Economy,  Stock Analysis,  Various

Piyasa Analizleri 24 09

Eylül 2024


Küresel portföy yönetimi açısından hareketli bir Eylül ayını geride bıraktık. Japon yeninin güçlenmesi bir önceki ay “carry trade” yüzünden zarar eden pozisyonlar nedeniyle piyasa risk iştahını düşük tuttu. Zayıf PMI verileri, stagflasyon ve resesyon endişeleriyle piyasalarda satışlarla başladığımız bir aydı ve öne çıkan başlıkların bazıları şöyleydi:

Donald Trump ve Kamala Harris arasındaki ABD Başkanlık seçim yarışında takvim giderek daralırken tempo artıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı uluslararası siyasi görüşler için mesajların takip edildiği, ikili ilişkilerin gündemde olduğu bir fırsat sundu. İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıysa Orta Doğu’da tansiyonu yeniden yükseltti. Bu satırları yazarken başlayan kara harekatıysa Ekim ayında jeopolitik risklerin devam edeceğini düşündürüyor. Çin tarafında ay sonuna doğru açıklanan destek paketiyse piyasalarda iyimser bir hafta geçirmemizi sağladı. Bunun ne kadar yeterli olacağıysa ayrı bir tartışma. Ancak aşırı satışa maruz kalmış senetler bakımından güçlü bir toparlanmaya vesile olduğu da ortada.

ECB faizleri 25 bp indirirken Fed’in 50 bp indirime gitmesi bir taraftan resesyon endişelerini tartışmaya açarken bir taraftan da bu yerinde müdahalenin piyasalar için sorun yaşanmayacağı hissiyle yükselişini tetikledi. BOE ve TCMB açsından politika faizinde bir değişiklik yok. Para Politikası raporumda diğer detayları grafiklerle inceleyebilirsiniz. Brent türü petrol fiyatları varil başına 69 doların altına sarkmıştı ve OPEC’in kısıntıları iki ay daha sürdürme kararıyla 75 dolar seviyesine kadar bir çıkış izledik. Altın için hız kesmeyen bir yükseliş mevcuttu ve ons bazında 2.685 dolarla zirve işaretlendi. Beklenti açısından 2024 sonu için 2.750 – 2.850 seviyelerini gösteren raporlar var ancak bu soluksuz yükseliş ne kadar devam eder o da ayrı.

Getiri performansı açısından piyasalara yakından bakalım:

1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Aylık Görünüm)


Temel olarak dört farklı ülkeden, altı farklı endeksi izliyorum. Bunlar: Amerika Birleşik Devletleri açısından S&P 500 (SPX), Nasdaq (IXIC) ve Dow Jones Industrial Average (DJI); Japonya için Nikkei 225 (NI225); Almanya için DAX (DAX) ve Türkiye için de BIST 100 (XU100) endeksleridir.

Bu endekslerin performansını öncelikle aylık verilerle kontrol ediyorum. İkinci aşamadaysa 31 Aralık 2019 tarihli kapanışları baz olarak aldığım standardize edilmiş ve karşılaştımalı bir analiz yürütüyorum.



Grafik 1’de bu altı endeksin, kendi para birimleri üzerinden, Eylül ayı performansları yer almaktadır.

BIST 100 Endeksi, Eylül ayını yüzde 1,70 Nikkei 225 Endeksi de yüzde 1,88’lik düşüşlerle kapatırken diğer piyasalar yüzde 2,00 seviyesinde kazanç sağlamıştır. Kendi para birimi cinsinden en yüksek getiri yüzde 2,68 ile ABD Nasdaq Endeksine aittir.

Grafik 1: Seçilmiş endekslerin getirileri
(Kendi para birimleri üzerinden)


Para birimi yanılgısına düşmemek için Grafik 2’de dolar bazında bir dönüşümle, seçilmiş endekslerin performanslarını sunuyorum.

