Piyasa Analizleri 2411
Kasım 2024
Kasım ayında piyasa açısından en büyük beklentilerden biri ABD’de gerçekleşen Başkanlık seçimleriydi. Donald Trump’ın kazanmasıyla sona eren yarışta Trump’ın ikinci dönemi 20 Ocak tarihinden itibaren resmen başlayacak. Jeopolitik gelişmeler açısından Biden’ın Ukrayna’ya füze menzili açısından son anda verdiği destekse sonuç açısından bir fark yaratmayacak gibi. Ancak Trump etkisiyle pozitif hareket eden piyasalar ve riskli varlıklar bu gelişmenin savaşın şeklini değiştirebileceği endişesiyle tekrar geri çekildi.
Ekonomilerde artan enerji fiyatları ve enflasyonun kısmen tekrar yükseliş göstermesi faiz indirimlerinde biraz daha temkinli hareket etmeyi gerektirdi. Trump yönetiminin gümrük tarifelerini arttıracağı seçim vaadi olmanın ötesinden uygulamaya geçecek. Ama bunun hangi oranda ve nasıl bir içerikle geleceği piyasalar açısından tartışma konusu. Çünkü ilave vergi fiyata yansıtılarak enflasyonist bir etki yaratabileceği gibi talep yapısında farklılaşmaya da yol açabilir. Bu çerçevede otomotiv sektörü başta olmak üzere birçok alanda fiyatlama sıkıntısı ve beklentiler piyasalarda etkiliydi. Büyüme açısından da düşüş anlamına gelebilecek bu beklentiler zaten sıkıntıda olan Avrupa cephesinde satışlara ve avronun dolar karşısında gerilemesinde de etkiliydi. Manşet ve çekirdek enflasyon oranlarıyla gelişmeleri Türkiye, Almanya, Avro Bölgesi, Birleşik Krallık ve ABD için X üzerinden paylaştığım grafiklerden takip edebilirsiniz.
Para politikası açısındansa Ekim ayında ECB’nin faizleri 25 bp indirdiğini görmüştük. Kasım ayında da Fed ve BOE cephesinden de 25’er baz puanlık faiz indirimleri geldi. Ekonomik durgunluğun hissedildiği ve teknik olarak iki çeyrek negatif büyümeyle resesyonun gerçekleştiği Türkiye bakımındansa Kasım ayında faizler sabit tutulmakla birlikte Aralık için indirim işareti onaylandı diyebiliriz.
Son olarak ekonomik ve siyasi gelişmeleri yakından izleyenler için The Economist dergisinin The World Ahead 2025 özel raporu Kasım ayında yayımlandı. Toplantı sonrası ve okuduğum makalelerin Türkçe özeti şeklinde notlarımı blog yazımda bulabilirsiniz.
Aralık ayında iyi bir portföy yönetimi için Kasım ayında piyasaların detaylarına bakalım.
Performans açısından piyasa gelişmeleri
1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Aylık Görünüm)
Temel olarak dört farklı ülkeden, altı farklı endeksi izliyorum. Bunlar: Amerika Birleşik Devletleri açısından S&P 500 (SPX), Nasdaq (IXIC) ve Dow Jones Industrial Average (DJI); Japonya için Nikkei 225 (NI225); Almanya için DAX (DAX) ve Türkiye için de BIST 100 (XU100) endeksleridir.
Bu endekslerin performansını öncelikle aylık verilerle kontrol ediyorum. İkinci aşamadaysa 31 Aralık 2019 tarihli kapanışları baz olarak aldığım standardize edilmiş ve karşılaştımalı bir analiz yürütüyorum.
Grafik 1’de bu altı endeksin, kendi para birimleri üzerinden, Kasım ayı performansları yer almaktadır.
BIST 100 Endeksi, Kasım ayını yüzde 8,89 şeklinde güçlü bir yükselişle tamamlamıştır. Aylardır süren düşüşün kırılması sevindirici. Negatif ayrışan tek endeks Nikkei 225’tir. Diğer piyasalardaki getiriler yüzde 2,88 ila yüzde 7,54 aralığındadır.
Para birimi yanılgısına düşmemek için Grafik 2’de dolar bazında bir dönüşümle, seçilmiş endekslerin performanslarını sunuyorum.
Türk lirasındaki düşük değer kaybıyla birlikte BIST 100 Endeksindeki getiri dolar bazında kısmen azalsa da yüzde 7,58 ile bu ayın lideridir. Dow Jones Endeksi yüzde 7,54 getiriyle ikinci sıradadır. Yenin değer kazanması Nikkei 225 Endeksini kısmen toparlasa da zarar eksi yüzde 0,73’tür.
Grafik 3’teyse izlediğim para birimlerinin ABD dolarına göre aylık değişimleri ve DXY Endeksi görülüyor. DXY Endeksi (yeşil) Kasım ayında yüzde 1,82 değer artışı kaydetmiştir. Türk lirasındaki değer kaybı yüzde 1,21 seviyesindeyken avro yukarıda bahsettiğim gerekçelerle yüzde 2,84 değer kaybı yaşamıştır. Döviz kurlarındaki değişimler borsa endekslerinin getirilerini doğrudan etkilemektedir.
