak çözümleri takiben ekonomik kayıplar da telafi edilir.
Bunun için atılan adımlara baktığımızda, Amerikan Merkez Bankası, FED’in önce, toplantı tarihlerini beklemeden yaptığı olağanüstü açıklamalar, ardından tarihte benzeri görülmemiş seviyede likidite, parasal genişleme ve faiz politikası kararları; benzer şekilde Avrupa Merkez Bankası ve diğer ülkelerin önce parasal politikalarda inanılmaz esneklik sağlayarak, ardından da maliye politikası destekleri ile aldıkları tedbirler ilk sırada sayılabilir.
Karantina günlerinde evde kalmanın ve işletmeleri kapalı tutmanın kişilerin geçimini engellememesi için yapılan mali yardımlar, ki banka kredi kanalı yerine doğrudan kişilere yapılan bu tür yardımlar mevcut koşullarda bence de en ideal yöntemdir, biraz olsun şokları erteleyecektir. Üretim zincirindeki aksamlar ve talep cephesinde yaşanan ani duruşlar, süre uzadıkça daha ağır tahribatlara yol açabilir. Bunun için de gerekli önlemlerin ivedilikle ve sağ duyulu bir şekilde alınması gerekmektedir.
Biyoloji, tıp ve virüsle ilgili teknik konuları uzmanlarına bırakarak, benim kişisel tahminimi belirtmem gerekirse; Nisan ayının ikinci haftası sonunda kayıp oranlarında rakamsal olarak zirveleri göreceğimiz, ancak bunun devamında iyi günlere doğru tedrici bir şekilde ilerleyeceğimiz yönündedir. Bunun temel varsayımı da sıkılaştırılmış sosyal izolasyon, mesafe koruma ve hijyen koşulları başta gelmek üzere açıklanan akılcı önerilere en üst seviyede uyum gösterilmesi ile gece gündüz çalışan bilim insanlarının çözüm üretme kapasitesine olan güvenimdir.
Kısaca; klasik, ülke-bölge ve bu kez emtia bazlı analize dönerek bu aylık Ekonomi Politika Strateji raporunu sonlandırabiliriz.
Gelişme
Sebep / Sonuç
Beklenti / Strateji
Geçen Ay Neler Oldu?
Neden Oldu?
Bu Ay Neler Olabilir?
.
Hangi Etkileri Meydana Getirdi?
Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
ABD
Covid-19 nedeniyle durma noktasına gelen üretim ve düşen PMI verileri, işsizlik sayısında dramatik artış, durgunluk kaygıları ve beklentilerdeki bozulma nedeniyle FED toplamda 3 trilyon dolar seviyesinde destek paketi sağladı.
Avrupa Bölgesinde talepteki duruş, artan petrol fiyatları ve durgunluk (recession) endişeleri nedeniyle zaten zayıf olan enflasyon düşüş eğilimine geçmiştir.
ABD’de yüz yılda yaratılan emisyon hacmine iki gecede ulaşılması enflasyon kaygılarını beslese de bu bugünün problemi değildir. Ancak ilerisi için şimdiden bir kenera not düşülmelidir.
Para politikası faizi bir sürediz zaten sıfır seviyesinde olduğu için Christine Lagarde parasal genişlemede sınırsız süre ve miktar bakımından da rahat bir hareket sahasına sahiptir.
ABD
Avrupa katı bir izolasyon uygulasa da Trump hükümetin faaliyetlerinin katı bir şekilde kapatılmasına taraftar değil. Ancak başta New York olmak üzere bu haftalarda yüksek seyredecek ölüm oranları ne getirir takip etmek lazım.
Kasım ayında yapılacak seçimler böylesi hayat mücadelesinin olduğu bir ortamda bence gündem maddesi dahi olmaz, ama bir taraftan buradaki savaşı kazanmak orada da başarı getirecektir şeklinde bir plana yönelik açıklamalar da yok değil.
Petrol
Aslında petrol konusunda gerilim yeni bir konu değil. 2019’da İran ve Suudi Arabistan arasındaki sorunlar, petrol tesislerine saldırı, ABD ve Rusya’nın kaya gazı sayesinde petrol bağımlılığını azaltmaları gibi başlıklar uzun süredir tartışılan maddeler.
Ancak OPEC+ cephesinde bir anlaşmaya varılamaması, Suudi Arabistan’ın petrol arzını arttırarak fiyat savaşı başlatması ve petrolün tarihi düşük seviyelere inmesi yeni bir şey. Mevcut durgunluk nedeniyle talep düşük olduğu için böylesi bir girişim, koşulları desteklese de ben bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Ekonomik canlanma ile fiyatlar tekrar yükseliş sürecine geçecektir. Ama oynaklığın yüksek olduğu bu günlerde tedbirli olmakta fayda var.
Altın
Merkez bankalarının parasal genişlemeye gitmesi ve ekonomilerde kırılganlığın artması nedenleriyle altına olan talep, fiyatları son 7 yılın zirvesine taşıdı. Pozisyon kapatmak ve nakit ihtiyacı nedeniyle ay içinde 1.700 USD/ons seviyesinden 1.450 USD/ons seviyesine bir düşüş yaşansa da bugün itibarıyla fiyatlar 1.600 USD/ons civarındadır.
Aslında altına olan talep 2008 krizi sonrası benzer parasal genişleme sürecinde başlamıştı. Ekim ayında 700 USD/ons seviyesinden başlayan çıkış Ekim 2011’de 1.950 USD/ons’u görmüştü. Bu sefer nasıl bir seyir izleyeceğini yakından takip etmek gerekir.
Bu zor günleri en kısa sürede geride bırakacağımız, bir kahve içiminin ve sosyal hayatının renklerinin ve seslerinin birbirine karıştığı güzel günlere bir an önce geçebileceğimiz günlerin ümidiyle; sağlık ve başarı dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 02.04.2020