Ekonomi Politika Strateji 27
Ekim 2021
Søren Kierkegaard’ın sevdiğim bir sözü vardır:
“Hayat, geriye bakarak anlaşılır, fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.”
Bu sözü hem ekonomik analiz çerçevesinde bir bakış açısını aktaracak şekilde kullandığımdan, hem de Ekonomi Politika Strateji (EPS) yazılarımın bir yansıması hâline geldiğinden bu ifade benim için biraz daha değerlidir. Geçmiş veri setinden çıkarılan anlam ve geleceğe yönelik tahminin önemine yapılan vurgudur öne çıkarmak istediğim tema.
Bu raporu ilk defa okuyanlar için EPS raporlarımın, küresel gelişmeleri izleyen, odak noktası olarak da daha ziyade finansal piyasaları ve emtia piyasalarını etkileyen olayları öne çıkaran kişisel bir özet olduğunu belirtmek isterim. Tarafsız bir şekilde, saygın basın kuruluşlarında yer alan haberleri kaynak göstererek not ettiğim bilgilerden oluşan değerlendirmeler, aşağıdaki beş soruya cevap aramaktadır.
Gelişme
Sebep / Sonuç
Beklenti / Strateji
Geçen Ay Neler Oldu?
Neden Oldu?
Bu Ay Neler Olabilir?
.
Hangi Etkileri Meydana Getirdi?
Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
Finansal okuryazarlık alanında önemli katkılar sağlayan paylaşımlar yanında işimden vakit ayırarak, özenle ve uzun araştırmalar sonucunda bitirdiğim çevirilerin geldiği nokta Ekim ayı için oldukça sevindiriciydi. Scala Yayıncılık tarafından değerleme ve finansal tablolar alanındaki üç kitabımın bir set olarak sunulmasından mutlu oldum. Bunun dışında Prof. Aswath Damodaran ve Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Onur Topaç Bey ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi yine Ekim ayındaydı. Kişisel bir not olarak ise Mart ayında hazırlayıp aylarca arşivimde bekleyen Şişecam Değerlemesini Damodaran Hoca’nın muazzam sorularıyla yorumlaması benim için Ekim ayını son derece yoğun ve anlamlı kıldı. Dolayısıyla Ekonomi Politika Strateji yazısı biraz gölgede kalsa da bu bir disiplin ve hafta sonu bu alandaki notlarımı sisteme aktardım. Kaldı ki sonraki aya yönelik Piyasa Analizleri ve Beklentiler yazısının bir anlamda temelini oluşturan bu yazı önemlidir.
Dilerseniz benim kişisel anılarımı bir kenera bırakıp gelin geçtiğimiz ay yaşanan olayları ülke ve bölge bazındaki klasik tablomuz üzerinden inceleyelim:
Detay
Sebep – Sonuç
Beklenti – Strateji
ABD
Biden’ın “Daha İyi İnşa Et” sloganı çerçevesinde yürüttüğü planda ekonomik, sosyal ve çevresel birçok eylem var. Ancak oy dağılımı açısından yakın olan Senato oylamasında bu planların hangilerinin kabul göreceği soru işareti.
Bunlardan biri, karbon salınımının ciddi oranda azaltılıp elektrik yönünde dönüşüm geliyor (1 Gigatonun üzerinde bir kesinti). Ekim ayında yine gündemde olan bir konu ise dev şirketleri ve varlıklı kesimi ilave vergilendirmeye tabi tutmaktı ($2 trilyonluk bir fikir).
Birleşik Krallık
Kuzey İrlanda’daki sınır kontrolleri nedeniyle Britanya’nın başının ağrıyacağı kesin. Geçen sene yapılan anlaşmada AB tarafı değişiklik yapmayacağını ısrarla belirttiği hâlde Boris Johnson sınırları zorlamaya devam ediyor. AB’nin tavrında ancak darboğazları aşmak üzere bir esneklik var, daha fazlası değil.
Bir krizden diğerine geçişlerle süren Johnson yönetimi BREXIT sonrasında AB ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde henüz Fransa ile balıkçılık alanındaki sorunları çözememişken uzun süredir devam eden bu konu yoğun diplomasi gerektirecektir.
Avrupa Birliği
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, küresel ısınmaya karşı yapılması gerekenlerin yeterli olmadığını belirtti. Karbon salınımı başta olmak üzere yeşil ekonomi için daha fazla şey yapılmasına vurgu var.
ESG üzerine daha önce fazlasıyla konuşmuştuk ve bu konunun da son dönemlerde abartıldığına dair karşı görüşler yaygınlaşmıştı. Kasım ayında gerçekleşecek G20 Zirvesinde bu başlığın tartışılacağını düşünüyorum.
Almanya
Almanya cephesindeyse Ifo Enstitüsünün açıklamış olduğu veriler biraz can sıkıcı. İş yapmak giderek zorlaşıyor, beklentiler kötüleşiyor ve tedarik zinciri sorunları üretimi sekteye uğratıyor.
Haberin içeriğinde kapasite kullanımında düşüş olduğu belirtiliyor ve İş Ortamı Endeksi Ekim ayı itibarıyla yüzde 2,1 gerileyerek 84,7’ye gerilemiş durumdadır. Hizmetler sektörü kötüleşirken ticaret sektöründe de bozulma dikkat çekicidir.
