Piyasa Analizleri ve Beklentiler 23
Temmuz 2021
Haziran ayında öne çıkan gelişmeleri ve seçilmiş haber özetlerini Ekonomi Politika Strateji başlıklı yazımda kaleme almıştım. Bu yazıda da söz konusu gelişmelerin Piyasa Analizleri ve Beklentiler raporu ile hem fiyatlamalardaki yansımalarına hem de Temmuz ayında izleyebileceğim stratejilere değineceğim. Konu önemli olduğu için giriş kısmında da önceki önemli analizlerin bazılarına bağlantı ekledim.
Şimdiden keyifli okumalar ve başarılı işlemler dilerim.
Portföy yönetiminde birikimlerimizi kazançlı yatırımlarla büyütme hedefi yanında bir taraftan da enflasyon ve benzeri risklere karşı değer kayıplarını önlemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda 16 Mayıs tarihinde Enflasyon Endişeleri ve Çip Krizi başlığı ile bir durum değerlendirmesi yapmış ve görüşlerimi o yazıda aktarmıştım. Benzer şekilde 24 Mayıs tarihinde Profesör Aswath Damodaran da aynı konuda bir makale kaleme aldı. (Aklın yolu bir :)) “Enflasyon ve Yatırım: Yanlış Alarm mı yoksa Yerinde bir Uyarı mı?” başlıklı yazıya bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz. Geçen ayki rapora söz konusu bu makale için kısa bir Türkçe özet de eklemiştim.
Bazen hiçbir şey yapmamak ve eylemesizlik en iyi stratejiyken bazen de olaylar gelişmeden önce yapılan hamleler kazanç sağlayabiliyor. Bu bağlamda da Futbol ve Davranışsal Finans başlıklı yazım henüz okumadıysanız belki bu yazı da ilginizi çekebilir. Çünkü uzun vadeli düşünüyorum diyerek birikimlerinizi kumbarada saklamak enflasyonist dönemlerde yapılacak en büyük hata olur. Çocuklarımıza tasarruf alışkanlığı kazandırmak için faydalı bulduğum bu uygulama sembolik olmak dışında birikimlerinizin satın alma gücünü koruyamayacaktır.
Tekrar asıl konumuza dönelim ve alışılagelmiş sütunlarla piyasalardaki gelişmeleri inceleyelim.
1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı
Yıl başından itibaren standardize edilmiş olarak hazırladığım, seçilmiş hisse senedi endekslerinin değişimlerini aşağıdaki grafikle izliyorum. Normalde bir yıl için ve yıl başına göre performans takip ederim, ancak Covid-19’un bozucu etkisi nedeniyle 31 Aralık 2019 kapanış değerlerinden başlattığım seriyi devam ettirmenin daha makul olduğuna karar verdim. Böylece aslında bütünsel salgın öncesi duruma göre nerede olduğumuzu da daha net görebiliyoruz.
Standardizasyon ile anlatmak istediğim şey, en basit hâliyle 2019 yılının son işlem günündeki değerleri 100 katsayısına eşitlemektir. Bu şekilde 30 Haziran 2021 tarihinde BIST 100 Endeksi (turkuaz çizgi) için 1.356,34 seviyesindeki kapanışa karşılık gelen 118,54 değeri bize bu iki tarih arasında yüzde 18,54 değer artışı olduğunu göstermektedir. Yalnız bu değer artışı nominal olup enflasyondan arındırılmamıştır, basit getiridir ve Türk lirası bazındadır. Başka bir deyişle 31 Aralık 2019 tarihinde Türkiye’ye getirdiği 100 ABD dolarını o günün kuru olan 5,95016 TRY üzerinden Türk lirasına çevirerek BIST 100 Endeksine yatırım yapmış olan yabancı bir yatırımcı 30 Haziran itibarıyla Türk lirası bazında yatırımlarından yüzde 18,54 getiri elde etmiştir. Ancak 30 Haziran tarihinde döviz kuru 8,7000 TRY seviyesine geldiği için döviz kuru bakımından bu kişi yüzde 46,21 zarardadır. Net dengede ise zarar yüzde 20’ye yakındır, çünkü TL getiriyle birlikte anaparası toplamı için 30 Haziran tarihindeki kur üzerinden bu yatırımcı ancak 81 dolar 7 sent alabilmektedir. Dolayısıyla enflasyon ve döviz kuru riskleri varken yabancı yatırımcı için yatırım yapmak ancak daha yüksek getiri ya da daha düşük riskleri temin edecek istikrarlı şeffaf politikalar görüldüğünde cazip hâle gelecektir. Aynı açıklama Türkiye’deki kişiler için de geçerlidir. Bu durum, birikimlerinin değerini ve parasının satın alma gücünü korumak isteyen kişilerin borsa yerine yabancı para mevduata yönelmesine neden olmaktadır.