2 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Yıllık Görünüm)
Kendi para birimi üzerinden incelediğimizde BIST Endeksi Kasım ayı sonunda, 31 Aralık 2019 kapanış fiyatına göre değerini yaklaşık 8 kata çıkarmış ve böylece 7 kat (%741,10) getiri sağlamıştır. Diğer endeksler %48,14 ila %114,19 arasında kazanç sunarken BIST’in bu performansı göz kamaştırıcıdır. Bu doğru olmakla birlikte tabi ki gerçekçi değildir. Bu, bir yanılsamadır!
Çünkü söz konusu endekslerin hepsi ABD doları bazında değildir ve döviz kuru farklılıkları fiyatlara yansımamıştır. Bu da getirilerin yanıltıcı olmasına yol açmaktadır ve yukarıda aylık performansta görüldüğü gibi kurlarındaki değişimin dikkate alınması gerekmektedir.
Grafik 4’te bu soruna yönelik olarak uyguladığım dönüşüm sonrası durum görülmektedir. ABD dışındaki piyasaların para birimini endekslerle aynı tarihlerdeki dolar kuru üzerinden düzelterek baz dönem üzerinden verileri tekrar hesapladım.
BIST Endeksi tüm dönemlerde en çok kazandıran borsa değildir!
Bununla birlikte, BIST açısından 2022 Eylül sonrasında en alttan en yukarı doğru çıkan seyir son derece başarılıdır. Özellikle de diğer piyasalar düşerken. 2023 yılı ise genel olarak diğer piyasalarla birlikte pozitifken Türk lirasındaki değer kaybı getirileri önemli oranda düşürmüştür. Buna rağmen 2024 yılı, Mayıs ayı sonunda, baz döneme göre 167,52 seviyesine yükselen BIST Endeksi sıralamada ikinci sırada yer almıştır. Ancak Haziran sonrasındaki düşüşlerle BIST, Kasım ayında dolar bazında getiri %44,40’a kadar çekilmiştir. Dolar bazında getiri şampiyonu endeks, teknoloji hisselerinin rüzgarını arkasına alan Nasdaq Endeksi olup getiri yüzde 114,19’dur. İkinci sırada yüzde 87,27 ile S&P 500 Endeksi gelirken BIST aylardır süren kayıplarla üçüncü sırayı DJI endeksine kaptırmıştır. DAX Endeksi yüzde 39,87 getiriyle BIST ile sıkı bir yarış içindedir. Referans noktasının altında kapanış gerçekleştiren endeks bulunmamaktadır.
Kasım ayı sonunda nominal ve dolar bazında BIST 100 Endeksi 278,64’lük ay sonu kapanışıyla 325,08’lik (ay sonu kapanışıyla) inceleme dönemi zirvesinin altındadır. Türk lirası olarak baktığımızdaysa yıl başına göre yüzde 29,21’lik getiri, yüksek enflasyon oranı göz önüne alındığında reel getiri açısından, inceleme döneminde, yatırımcıların birikimlerinin erimesine engel olamamıştır.
Döviz kurları peki uzun dönemde nasıl bir rol oynamıştır?
BIST’in sunduğu yüzde 741,10’luk getiri gerçek değil midir?
Türk lirası bazındaki bu kazanç neden yanıltıcıdır?
DXY Endeksi bütünsel salgından beri yine ay sonu kapanış verileriyle; en düşük 89,68 en yüksek olarak da 112,1730 seviyelerini gördükten sonra Kasım ayını 105,7820 seviyesinden kapatmıştır. ABD doları geçen ay değer kazanırken avronun sert değer kaybı daha önce üzerinde konuştuğumuz bir durumdur. Avro, ayı 1,0574 seviyesinde tamamlarken Türk lirası 34,6401 seviyesinde kapanış gerçekleştirmiştir. Aylık değişimleri Grafik 3’te sunduğum için şimdi piyasa kapanış seviyelerini kenara koyarak Grafik 5’te gösterdiğim baz döneme göre değişimlere bakalım.
Baz döneme göre DXY Endeksi 109,35 ile yüzde 9,35’lik bir değer artışını yansıtmaktadır. Türk lirası söz konusu dönemde yüzde 82,83 oranında değer kaybetmiştir. Başka bir deyişle yurt dışından döviz getirerek Türk lirası varlıklarda kazanç elde eden yatırımcılar dönem sonunda bunları tekrar dövize çevirdiğinde o yüksek getirilerin önemli bir bölümünün kaybolduğu gerçeği ile karşılaşmıştır. Son dönemde Türk lirasının değer kazanması ve “carry trade” sürecinin tekrar başlaması profesyoneller için bazı dönemlerde başarı sağlasa da riskler daha önceki yazılarımda da değindiğim bilgilerle birlikte düşünülmelidir.