Japonya
Gelişmiş ekonomiler arasında Japonya’daki ekonomik toparlanma en geride yer alıyor. Beklentiler ise umut verici değil. Büyümenin zayıflığı tedirginlik yaratırken yatırım yapmakta neden duraksadığımı aslında bu tablo ortaya koyuyor.
Bana göre bunun sebeplerinden biri, arzın güçlü talebe yetişememediği Avrupa’dan farklı olarak Japonya’da talep cephesinin hâlâ sıkıntılı olmasıdır. Aşağıda yer verdiğim IMF raporundan bir grafik de bu durumu sergiliyor.
Her ne kadar artan enerji fiyatları ve arz sorunları piyasalarda faiz artışı beklentisi oluştursa da Japona Merkez Bankası için bu durum geçerli değil. Hükümet, teşviklerin devam edeceğini belirtiyor ve BOJ Başkanı Kuroda enflasyon endişesi taşımıyor. Bu arada Yen’deki zayıflamanın da ekonominin lehine olabileceği görüşü dile getirildi. Ancak Japonya’nın yıllardır devam eden özel durumunu dikkate almakta fayda var. Özel olaraksa portföyüme eklemek istediğim bir iki hissede artık şartların oluştuğunu düşünüyorum.
Rusya
Baltık Denizi altından Almanya ile Rusya arasında bağlantı kuran gaz boru hattı olan Kuzey Akımı 2 (Nord Stream 2) ABD ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde yergiyle karşılanıyor. Bu düşüncede olanlar diğer ülkelerin devreden çıkarılmasıyla Rusya’ya bağımlığın artacağı görüşünde.
Yaklaşık 30 yıllık bu projenin önemi enerji bağımsızlığında yatıyor aslında. Daha önce Sovyetler Birliği altında, sonradan bağımsız olan komşular yerine doğrudan bir transfer. Aşağıda yer verdiğim grafik, ihracat için kullanılan limanlar ve hacim açısından ne demek istediğimi açıklamaktadır.
Türkiye
TCMB, Ekim ayında gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya çekti. Geçen ay yapılan 100 baz puanlık indirim sonrası bu kez de 200 baz puanlık indirime gidilmesi ülke risk primini ve tahvil faizlerini yükseltirken Türk lirasının da yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle sonuçlandı.
Tarihe düşülen notta, “Personae non gratae” şeklinde literatüre geçen ekleme burada da yerini aldı. Diplomaside, “istenmeyen kişi” ilan edilen bir diğer devlet temsilcisi için siyasi ve hukuki yaptırımları olan bir süreç başlatılabilir. Ancak bunu 10 büyükelçi için aynı anda istemek ve Dış İşleri Bakanına talimat vermek büyük bir haberdi.
Artan enerji fiyatlarının getirdiği ek maliyet yükü, aşılanma süreci ve açılmalarla gelen ertelenmiş talebin canlılığı ve üretimdeki tedarik zinciri sorunlarından kaynaklanan sebeplerle enflasyon küresel olarak neredeyse tüm ülkelerde yükseliyor; piyasalarda faiz arttırımı beklentileri ve gerçekleşmeleri görüyoruz. Görünen o ki indirim kararları, üretimde maliyet düşüşü ve büyümeyi sağlayacak bir ortamla eşleşmemiştir.
Neyse ki sağduyu hâkim geldi de ülkeler arasında uzlaşma sağlandı ve daha büyük sorunlara yol açmadan bu kriz de atlatıldı. Tabi ki bunun yarattığı güven kaybı ve piyasalarda yaşanan dalgalanmalar bu yazının dışında bir konudur.
Çin
Büyüme açısından Çin tarafında işler giderek kötüleşiyor. Siyah eğri yıllık bazda, pembe eğri ise çeyreklik bazda bir önceki döneme göre GSYH değişimini gösteriyor. Haberin başlığı ekonomik toparlanmanın daha da yavaşlaması şeklinde verilmiş.
Çin ekonomisindeki bir duraksamanın birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiyi zorda bırakacağı ortada. O yüzden bu cephedeki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğim.
Orta Doğu
İran ile nükleer program üzerine bir anlaşmaya varmak için hâlâ bir olasılık olduğunu belirtilmesi, beklenen bir açıklamaydı. Zenginleştirilmiş uranyum üretimindeki hızlanma ve uluslararası toplumla azalan iletişimse tedirgin edici.
Joe Biden’ın yanında bulunan Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık tarafından istenilen temel değişiklik ise Tahran yönetiminin geri adım atarak öncelikle yön değişikliğine gitmesi. Ekonomik yaptırımların ağırlaştırılmasıysa izolasyonu daha tehlikeli noktalara getirebilir.
Herkese iyi bir Kasım ayı dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 01.11.2021
3 Comments
Savaş Uasoy
Merhaba Ergun Bey,
Yazilarinizi ilgiyle takip eden bir takipcinizim.
Finansal okur yazarlik konusundaki cabalariniz, yayinlariniz kesinlikle alkisi hak eden cok degerli calismalar.
Emekleriniz icin tesekkur ederim. Iyi ki varsiniz. Basarilarinizin, yayinlarinizin devamini dilerim.
Saygilarimla,
Mudanya, Bursa.
ULAŞ METİN
Teşekkürler.
Ergun UNUTMAZ
Rica ederim.