Türk lirasındaki değer kaybıyla birlikte BIST 100 Endeksindeki kayıp dolar bazında daha da artmış, eksi yüzde 2,06’ya ulaşmıştır. Nikkei 225 Endeksindeki getirisiyse yenin değer kazanmasıyla eksi yüzde 0,12’ye düşmüştür. DAX Endeksiyse dolar bazında yüzde 3,04 ile Eylül ayı lideridir. BIST açısından negatif ayrışma daha önceki aylarda belirttiğim şekilde yine yüksek gerçekleşmiştir.

Grafik 2: Seçilmiş endekslerin getirileri
(ABD doları üzerinden)

Grafik 3’teyse izlediğim para birimlerinin ABD dolarına göre aylık değişimleri ve DXY Endeksi görülüyor. DXY Endeksi (yeşil) Eylül ayında yüzde 1’e yakın değer kaybı göstermiştir. Türk lirasındaki değer kaybı yüzde 0,37’dir. Kanada doları da yüzde 0,30’luk değer kaybı yaşamıştır. Japon yeni yüzde 1,79 değer kazanırken İngiliz sterlini yüzde 1,91 artış kaydetmiştir. Döviz kurlarındaki değişimler borsa endekslerinin getirilerini yukarıda gösterdiğim gibi doğrudan etkilemektedir.

Grafik 3: DXY Endeksi ve döviz kurlarındaki hareket

2 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Yıllık Görünüm)


Kendi para birimi üzerinden incelediğimizde BIST Endeksi Eylül ayı sonunda, 31 Aralık 2019 kapanış fiyatına göre değerini yaklaşık 8 kata çıkarmış ve böylece 7 kat (%742,30) getiri sağlamıştır. Diğer endeksler %45,86 ila %102,72 arasında kazanç sunarken BIST’in bu performansı göz kamaştırıcıdır. Bu doğru olmakla birlikte tabi ki gerçekçi değildir. Bu, bir yanılsamadır!

Çünkü söz konusu endekslerin hepsi ABD doları bazında değildir ve döviz kuru farklılıkları fiyatlara yansımamıştır. Bu da getirilerin yanıltıcı olmasına yol açmaktadır ve yukarıda aylık performansta görüldüğü gibi kurlarındaki değişimin dikkate alınması gerekmektedir.


Grafik 4’te bu soruna yönelik olarak uyguladığım dönüşüm sonrası durum görülmektedir. ABD dışındaki piyasaların para birimini endekslerle aynı tarihlerdeki dolar kuru üzerinden düzelterek baz dönem üzerinden verileri tekrar hesapladım.

BIST Endeksi tüm dönemlerde en çok kazandıran borsa değildir!

Grafik 4: Seçilmiş endekslerin baz yılı ve USD üzerinden performansları

Bununla birlikte, BIST açısından 2022 Eylül sonrasında en alttan en yukarı doğru çıkan seyir son derece başarılıdır. Özellikle de diğer piyasalar düşerken. 2023 yılı ise genel olarak diğer piyasalarla birlikte pozitifken Türk lirasındaki değer kaybı getirileri önemli oranda düşürmüştür. Buna rağmen 2024 yılı, Mayıs ayı sonunda, baz döneme göre 167,52 seviyesine yükselen BIST Endeksi sıralamada ikinci sırada yer almıştır. Ancak Haziran sonrasındaki düşüşlerle BIST için Eylül ayında dolar bazında getiri %46,67’ye kadar çekilmiştir. Dolar bazında getiri şampiyonu endeks, teknoloji hisselerinin rüzgarını arkasına alan Nasdaq Endeksi olup getiri yüzde 102,72’ye ulaşmıştır. İkinci sırada yüzde 78,89 ile S&P 500 Endeksi gelirken BIST üçüncü sıraya gerilemiştir. DAX Endeksi ise zirve üstüne zirve ile önümüzdeki ay sıralamayı bozabilir. Dolar bazında getiri yüzde 45,02 ile BIST’in hemen arkasındadır. Referans noktasının altında kapanış gerçekleştiren endeks bulunmamaktadır.