Türk lirası üzerinden elde edilen yüksek kazançlarsa bu nedenle bir yanılsamadır. Yanılsama, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının bu getirinin büyük kısmını geri almasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yurt içinde enflasyona, yurt dışı piyasalara yatırım yapıyorsanız da enflasyon yanında döviz kuru riskine de dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu genel ilke sadece Türkiye için değil, tüm piyasalar için geçerlidir.
BIST Endeksi oynaklığı yüksek bir seyir sergilemektedir. Bir ay aşırı pozitif diğer bir aysa aşırı negatif hareket edebilmektedir. Spekülatif eğilimler ve riskler ülke kredi notuyla anlamlı bir bütünlük taşıyarak bu tür piyasalarda yaygın bir şekilde görülebilir. Yatırımcılar ve kısa vadeli işlemler yapanlar açısından uçlarda, heyecanlı bir portföy kulağa hoş gelse de riskler iyi yönetilmelidir. Bununla birlikte yatırımı sadece endeks getirisi şeklinde de yorumlamamak gerekir, bu bir göstergedir. Bütünsel salgın döneminde düşük fiyattan aldığım ve zaman içerisinde ilaveler yaptığım hisse senetlerinin bazılarının getirileri dolar bazında katlanarak artış göstermiştir. Temettülerse ilave bir getiri yaratmıştır. Bunu da ayrıca not etmekte fayda var.
3 – Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin Performansı
Buraya kadar seçilmiş endekslerin getirilerine, baz yılı üzerinden performanslarına ve dolar bazında dönüşümle karşılaştırmalı kazançlara odaklandık. Bu yazıda yer veremesem de enflasyon verilerini de dikkate alarak reel kazançları izliyor, iyi bir portföy yönetiminin bazı unsurlarını paylaşıyorum.
Şimdi de bono ve tahvil piyasası açısından ABD’de, sırasıyla 3 aylık, 2 yıllık ve 10 yıllık sabit getirili menkul kıymetlerin getirilerine bakalım:
Grafik 6’da ABD için uzun bir zaman dilimi dikkate alınarak bono, tahvil getirileri yanında yıllık enflasyon oranı yer almaktadır. 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Kasım ayı sonunda yüzde 4,496’ya gerilerken 2 yıllık Devlet Tahvili (siyah) yüzde 4,163 getiri sunmaktadır. 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi ise yüzde 4,180 şeklindedir. Yıllık enflasyonunun (kırmızı) ABD’de, yüzde 8,93 ile zirve yapmış olduğunu düşünürsek ortalama yüzde 2,00’lik hedefe ulaşmak giderek mümkün görünmektedir. Zaten Fed de diğer bir görevi olan tam istihdama katkı sağlama amacını öne çıkararak faiz indirimlerine devam etmektedir.
Grafiğin alt tarafındaki gri sütunlardaysa reel getirileri 3 aylık hazine bonosunun geçmiş verisini yıllıklandırarak ve gerçekleşen son üç ayın enflasyon verileriyle hesapladım. Enflasyondaki düşüş süreci pozitif getiri üretmekte başarı sağlamıştır.
Her ne kadar artık bu sayfada yer vermesem de Almanya, Birleşik Krallık ve Türkiye için de bono, tahvil piyasasındaki gelişmelerle resesyon göstergelerini grafiklerle izliyor, değişiklikleri portföy ayarlamalarında dikkate alıyorum. Bu yazıda geçen konulara ilişkin çok daha fazla veri ve grafikler için X üzerindeki İngilizce akışı da inceleyebilirsiniz.
Market Overview 24 08
Market Overview 24 09
Son olarak bir de Yatırım Araçlarının Getiri Karşılaştırmasına Grafik 7 ile bakalım. Bu grafikte seçilmiş bazı araçlara dönem başında yatırılan 100.000 TL’nin ay sonunda ne kadar olduğunu inceledim. Kasım ayında Borsa yüzde 8,91’lik getiriyle 108.891 TL’lik bir kapitale ulaşılmasını sağlarken birikimini ABD dolarında tutanlar sadece 1.222 TL’lik bir ilave yaratabilmiştir. Avrodaki değer kaybı anaparanın da erimesine neden olurken Altın yatırımcısı da bu ay zarar etmiştir. Altın ons bazında ve dolar üzerinden fiyatlandığı için bu noktada altındaki düşüşün aslında yüzde 3,40 olmasına rağmen dolardaki yüzde 1,22’lik getiri sayesinde kayıpların sınırlı kaldığını belirtmek isterim. Jeopolitik gelişmeler ve talep cephesindeki sorunlarla oynak bir seyir izleyen Brent türü petrolse varil başına ve dolar bazında yüzde 2,66 değer kaybetmiştir. Kasım ayında en yüksel kazancı sağlayan araçsa Kahve sözleşmeleri olmuştur. Ciddi yükseliş sonrası dolar bazında yüzde 29,34’lük büyük bir getiri mevcuttur.
Herkese iyi bir Aralık ayı dilerim.
Ergun UNUTMAZ, 30.11.2024
UYARI
Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım satıma yönelik olarak da kısa vadeli işlem, öngörüler ve yorumlar sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen kendi portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.
Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.