• Economy

    Para Politikası 29

    Ekim ayı sonunda gerçekleşen Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplantılarının ardından dün Amerika Merkez Bankası (Fed) ve bugün de İngiltere Merkez Bankası (BOE) kararlarını izledik. Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağım. İzlediğim merkez bankalarının politika faizlerindeki gelişim ve politika faiziyle gerçekleşen enflasyon farklarına bakarak buyrun başlayalım. Aşağıdaki grafikte merkez bankalarının politika faizleriyle yıllık enflasyon arasındaki fark görülmektedir. ABD (mavi), Avrupa Birliği (sarı), İngiltere (kırmızı) ve Türkiye (turkuaz) için 2022 yılına kadar benzer şekilde ilerleyen süreç son derece çarpıcıdır. Rezerv paraya sahip olmayan bir ülke olarak politika faizini enflasyonun üzerinde…

  • Economy

    Para Politikası 28

    Ağustos ayında İngiltere Merkez Bankası ve TCMB dışında toplantı yoktu. Ancak TCMB’nin beklenmedik 750 baz puanlık artışı piyasalarda resmin tekrar şekillenmesine neden oldu. Bu konuya yazının devamında geleceğim. Eylül ayı ise tam bir para politikası festivali oldu. Kararlardan söylemlere, şahin karar güvercin söylemden faizi sabit tutarken sert açıklamalara çeşitli tavırlar izledik. Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağım. İzlediğim merkez bankalarının politika faizlerindeki gelişime bakarak buyrun başlayalım. FED – Eylül 2023 ABD Federal Rezerv Bankası (Fed), politika faizini 20 Eylül tarihli toplantıda sabit tutarken beklendiği gibi şahin söylemlerle piyasalara yön verdi. Yeni parola: Higher-for-longer (than…

  • Economy

    Para Politikası 27

    Temmuz ayında merkez bankalarının para politikası toplantıları vardı ve piyasaların enflasyonda zirve görüldü, artık faizler düşürülür mü beklentisi yanıtlandı (mı?). Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağız. “Sonuna kadar okuyamıyorum, grafiklere bakıp çıkacağım” diyenler için manşet enflasyondaki düşüşe bu kez çekirdek enflasyonun da eşlik etmesinin sevindiri olduğunu, enflasyonda zirvelerin görülmüş, faiz artışlarında sonlara gelinmiş olabileceğini söyleyebilirim. Ancak piyasaların sevindiği gibi sonraki ay da faiz indirimleri başlar şeklinde bir iyimserliğin yersiz olduğu kanaatindeyim. Buyrun başlayalım. FED – Temmuz 2023 ABD Federal Rezerv Bankası (FED), politika faizini 26 Temmuz tarihli toplantıda 25 baz puan arttırdı. FED Başkanı…

  • Economy

    Para Politikası 26

    Yılın ilk yarısı geride kalırken Haziran ayında merkez bankalarının para politikası toplantıları ve enflasyondaki yapışkanlık beklentileri yeniden şekillendirdi. Her ne kadar daha önceki yazılarımda “FED pivot beklemeyin, veri setinin ve gelişmelerin böylesi bir eylem için ciddi bozulması gerekir.” şeklinde görüşlerimi tekrar etmiş olsam da piyasada beklenti faiz indirimlerinin sırada olduğu şeklindeydi. Oysa enflasyondaki düşüşün yavaşlaması, çekirdek enflasyonun hâlâ katı ve güçlü seyri yanında enerji, gıda fiyatlarındaki riskler merkez bankalarını sert açıklamalara yöneltti. Ancak bir taraftan da zirvenin görülmüş olacağı ve sınırlı artış düşüncesiyle piyasalar bunu da alım fırsatına çevirmekten kaçınmadı. Yazının devamında kararlara bakarız, ancak faiz indirimi için resesyonun sert bir şekilde yaşanması ya da likidite krizinin farklı bir boyutla…

  • Economy

    Para Politikası 25

    Nisan ayında büyük merkez bankalarının para politikası toplantıları yoktu. Aslında bu aralık, enflasyon başta olmak üzere ekonominin durgunluk riskine karşı diğer göstergeleri izlemek için iyi bir fırsat sundu. Manşet enflasyonun genel olarak düşüş seyrine karşı, çekirdek enflasyondaki yapışkanlık yine çoğu bölgede gözlemlenen bir olgu oldu. Bununla birlikte enerji fiyatlarındaki düşüş üretim maliyetleri üzerindeki baskıyı azaltırken enflasyonun yol açtığı satın alma gücü kaybının talep koşullarını ve şirketlerin kâr marjlarını olumsuz etkilediği de piyasalarda dikkatimi çeken diğer bir gelişmeydi. Dolayısıyla resesyon riskinin giderek arttığı Grafik 1’de yer verdiğim iki önemli göstergeden de okunabilir. 10 yıllık ve 2 yıllık devlet tahvillerinin getiri farkı ve FED’in yakından izlediği 10 yıllık tahvillerle 3 aylık hazine…