-
Şeytanı Uyandırma
John VERDON[1] 2011 yılında John Verdon’un “Aklından Bir Sayı Tut” ile başlayan polisiye roman üçlemesinin son kitabıdır. Daha önceki temel karakterler korunmakla birlikte bu kez temel kahraman Dave Gurney’nin mizacında değişikliklere gidilmiştir. Ayrıca, ikinci kitaptan farklı olarak artık okuyucunun kronolojik geçmişi bildiği varsayılmıştır. Bu nedenle de diğer kitaplardan bağımsız okunamayacağı gibi ilk iki kitaptan sonra okunmasa da merakla beklenen, çözülecek bir olay içermemektedir. Daha önce yaz tatili anlayışında keyfiyle okunabileceğini belirttiğim bu eser, merak uyandıran ve heyecanla bitirilecek bir polisiye-gerilim tadından uzak. İlk kitapta da olan ancak o zaman eleştirmek istemediğim “olasılık ve beklenen değer teorisi” kapsamındaki hatalar bu kitapta da devam ettiği için kısa bir açıklama yapma…
-
Gözlerini Sımsıkı Kapat
John VERDON[1] 2011 yılında John Verdon’un “Aklından Bir Sayı Tut” ile başlayan polisiye roman üçlemesinin ikinci kitabıdır. Roman karakterlerinde temel karakterler korunmakla birlikte değişen olay kurgusunda yeni karakterler yer almaktadır. Ancak bu eser ilk kitaptan bağımsız olarak da okunsa bir bilgi kaybı olmamaktadır. Karakterler ve mizaçları önceki okuyucuyu sıkmadan, yeni okuyucuyu ise boşlukta bırakmadan başarılı bir şekilde tanımlanmıştır. Bir Agatha Christie tadında kült roman değildir ve yaz tatili kitabı keyfiyle okunabilir. Daha önceki kitabına benzer şekilde, okuyucunun kendini olaylara dâhil hissedebileceği ve karşılaşılan soruna çözüm yolları geliştireceği şekilde bir kurgu izlenmiş. Fakat bu kitaptaki tasvirlerin olayların akışını bozacak derecede fazla olduğunu düşünüyorum. Hatta bu etki karakterlerin – bir konuşma…
-
Aklından Bir Sayı Tut
John VERDON [1] Polisiye romanlardan hoşlanıyorsanız ve 2011 yılında çıkan Verdon’un bu eserini henüz okumadıysanız bir üçlemeye başlıyor olabilirsiniz. “Aklından Bir Sayı Tut”un ardından “Gözlerini Sımsıkı Kapat” ve “Şeytanı Uyandırma” eserlerini de piyasaya sunan yazar aslında kendi güvenirliğini ve okuyucu kitlesini oluşturmuş durumda. Her ne kadar bu eser yazarın ilk kitabı olsa da olayların kurgusu, tasvirlerin yerindeliği ve anlatımın akıcılığı okuyucuyu olaylara dâhil ediyor. Her ne kadar kendinizi bazen öngörülebilir süreçler içerisinde bulsanız da bu tür romanların kendine has kurgusu sürpriz unsurları iyi kullanıyor. Romana gelince: Mark Mellery, bir gün posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta belirtildiği üzere 1 ila 1.000 arasında aklından bir sayı tutan Mellery…