Diğer taraftan Almanya DAX Endeksi (kırmızı çizgi) göreceli olarak hâlâ en alttaki yerini korurken istikrarlı bir çıkışı da sürdürmektedir. Listenin en başında ise yine Nasdaq Endeksi gelmektedir. Rekorlarla güçlü bir şekilde ilerlerleyen bu endeks Nisan ayı sonrasında en yakın takipçisi olan S&P 500 Endeksi (mor çizgi) ile de arasını giderek açmaktadır. Nikkei 225 Endeksi ise Ekonomi Politika Strateji raporumda yer verdiğim acil tedbirler ve çift dip endişesi ile biraz satış ağırlıklı konumunu sürdürerek Haziran ayını hafif gerilemeyle kapatmıştır. Umarım olimpiyatlara kadar bu düşüş sürecinde alış emri girdiğim şirketleri portföyüme katabileceğim seviyeye kadar da bir çekilme olur.
Bu iki paragraftaki bilgileri birleştirerek okursak; 31 Aralık 2019’da Nasdaq Endeksine 100 ABD doları yatırmış olan bir kişinin getirisi 75 dolar 80 sent ve anaparasıyla birlikte toplam birikimi 175 dolar 80 sent olmuştur. 100 ABD dolarını Türkiye’ye getirmiş olsaydı bu yatırımcının 81 dolar 07 sent seviyesine gerilemiş bir birikimi olacağını ise yukarıda göstermiştim. Dolayısıyla yatırım yapmak alıp unutmak ya da sadece (yanılgılar içerebilen) getiriyi hesaplamaktan öte, sürekli takip ve karşılaştırmalı performans analizini de gerektiren meşakkatli bir süreçtir. Bu da alternatif maliyet kavramıyla birlikte ele alınması gereken bir durumdur.
2 – Seçilmiş Döviz Kurları
Döviz kurlarının yatırımlara etkisine kısmen zaten değindik, ancak konuya bir de ABD doları ve DXY Endeksini oluşturan diğer önemli para birimleri açısından bakalım.
Grafik bize DXY Endeksinin Haziran ayında yaklaşık yüzde 2,7 değer kazandığını göstermektedir. Ancak 31 Aralık 2019 tarihini başlangıç kabul ederek baktığımız standart tabloda ise DXY Endeksi 95,76 seviyesindeki konumuyla yüzde 4,24’lük bir değer kaybını ortaya koymaktadır. Başka bir deyişe ABD doları son 1,5 yılda yaşadığı düşüşü tamamlamış ve geri dönüş yapıyor gibi görünmektedir. Bunu da FED açıklamaları, enflasyon endişeleri ve alternatiflerin durumuyla birlikte ele almak gerekmektedir. Bu gelişmeleri de yıl sonu değerlendirmelerimde ve 2021 portföy oluşum sürecinde dikkate aldığımı ayrıca belirtmek isterim. Dolayısıyla benim için sürpriz bir gelişme değildir.