Eylül ayı sonunda nominal ve dolar bazında BIST 100 Endeksi 283,01’lik ay sonu kapanışıyla 325,08’lik (ay sonu kapanışıyla) inceleme dönemi zirvesinin altındadır. Türk lirası olarak baktığımızdaysa yıl başına göre yüzde 29,39’luk getiri, yüksek enflasyon oranı göz önüne alındığında reel getiri açısından, inceleme döneminde, yatırımcıların birikimlerinin erimesine engel olamamıştır.


Döviz kurları peki uzun dönemde nasıl bir rol oynamıştır?

BIST’in sunduğu yüzde 742,30’luk getiri gerçek değil midir?

Türk lirası bazındaki bu kazanç neden yanıltıcıdır?

Grafik 5: Seçilmiş döviz kurlarının baz yılı üzerinden performansları


DXY Endeksi bütünsel salgından beri yine ay sonu kapanış verileriyle; en düşük 89,68 en yüksek olarak da 112,1730 seviyelerini gördükten sonra Eylül ayını 100,7575 seviyesinden kapatmıştır. ABD doları geçen ay değer kaybederken Türk lirası ve Kanada doları hariç diğer tüm para birimleri değer kazanmıştır. Avro, ayı 1,1135 seviyesinde tamamlarken Türk lirası 34,1538 seviyesinde kapanış gerçekleştirmiştir. Aylık değişimleri Grafik 3’te sunduğum için şimdi piyasa kapanış seviyelerini kenara koyarak Grafik 5’te gösterdiğim baz döneme göre değişimlere bakalım.

Baz döneme göre DXY Endeksi 104,15 ile yüzde 4,15’lik bir değer artışını yansıtmaktadır. Türk lirası söz konusu dönemde yüzde 82,59 oranında değer kaybetmiştir. Başka bir deyişle yurt dışından döviz getirerek Türk lirası varlıklarda kazanç elde eden yatırımcılar dönem sonunda bunları tekrar dövize çevirdiğinde o yüksek getirilerin önemli bir bölümünün kaybolduğu gerçeği ile karşılaşmıştır. Son dönemde Türk lirasının değer kazanması ve “carry trade” sürecinin tekrar başlaması profesyoneller için bazı dönemlerde başarı sağlasa da riskler daha önceki yazılarımda da değindiğim bilgilerle birlikte düşünülmelidir.

Türk lirası üzerinden elde edilen yüksek kazançlarsa bu nedenle bir yanılsamadır. Yanılsama, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının bu getirinin büyük kısmını geri almasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yurt içinde enflasyona, yurt dışı piyasalara yatırım yapıyorsanız da enflasyon yanında döviz kuru riskine de dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu genel ilke sadece Türkiye için değil, Japonya’da yaşanan dalgalanma ile tüm piyasalar için geçerlidir. Nitekim BOJ’un faiz arttırımı ve şahin açıklamalarla değer artışı sergileyen yenin piyasalarda etkisi hissedilmiştir.


BIST Endeksi oynaklığı yüksek bir seyir sergilemektedir. Bir ay aşırı pozitif diğer bir aysa aşırı negatif hareket etmektedir. Spekülatif eğilimler ve riskler ülke kredi notuyla anlamlı bir bütünlük taşıyarak bu tür piyasalarda yaygın bir şekilde görülebilir. Yatırımcılar ve kısa vadeli işlemler yapanlar açısından uçlarda, heyecanlı bir portföy kulağa hoş gelse de riskler iyi yönetilmelidir. Bununla birlikte yatırımı sadece endeks getirisi şeklinde de yorumlamamak gerekir, bu bir göstergedir. Bütünsel salgın döneminde düşük fiyattan aldığım ve zaman içerisinde ilaveler yaptığım hisse senetlerinin bazılarının getirileri dolar bazında katlanarak artış göstermiştir. Temettülerse ilave bir getiri yaratmıştır. Bunu da not etmekte fayda var.


