Ekonomi Politika Strateji 23
Haziran 2021
Søren Kierkegaard’ın sevdiğim bir sözü vardır:
“Hayat, geriye bakarak anlaşılır, fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.”
Bu sözü hem ekonomik analiz çerçevesinde bir bakış açısını aktaracak şekilde kullandığımdan, hem de Ekonomi Politika Strateji (EPS) yazılarımın bir yansıması hâline geldiğinden bu ifade benim için biraz daha değerlidir. Geçmiş veri setinden çıkarılan anlam ve geleceğe yönelik tahminin önemine yapılan vurgudur öne çıkarmak istediğim tema.
Bu raporu ilk defa okuyanlar için EPS raporlarımın, küresel gelişmeleri izleyen, odak noktası olarak da daha ziyade finansal piyasaları ve emtia piyasalarını etkileyen olayları öne çıkaran kişisel bir özet olduğunu belirtmek isterim. Tarafsız bir şekilde, saygın basın kuruluşlarında yer alan haberleri kaynak göstererek not ettiğim bilgilerden oluşan değerlendirmeler, aşağıdaki beş soruya cevap aramaktadır.
Gelişme
Sebep / Sonuç
Beklenti / Strateji
Geçen Ay Neler Oldu?
Neden Oldu?
Bu Ay Neler Olabilir?
.
Hangi Etkileri Meydana Getirdi?
Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
Her ne kadar Covid-19 temasını bu rapora dâhil etmekten hoşlanmıyor olsam da küresel olarak bütünsel salgın ekonomiden finansa, sağlık ve yaşama dair birçok konuyu etkilediği için hayat normale dönene kadar bazı istatistikleri izlemeye devam ediyorum. Mart ayında hız kazanan aşılama sürecinin etkisini alttaki tablonun sağ alt köşesinden izleyebiliyoruz. Üstel ve çok yüksek bir ivmeyle artan aşılama uygulamasına paralel olarak görülen “olay” ve “ölümle sonuçlanan olay” sayılarını da aşağıya çekiyor. Bunlar da yine sağ tarafta sırasıyla kırmızı ve beyaz histogramlarla gösterilmiştir. Sayılara ilişkin verileriyse dünya haritasının iki yanında bulabilirsiniz. Benim bu sayılardandan çıkardığım anlam; beklendiği üzere ekonomilerin tekrar açılması için aşılamanın tüm hızıyla devam etmesi gerektiğidir. Son dönemde görülen “Delta” varyantı ve aşı karşıtlığı ise bu sürecin önündeki riskler olarak yer almaktadır.
Sağlık konusundaki gelişmeleri bir kenara koyup Haziran ayındaki gelişmelere ülkeler ve bölgeler bazında bakmadan önce bence bu aya damgasını vuran olaya, G7 Zirvesi‘ne kısa bir paragraf açalım. Twitter akışı üzerinden ay içerisinde hem organizasyonu hem de bu yıl 47’ncisi düzenlenen toplantının gündemini özetlemiştim. Birleşik Krallık’ın ev sahipliğini yaptığı zirve 11-13 Haziran tarihleri arasında Carbis Bay, Cornwall’de gerçekleşti. Her ne kadar liderlerin görüşmeleri ve ikili istişarelerden önümüzdeki dönemin planlanmasına ilişkin tüm bilgiler kamuoyuna yansımasa da sonuç bildirgesinde öne çıkan başlıklar şöyle oldu: Bütünsel salgının önüne geçmek için iş birliği, ekonomilerin tekrar toparlanabilmesi için atılacak adımlarda kararlılık, iklim ve çevre sorunlarına karşı ortak eylemler ve ortak değerlere sahip çıkılması. Bazı gelişmelerse medyada detaylarıyla yer buldu. Bunlardan biri de kurumsal vergiler konusunda alınan karar ve “alt eşik” olarak belirli bir sınır üzerinde anlaşılmasıydı. Özellikle de Avrupa Birliği içerisinde farklı vergi oranlarının şirketlerin merkez seçimindeki etkisi düşünülünce böylesi bir düzenleme faydalı olmuştur.
Dilerseniz gelin geçtiğimiz ay yaşanan olayları bir de ülke ve bölge bazında klasik tablomuz üzerinden inceleyelim:
Detay
Sebep – Sonuç
Beklenti – Strateji
ABD
Joe Biden, Avrupa ve Birleşik Krallık ile olan ticari gerilimleri sonlandırmak ya da şimdilik azaltmak niyetinde. Ancak Çin konusundaki tavır devam edecek.
Almanya, Afganistan‘daki askeri gücünü geri çekerken ABD’de bu konuda yeni arayış içindedir.
Siyasi ve ekonomik olarak ABD’nin haklı olduğu noktalar vardır tabi ki, ancak ticaretin ve finansın bu kadar küreselleştiği ve ekonomik daralmadan çıkış için Çin’den gelecek talebe de ihtiyaç varken yaptırımların dozu belirleyici olacaktır.
Türkiye’nin adının bu koşullarda geçmesi ve Biden Erdoğan görüşmesinde konunun tartışılmış olması muhtemeldir.
Birleşik Krallık
BREXIT sonrası ikili ve çok taraflı anlaşmaları yenileyen Birleşik Krallık Trans Pasifik Ortaklığı için de resmî süreci sürdürüyor.
Çıkarlarını en yüksek seviyeye çıkarmak isteyen BK için beklenen bir durum, ancak en güçlü ticaret ortağı olan AB tarafından kaybettiği gelirin büyüklüğü de gözden kaçırılmamalı.
