Portföy Performans Analizi
XU100 Endeksine Göre Karşılaştırmalı Bir Analiz &
Seçilen 20 Şirket Üzerinden Yürütülen Bir İnceleme
Portföy Yönetimi ve Risk Yönetimi ana başlıkları altında vade yapısı, beklentiler, risk-getiri oranı ve ürün çeşitlendirmesi gibi pek çok temel konular üzerine daha önce kişisel görüşlerimi kaleme almış, bunlara ilişkin uygulama örneklerine de yer vermiştim. O yazıları okumamış olanlar için şu yazıda genel bir bağlantı dizisi bulunmaktadır. Oradan dilediğiniz sırayla okuyabilirsiniz.
Kişisel portföy içeriğine ya da getirilerime ilişkin rutin bir paylaşımım yoktur. Daha önce yıl başında portföy oluştururken ve yıl sonunda performans analizi için hazırladığım raporları ve her çeyrek bazında değişiklikleri gecikmeli olarak paylaşıyorum. Zaten bu yazı da benim portföyümden ziyade genel bir fikir alışverişi üzerinedir.
Hafta sonu Serkan Ünal Bey‘in bir paylaşımı dikkatimi çekmişti. Borsa İstanbul için yaptığı bir çalışmada 2021 yılının ilk 11 ayı için şirketlerin ortalama getirisiyle farklı sayıda hisselerden oluşan portföylerin standart sapmaları ele alınıyordu. Ben de son dönemde yaptığım bazı işlemler sonucunda Türkiye piyasası için portföyümdeki şirket sayısını yirmiye düşürdüğüm için bunun iyi bir fırsat olduğunu düşünerek bu paylaşımı yanıtlamıştım. Bunu aslında belki yıl sonunda yapmak lazımdı, ancak yeri gelmişken ilave zaman ayırarak bir çalışma yürüttüm. 🙂
Bugün sabah ise Mustafa Deniz Bey‘in yıl başından itibaren kendi portföy paylaşımını görünce süreci biraz hızlandırdım ve endekse göre getiri için bir iki ilave not, grafik ve hesaplama daha eklemeye karar verdiğim için Twitter paylaşımı yerine iş bu tür bir yazıya evrildi. Birazdan 20 şirketin karşılaştırmalı analizini ve kendi portföyümdeki değişiklikleri iki başlık altında aktaracağım, ancak önce bu akışın devamında konu, portföydeki ideal hisse senedi sayısına kaymış olduğu için bir noktada bazı hususların altını çizmek istedim.
İdeal hisse senedi sayısı sorusunun genel ve kişisel yanıtları farklıdır ve farklı sektörlerden 15-20 adete kadar bir sayının optimizasyon konusunda iyi çıktılar sağladığı sonucuna ulaşan çalışmalar mevcuttur. Ama ben son sözü en başta söyleyeyim:
– Kim nasıl rahat hissediyorsa, gerekli takip, inceleme ve yönetim açısından portföyündeki şirketlere vakit ayırabiliyorsa doğrusu o şekildedir.
– Kimi tek bir şirketin her şeyine hâkim olmayı tercih ederken kimi de ben çocuklarım için hiç incelemden yatırım amacıyla ve temettü gelirini de üzerine ekleyerek en büyük 10 şirketin hissesini alıyorum diyebilir.
– Benzer şekilde 3 hisseye odaklanan bir yatırımcı 30 şirkete yatırım yapan bir kişinin getirisini misliyle katlayabileceği gibi oldukça geride de kalabilir.
– Önemli olan bir kerelik yüksek performans yerine sürdürülebilir, istikrarlı ve bir sisteme dayanan getirilerdir.
– Geçmişte en yüksek getiriyi elde etmiş 10 şirketin geleceğin de en çok kazandıranı olacağının bir garantisi yoktur.
– Hisse çeşitlendirmenin tek amacı endeksten daha yüksek getiri elde etmek değildir. Kendi adıma bir şirketi değerlemeye tabi tuttuğumda potansiyeline inanıyorsam ve uzun vadede başarılı olacağını düşünüyorsam 2-3 yıl bunun endekse paralel ya da ortalamanın altında getiri sağlayabileceğini bilerek yatırım yapabilirim.
– Bazen de getiriden ziyade riski azaltmak temel motivasyon olabilir. Mesela portföyünde sadece hava yolları hisseleri taşıyan bir kişinin Covid-19 sonrası yaşadıklarını Beta Katsayısı yazısında örneklemiştim.
– Son olarak bu işi en iyi yapan kişi olan Warren Buffett bile çeşitlendirmeye inanmasa ve amatörce bulsa bile Berkshire Hathaway‘in portföyünde 40 adet şirket yer almaktadır. İkinci çeyrek sonu itibarıyla yapılan portföy beyanı üzerinden bir iki hususu daha netleştirmek isterim. Öncelike Apple şirketindeki pay, toplam portföyün yüzde 41,46‘sına denk gelmektedir. Bununla birlikte ilk 7 şirketin payı ise toplam yüzde 82,20‘dir. İlk 12 şirketten sonrakilerin payı ise yüzde 1,00’in altındadır. Dolayısıyla benim kişisel portföyüm de ilke olarak buna benzer bir yapıda olup taşıdığım anlayışı yansıtan güzel bir örnek olduğu için burada da yer vermek istedim.
Karşılaştırmalı Analiz ve Getiri Performansı
Tekrar konumuza dönersek, 31.12.2020 kapanışları başlangıç olmak üzere portföyümde bulunan ya da geçmişte bulunmuş olan 20 şirket için aylık kapanışlar üzerinden bir veri seti oluşturdum. Bu kapanış değerlerinin kâr payı ödemeleri üzerinden düzeltilmiş fiyatlar olduğunu da ayrıca belirtmekte fayda var. Son kapanış ise 5 Kasım Cuma gününe ait olsa da verileri 8 Kasım tarihinde çektiğim için grafikleri de ona göre düzenledim. Aşağıda yer alan Grafik 1’de bu 20 şirketin eşit ağırlıkta dağılımıyla oluşturduğum Portföyün aylık getirilerini (eflatun eğri) XU100 Endeksi (kırmızı sütunlar) için kaydedilen getirilerle karşılaştırdım.
Görüldüğü üzere portföy, endeksten bir iki ay dışında her dönemde daha iyi bir performans sergilemiştir. Kazançlar endeksten çok ayrılmasa da portföyün, düşüşlerde çok daha dengeli ve güçlü kaldığına dikkat çekmek isterim. Endeksin düşüş yaşadığı mart, haziran ve eylül aylarında portföyün kaybı göreceli olarak sınırlı kalmıştır.
Bu analizde ilk olarak basit ortalama getirileri ardından da bileşik getirileri hesaplayarak bunların standart sapmaları ile çarpıklık durumlarını inceledim. Aşağıda Grafik 2’de söz konusu 20 şirketin ayrı ayrı bileşik getirileri (mavi sütunlar) ile standart sapmaları (mor eğri) yer almaktadır. Sol eksen bileşik getirileri, sağ eksen standart sapmaları göstermektedir. XU100 Endeksi (kırmızı) ve Portföy (eflatun) kıyaslama yaparken bir referans oluşturmak için kullanılabilir.
Elde edilen bulgulara göre 20 hissenin 7’si Endeksin altında bir bileşik getiri sunmuştur. En yüksek bileşik getiri TOASO şirketinde, en yüksek standart sapma ise EREGL şirketinde gözlemlenmiştir. Ancak GARAN için standart sapma getiriye göre son derece orantısız yüksek kalmıştır. Ayrıca portföyün bileşik getirisini aşağı çeken 7 şirketin 3’ü (BIMAS, MGROS ve SOKM) perakende mağazacılık ve gıda sektörünün üzerindeki tedirginliğin baskısı ile zor bir yıl geçirmektedir de denilebilir. Standart sapmaların bu noktada ifade ettiği anlam, getiri ortalamasından pozitif ya da negatif anlamda ayrışmadır.
Benzer şekilde Grafik 3’te de yıl başından itibaren elde edilen getirilere yer verdim. Bileşik getiri ve yıl başından itibaren getiri hesaplaması görünümde ve sıralamada değil, değerlerde bir fark oluşturmaktadır. Örneğini TOASO için bileşik getiri aylık yüzde 5,91 yerine yıl başından itibaren yüzde 87,99’dur şeklinde ifade edilebilir.
Son olarak getirilerin çarpıklığı ile dağılımın normalliğine ilişkin bir inceleme yaptım. Grafik 4’te nispeten normal dağılıma yakın bir getiri yapısı ile karşı karşıya olduğumuz görülmektedir. 20 adet şirket ve 11 aylık gözlem üzerinden yapılacak değerlendirme istatistiki olarak kuvvetli olmasa da fikir vermesi açısından olumludur.
Bu analiz kapsamında kendi portföyümde olan 20 şirket üzerinden iyi bir performans elde ettiğimi düşünüyorum. Kaldı ki benim portföyüm al ve tut şeklinde ya da düzenli al şeklinde pasif değil, aktif yönetim özelliği taşıdığı için getiri çok daha yüksek olmuştur. Burada verilen örnek ve hesaplamalar statik bir yapıdadır. Çalışmada yıl başında eşit ağırlıkta 20 hisse ile oluşturulan bir portföyün performansı incelenmiş ve bu, XU100 Endeksi ile kaşılaştırılmıştır.
Tablo 2’de ise XU30 Endeksini oluşturan şirketlerin sırasıyla günlük, son haftaya ve son aya ait getirileriyle yıl başından itibaren (YTD) getirileri yer almaktadır. Tablonun son iki sütunu ise son 1 yıl ve son 3 yıl için getirileri göstermektedir. Burada kutu içine aldığım 3 özel durumu kısaca açıklayayım ki tüm bu anlatılanlardan yanlış çıkarımlara ulaşılmasın.
İlk kutu AKBNK hissesi içindir. Burada yıl başına göre yüzde 6,07’lik bir kayıp görünmesine rağmen son bir ayda yüzde 20,72’lik bir getiri elde edilmiştir. Yani siz yıl başında alıp beklediğiniz hissede şu anda yüzde 6’lık bir kayıp durumundayken hisseyi bir ay önce alan bir kişi yüzde 20 kazanç sağlamış bulunmaktadır. Dolayısıyla nereden alım yaptığınız belirleyici olabilmektedir.
İkinci kutu GUBRF şirketine aittir ve burada dikkat çekmek istediğim nokta benzer durumun daha dramatik bir hâlidir. Yıl başına göre getiri eksi yüzde 20,34 seviyesindeyken son bir ayda görülen getiri yüzde 40,07’dir ve son bir haftada getiri yüzde 1’in altındadır.
Son kutu ise PGSUS şirketine aittir. Yıl başına göre getiri yüzde 29 olan getirinin tamamı son bir ayda elde edilmiş, hatta bunun yüzde 17’si geçen hafta kazanılmıştır. Yani getirilerin düşük olması yanıltıcı olabileceği gibi alım satım yaparak portföyünüzü yönettiğiniz zaman özellikle spekülatif piyasalarda yüksek getiriler elde edebilirsiniz. Ancak benim önerim yine de istikrarlı şirketleri iyi bir analiz dönemi sonrasında ve uygun bir fiyattan alarak sabırla bunların işini yapmasını uzaktan seyretmek yönünde olacaktır.
Kişisel Portföyüm Üzerine
Konunun ilk bölümü daha önemli olduğu için bu bölümü kısa tutacağım. Zaten çoğu kişi buraya kadar okumayacağı için biraz da kendime not olacak bunlar. 🙂
2020 yılının sonunda aşağıdaki şekilde 5 ülkede farklı sektörlere yaptığım yatırımlarla girilen 2021 yılında kısmen değişiklikler yapmış olsam da hisse senetleri için mevcut yapıda köklü bir bozulma olmadı. Yukarıda 20 şirket üzerinden yürüttüğüm analiz ise basitlik ve işin mantığını anlamak açısından eşit dağılımla yapılmıştır. Tekrar belirtmekte fayda var, bu 20 şirket güncel olarak portföyümdekinden farklıdır. Arada yeni eklenenler ve çıkanlar olmuştur. Bu, sadece yukarıda öne sürülen tezin gerçeğe yakın verilerle testine dayanan bir incelemedir. Ağırlık konusunda da gerçek durumda Berkshire Hathaway örneğinde belirttiğim gibi 7-8 hisse portföyün yüzde 70’ine yakın bir büyüklüğü temsil etmektedir ve yıl içinde bunlarda geçişler olmuştur.
Portföyde yaptığım değişiklikleri burada yazmayacağım tabi, ancak fikir vermesi açısından yıl içinde yapmış olduğum ve sonradan paylaştığım bir iki yazıyla örnek oluşturabilirim. İlk olarak Mart ayında TTRAK hisselerinin bir miktarını 220 TL civarında satmıştım.
Portföye girişi 40 TL olup kısa sürede iyi performans gösterince tekrar yerine koymak üzere yaptığım bu satıştan sonra benzer bir işlemi EREGL şirketi için de tekrarladım. Buradaki geri dönüş TTRAK’a göre daha hızlı oldu gibi, ancak küresel emtia cephesinin etkisini dikkate almakta fayda var. Üçüncü bir örnek de TOASO şirketi için geçerlidir. Yukarıdaki tablolarda da en yüksek getiriye işaret eden şirketteki düşük maliyetli paylarımın bir kısmını kâr almak amacıyla azaltmıştım. Ancak bu tür eylemler sonucunda fiyat çok daha yukarılara giderek size hisseleri tekrar yerine koyma şansı vermeyebilir.
Sonuç olarak iyi bir sistem çerçevesinde ve bir plana bağlı hareket etmiyorsanız yüksek getiri fırsatlarını kaçırabilirsiniz. Herkesin kendine göre bir sistemi ve portföy yönetimi anlayışı vardır. Bu konuda bilgisi ve vakti olmayanların yatırım danışmanlarına ve yetkili temsilcilerine başvurmaları, fonlar üzerinden işlem yapmaları daha faydalı olacaktır. Birikimlerini kişisel olarak yönetmek isteyenlerin de dikkat etmeleri gereken hususlardan bazılarına yukarıda yer verdim, detaylı araştırma yapmak ve şirket seçimi sizin bileceğiniz bir iştir. Risk ve getiri hesapları ile vade yapısı herkes için farklı olabildiğinden zor kazanılan birikimlerinizi iyi değerlendirmenizi dilerim. Yukarıda yer alan şirketler örnekte kolaylık oluşturmak amacıyla seçilmiş olup benim kişisel portföyümün güncel hâlini yansıtmayabilir.
Başarılar ve iyi kazançlar.
Ergun UNUTMAZ, 09.11.2021
4 Comments
Cem
Paylaşımlar için teşekkür ederim, rica etsem Lufthansa için bir analiz paylaşımı ve Türkiye de yaşayan biri için bu hisseye hangi yollardan yatırım yapabileceğimin bilgisini verebilir misiniz? Ek olarak bu hisse ile ilgili bilgileri en iyi nereden takip edebilirim, şimdiden çok teşekkür ederim,
Ergun UNUTMAZ
Rica ederim. Lufthansa için şu anda planladığım bir analiz yok, ancak bir değişiklik olursa siteye eklerim. Yatırım konusunda da daha önce incelediğimde Türkiye’deki banka ve aracı kurumların komisyon giderleri çok yüksekti. Bu nedenle IBKR üzerine Twitter’da bir yazı paylaşmıştım. Şu anda durum nasıldır bilemiyorum.
Hüseyin
Güzel bir yol gösterici calışma olmuş Hocam bende erken çıktıklarım oldu bu yıl, ama endeks ve enflasyona yenilmediğim için biraz mutluyum. Teşekkürler
Ergun UNUTMAZ
Teşekkür ederim, başarılar.