3 – Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin Performansı


Buraya kadar seçilmiş endekslerin getirilerine, baz yılı üzerinden performanslarına ve dolar bazında dönüşümle karşılaştırmalı kazançlara odaklandık. Bu yazıda yer veremesem de enflasyon verilerini de dikkate alarak reel kazançları izliyor, iyi bir portföy yönetiminin bazı unsurlarını paylaşıyorum.

Şimdi de bono ve tahvil piyasası açısından ABD’de, sırasıyla 3 aylık, 2 yıllık ve 10 yıllık sabit getirili menkul kıymetlerin getirilerine bakalım:

Grafik 6: ABD – Hazine Bonosu, Devlet Tahvili Getirileri ve Enflasyon


Grafik 6’da ABD için uzun bir zaman dilimi dikkate alınarak bono, tahvil getirileri yanında yıllık enflasyon oranı yer almaktadır. 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Eylül ayı sonunda yüzde 4,633’e gerilerken 2 yıllık Devlet Tahvili (siyah) yüzde 3,643 getiri sunmaktadır. 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi ise yüzde 3,783 şeklindedir. Yıllık enflasyonunun (kırmızı) ABD’de, yüzde 8,93 ile zirve yapmış olduğunu düşünürsek ortalama yüzde 2,00’lik hedefe ulaşmak giderek mümkün görünmektedir. Ancak bu zamana yayılacaktır. Geçen toplantıda 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapılacağını düşünüyordum. Fed’in diğer bir görevi olan tam istihdama katkı sağlama amacı öne çıktığı için 50 baz puanlık indirime gitmesi hem enflasyon beklentilerindeki kırılmayı onayladı ve kısmen sürpriz olsa da tahvil getirilerinde önden bir fiyatlamayı görmek mümkün olduğu için büyük bir bozulma görmedik.

Grafiğin alt tarafındaki gri sütunlardaysa reel getirileri 3 aylık hazine bonosunun geçmiş verisini yıllıklandırarak ve gerçekleşen son üç ayın enflasyon verileriyle hesapladım. Enflasyondaki düşüş süreci pozitif getiri üretmekte başarı sağlamıştır.

Her ne kadar artık bu sayfada yer vermesem de Almanya, Birleşik Krallık ve Türkiye için de bono, tahvil piyasasındaki gelişmelerle resesyon göstergelerini grafiklerle izliyor, değişiklikleri portföy ayarlamalarında dikkate alıyorum. Bu yazıda geçen konulara ilişkin çok daha fazla veri ve grafikler için X üzerindeki İngilizce akışı da inceleyebilirsiniz.

Market Overview 24 08
Market Overview 24 09

Herkese iyi bir Ekim ayı dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 01.10.2024



TÜİK tarafından bugün açıklanan enflasyon oranları üzerinden Yatırım Araçlarının Getiri Karşılaştırmasını Grafik 7’de ekledim. DXY Endeksinin Eylül ayında gerilediğini ve BIST 100 Endeksinin kendi para birimi cinsi üzerinden yüzde 1,70 düştüğünü yukarıda belirtmiştik. Bir de Eyül ayında yüzde 2,70 şeklindeki satın alma gücü kaybını eklediğimizde reel zarar daha da büyüktür. Eylül ayında Türk lirasının değer kaybıyla dolar yüzde 0,37 avro ise yüzde 1,22 değer artışı kaydetmiştir. Hazine bonosu ve devlet tahvili de getiri açısından yatırımcıları mutsuz ederken jeopolitik gelişmelerle Brent türü petrolde varil başına ve dolar bazında kayıplar yüzde 6,55 seviyesine ulaşmıştır. Altın güvenli liman özelliğini yine korurken getiri ABD doları ve ons bazında yüzde 5,24’tür. Eylül ayında en iyi getiriyi sunansa Kahve sözleşmeleri olmuştur.

Grafik 7: Yatırım Araçlarının Getirileri
Güncelleme:

Ergun UNUTMAZ, 03.10.2024


UYARI

Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım satıma yönelik olarak da kısa vadeli işlem, öngörüler ve yorumlar sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen kendi portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.

Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *