Hobbit

J.R.R. TOLKIEN[1] “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesini kitaplar üzerinden ya da filmler sayesinde tanıma şansı bulanlar “Hobbit” adlı bu kitap konusunda zaten bir yoruma ihtiyaç duymaksızın çoktan kitabı da okumuş, filmi de seyretmiştir diye düşünüyorum. Ancak, yeni ilgi duyanlar ve genç okuyucular için birkaç not düşmekte fayda var.

John Ronald Reuel Tolkien (3 Ocak 1892 – 2 Eylül 1973), İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı bir akademisyendir. Uzmanlık alanı Anglo-Saxon Dili ve Edebiyatı olup fantastik edebiyatın kült eserleri arasına giren çalışmalara imza atmıştır. Kendi hayal gücü ve yaşadığı deneyimler üzerine (Birinci Dünya Savaşı bunların en acısıdır belki de), Orta Dünya kavramını oluşturmuş ve zamanla bunun üzerine inşa etmeye devam etmiştir. Bu çerçevede Hobbit de aslında Yüzüklerin Efendisi serisinin başlangıcı olan bir kitaptır. Okuyucu, hobbit, elf, cüce ve insan halkları yanı sıra; goblin, trol, kurt başta olmak üzere çeşitli yaratık ve türler ile bu eserde tanıştırılmaktadır. Detaylı betimlemeler ve hayal gücünüzü zorlayan anlatımlar, akıcı ve dinamik bir olay kurgusu içinde yazıldığı için de keyifle ve hızlı okunabilen bir kitap olarak nitelendirilebilir.

Kitabın içeriğine gelince; cücelerden bile kısa boylu, yemeye, içmeye ve eğlenmeye düşkün, iyi yürekli, mutlu ve kendi küçük köylerinde her tür maceradan uzak yaşayan hobbit halkının bir üyesi olan Bilbo Baggins’in, büyücü Gandalf ve 13 cüce ile birlikte çıkmayı planladığı yolculuğu anlatılmaktadır. Cücelerin hazinesini, ejderha Smaug’dan geri almak için aslında hiç de istemediği bir yolculuğa çıkan Bilbo bu süreçte henüz farkına varmadığı maceracı yanını, cesaretini ve gücünü keşfedecektir. Tabi tüm bu yolculuktaki beklenmedik olaylar ve beklenen sorunlar ile farklı halklar ve türlere özgü gibi anlatılsa da her bir insanda farklı derecede olan kendi hırs, duygu ve yeteneklerini keşfetmek okuyucuya düşüyor.

Ergun UNUTMAZ, 18/01/2013