Avrupa Birliği
Enflasyon herkesin son dönemde endişesi ve merkez bankaları bunun kalıcı ya da geçici olması yanında işsizlik konusundaki gelişmeleri de yakından takip ediyor.
Aşağıdaki grafik işsizlik konusunda durumun önceki on yıla göre o kadar da kötü olmadığını gösteriyor. Özellikle de covid-19 sonrası bu cephede sıkıntılar olabileceği düşünüldüğünde durum iyi bile görünüyor.
Almanya
Gerek enflasyon gerekse de işsizlik oranlarında bir önceki aya göre geri çekilmelerin olması sevindirici.
Aşılamanın artması ve olay sayılarının düşmesiyle birlikte ekonominin toparlanması da zaten beklenen bir durumdu ve şimdilik işler iyi yolda.
Japonya
Japonya’nın getiri eğrisi kontrolü, bitmeyen durgunluk ve acaba yükseliş başladı mı tartışmaları önemli ve bunların her biri tartışmalı konular, ancak bu ay ilgi odağı olan Olimpiyatlar konusuna bakalım.
Görünen o ki Japonya bunu gerçekleştirmekte kararlı olduğu için Covid-19’u baskılamak için çok uğraştı. Zaten sponsorlar ve hukuki sıkıntılar nedeniyle de bu seçimden ziyade mecburiyet gibi biraz da. UEFA EURO 2020 sonrası bunun da başarılacağını düşünüyorum
Rusya
Karadeniz‘de BK ve Rusya’nın askeri anlamda bir ay içinde ikinci kez karşı karşıya gelmesi can sıkıcı. Daha önce de Kasım 2020’de benzer bir gerilim ABD ile Japon Denizi açıklarında yaşanmıştı.
Hata her zaman olabilir, ancak bu kadar teknolojik araç varken ve taciz yerine diplomasi tercih edilebilecekken bu yöntemlere başvurulmasını tedirgin edici buluyorum.
Türkiye
Fiyat istikrarını sağlama görevi TCMB’ye kanunla verilmiş bir görevdir ve bunu sağlamak için bağımsızlığı de jure olarak teminat altına alınmıştır. Buna rağmen amacı fiyat istikrarını sağlamak olan “Fiyat İstikrar Komitesi” adı altında TCMB’den ayrı bir yapı oluşturulmuştur.
Ekonomi ve finansın siyasi, sosyal ve jeopolitik olaylardan ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Bu alanlarda meydana gelen sorunlar ve gerilimler risk primini arttırarak değerlemeleri ve fiyatları doğrudan etkilemektedir.
Turizm konusunda covid-19 kaynaklı küresel çöküşün maliyetinin 2020 ve 2021 için 4 trilyon doların üzerinde olduğu belirtiliyor ve Türkiye’nin de bu gelişmeden olumsuz etkilendiği ortada.
Her ne kadar amaç, arz yönlü şokları daha iyi kontrol edebilmek şeklinde belirtilmiş olsa da şeklen, ismen ve kuruluş yeri olarak düşünüldüğünde bu oluşum, TCMB’nin yetkinliği ve bu kurumun görevini yerine getirebilmesinde piyasalarda kuruma olan güven için soru işaretleri oluşturabilir.
Mevcut riskleri azaltmak ve sorunları çözmek ve yenilerini oluşturmamak en rasyonel yöntem olurdu. Yakın geçmişte kısa bir süre için güçler arası bir uzlaşı sağlandığı finansal göstergelerden anlaşılsa da sonrasında merkezi ve küresel dengedeki değişim hissedilmektedir.
İnceleme en kötü ve en iyi senaryolar bazında gelir kayıplarını ele almış ve Türkiye için bu senaryolar arasındaki fark GSYH’nin yüzde 2’si kadar bir aralığa denk geliyor. Ortalamada GSYH’nin yüzde 7’sine yakın bir kayıp söz konusu.
Çin
Çin Komünist Partisi 100. yılını kutluyor ve Xi Jinping’in kutlamalarda kullanacağı birçok tez var. Çin ekonomisi son 50 yılda 50 kattan fazla büyüdü ve dünyanın ikinci ekonomisi. Aşırı yoksulluk geride kaldı, yabancı sermaye girişi sağlandı.
Ekonomik ve sosyal alandaki tüm bu gelişmelere rağmen bir taraftan da askeri ve siyasi nüfuz alanı da genişliyor. Hong Kong ve Taiwan konuları uluslararası kuruluşların yakından takip ettiği gelişmeler.
Orta Doğu
İran‘da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerini aşırı muhafazakâr aday İbrahim Reisi kazandı. İlk turda ve neredeyse rakipsiz bir galibiyet oldu.
Seçimlere katılım rekor düzeyde düşük olsa da Reisi oyların yüzde 62’sini aldı. Nükleer anlaşmalar konusunda beklentilerin iyileştiği bir ortamda sıkıntılı bir süreç yaşanabilir.
Diğer
Brent türü petrol fiyatları Haziran ayına varil başına $69,34 seviyesinden giriş yaparak ay boyunca yükselmiş ve $74,64 seviyesinden ay sonu kapanışı yapmıştı. OPEC + toplantısı bugün pozitif sonuçlar sağladı.
Toplantıdan çıkan tavsiye ağustostan aralık ayına kadar günlük 400.000 varil üretim artışı şeklinde oldu. Ayrıca kesinti anlaşmasının Aralık 2022’ye kadar uzatılması önerildi.
Ergun UNUTMAZ, 01.07.2021