Diğer para birimlerine bakarsak: GBPUSD ve EURUSD negatif bir korelasyon ile Haziran ayında gördükleri zirvelerden çekilme yapmaktadırlar. Japon Yeni, USDJPY ise uzun süredir belirttiğim güçlü çıkışı sonrası Nisan ayını düzeltme ile geçirmiş, ancak sonradan tekrar alımlarla çıkış yaşamıştır. USDCAD ise neredeyse bir yıldır düşüş trendindedir ve DXY’den daha fazla kayıp göstermiştir. Haziran ayındaki hareket ise DXY ile bire bir örtüşmektedir.
3 – Değerli Metaller
Altın (XAUUSD)
Aşağıdaki grafikte ons altın için günlük fiyat hareketleri Mart 2020’den son kapanışa kadar yer almaktadır. Kendi alım satım işlemlerim için dikkate aldığım seviyelerden açtığım pozisyonların bazıları zararla sonuçlansa da genel olarak makroekonomik gelişmeleri gözeten stratejimden memnun olduğumu söyleyebilirim. Şu anda konjonktürün sert hareketlere açık olabildiğini düşündüğümden kaldıraçlı işlemlerle yürüttüğüm pozisyonları kapattım ve gelişmeleri yakından takip ediyorum. Bireysel olarak aktif işlem yapanlara da dikkatli olmalarını öneririm. Her iki yönde de oynaklığın, başka bir deyişle kâr ve zararların yüksek olabileceği bir Temmuz – Ağustos dönemi bizi bekliyor olabilir.
4 – Petrol ve Emtia
Brent türü petrol (USDBRO)
Aslında petrol konusu da biraz önce açıklamış olduğum altın konusuyla paralel bir seyir içindedir. Brent türü petrolde 2020 yılının Nisan ayında, varil başına 16 dolar seviyesinden başlayan çıkış, bugün 76 dolar seviyesindedir. 45 dolar seviyesine kadar zaten yüzde 200 getiri anlamına gelen bu çıkış burada dinlenerek güçlü bir zemin oluşturmuştur. İlk dikdörtgenle gösterdiğim bu bölgenin üzerine tırmanış ise aşılama ve ekonomik aktivitedeki toparlanmaya eşlik eden beklentilerle ivme kazanarak müthiş bir getiri oluşturmuştur. Getiri diyorum, ama bu sadece bu tür işlemlerde alım yönünde sözleşme taşıyanlar ve petrol şirketlerinin hisselerini tutanlar için böyledir. Yoksa üretimde petrol ve petrol ürünleri kullanan, girdi ve ham maddelerin önemli bir kısmında petrole bağımlı olan sektörler için bu artan maliyet demektir. Tüketiciler için de esneklik kapsamında artan ürün fiyatları anlamına gelecektir.
5 – Sonuç
Değerli metallerden gümüş ve platinyum ile emtia konusunda kahve özellikle ilgilendiğim başlıklar olsa da hem yazının kapsamının genişlemesinden çekindiğim hem de risklerin arttığı bir döneme girdiğimizi düşündüğümden yılın ikinci yarısı için planlarımı ve opsiyonlarımı biraz daha esnek tutmayı daha uygun buldum.
Herkesin risk/getiri beklentisi ve makroekonomik gelişmelere ilişkin projeksiyonları farklıdır. Ben hedef ya da fiyat belirtmeksizin bu yazılarda geçmiş fiyat ve getiri hareketlerini ortaya koyarak kendime arşiv oluşturuyor, ara sıra da tekrar gelip dersler çıkarıyorum. Giriş kısmındaki notlar ve yazıların da sizlere katkı sağlamış olduğunu ümit ederek yatırımlarınızda başarılar, bol kazançlar dilerim.
İyi bir Temmuz ayı olsun.
Ergun UNUTMAZ, 05.07.2021
UYARI
Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım-satıma yönelik olarak da kısa vadeli portföyüm için yaptığım öngörüler sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen benim portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.
Herkes aynı resme bakıp farklı yorumlar çıkarabilir, o yüzden başkalarının sözleri veya planları ile zor kazanılan birikimlerinizi riske atmayınız. Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.