Economy

Fiyat Boşlukları Üzerine

Bir ürünün fiyatı, o ürünü almak ya da satmakta bazıları için kalite, güven kriterlerden sonra gelirken teknik analiz gibi bir disiplini kullananlar için en önemli kriter olabilmektedir. Çünkü teknik analizin temelini oluşturan üç argümandan ilki; fiyatların tüm bilgileri içerdiği yönündedir. İkinci argüman; fiyatların trendler hâlinde ilerlediği, sonuncusu ise tarihin tekerrürden ibaret olduğudur. Bunlara ilişkin sayısız makale ve kitap vardır ve bu disiplini tamamıyla reddedenler yanında sadece bu yaklaşım ile işlem yürütenler de bulunmaktadır. 

Biraz da Hegelci bir yaklaşım ile bu yazıda fiyat boşlukları konusunu temel ve teknik analizi bir araya getiren bir bakış açısı ile ele alacağım. Sağ olsun internet sitemi takip eden bir okur, 2019 Kasım ayı sonunda, 18 Ekim tarihindeki fiyat boşluğu hakkında görüşlerimi sormuştu. Ben de elimden geldiğince kendi düşüncelerimi aşağıdaki gibi belirtmiştim.

“Merhaba ……. Bey,

18 Ekim’den önceki yazımda buna benzer 3 adet boşluğun kapanışını göstermiş, Ekim ayı tahminimde bunu göz önüne almıştım. Daha uzak geçmişteki bir iki hareketi de gönderiye ekledim. Ancak şu aklınızda olsun; bu işin bir formülü, garantisi yok. “Ben demiştim haklı çıktım” söylemlerine bakmadan esaslı yatırımlar arayın. 

Diğer taraftan; Evet, ben kişisel olarak, mevcut koşullar altında, bu boşluğun %60-70 ihtimalle kapanacağını düşünüyorum. Ancak bu altı ay sonra olursa, bak ben haklıydım demek bir işe yaramaz. Yani boşlukları dikkate alın, ama tüm planınızı boşluk var düşecek diye yapmayın.” 

Şimdi konuya yabancı olanlar için kısaca fiyat hareketlerinin çubuk grafiklerle gösterimine ve bunun ne anlam ifade ettiğine bakalım: 

Bir çubuk grafiğin öğeleri

Yukarıdaki grafikte sağ kısımda bir çubuk grafiğin öğelerini göstermeye çalıştım. Mum olarak da isimlendirilen bir çubuk (bar), gövde ve gölgelerden oluşur. Gövde ile ifade edilen kısım, açılış ve kapanış fiyatları arasında kalan ve yön yukarı ise yeşil veya beyaz; yön aşağı ise kırmızı veya siyah ile dolu alan boyalı alandır. Gölgeler ise en düşük ve en yüksek fiyatların gerçekleştiği noktaları gövde ile birleştiren çizgilere verilen addır.  Son olarak boşluk (gap) kavramı ile anlatılmak istenen, iki değerleme zamanı arasındaki çubukların, grafikte pembe renkle gösterildiği gibi, aralıklı bir şekilde oluşmasıdır. 

Teoriden gerçeğe dönersek, yukarıdaki grafikte üzeride açıklama yapılan mum, 17 Ekim 2019 tarihli BIST 100 Endeksine ait günlük mumdur. 94.134 seviyesinden açılan Endeks, 94.896’dan kapanmış, en yüksek değer olarak da 95.090’ı görmüştür. 18 Ekim tarihli açılış ise 98.406 seviyesinden gerçekleşmiş olup gün içi en düşük 98.002 değerini görmüştür. Dolayısı ile iki günlük mumlar arasında yaklaşık üç bin puanlık (95.090 – 98.002 = 2.912) ciddi bir boşluk oluşmuştur. 

Her boşluk kapanacak diye bir kural yok tabii ki de, ancak genel eğilim sağlıklı hareketlerin sağlam bir temel üzerinde yükselmesi yönündedir. 17 Ekim tarihi için de bu boşluğu yaratan genel koşullara ve küresel finansal sistemin risk iştahına bakıldığında düşüş ya da düzeltme beklentisinden ziyade söz konusu boşluğun, ivmeli bir çıkışın habercisi olduğu şeklindeydi. Nitekim 04 Kasım tarihinde ve devamında da benzer boşluklar oluşmuştur. Piyasa Analizleri ve Beklentiler raporlarımda daha önceki paylaşımlarımdan bir ikisini de fikir vermesi açısından tekrar aşağıya ekledim.

S&P 500 Endeksindeki boşluklar
BIST 100 Endeksinde kapanan küçük boşluklar

O hâlde ilk yapılması gereken, bence boşlukların güçlü bir talep ve şirketler için mesela pozitif bir gelişmeye istinaden mi yoksa yapay olarak mı oluştuğu hakkında bir analiz yürütmek olmalıdır. Temel analiz ile satışlarında büyük bir artış, borçlarında düşüş gözlemlediğiniz ya da kapsamlı bir ihale alan şirketin hisse senedinde boşlukla bir açılışın kapanmasını beklemezsiniz. Diğer taraftan teknik analiz araçları ile göstergelerin bu hareketi onaylayıp onaylamadığı da incelenmelidir. Uzun süredir satıcıların yoğun olduğu bir direnç noktası geçiliyorsa ve yoğun bir işlem hacmi bunu destekliyorsa, yine yönün yukarı olacağını varsayarsınız.

Nitekim ben 18 Ekim tarihindeki çıkış sürecinde tüm makroekonomik olumsuzluklara rağmen trende katılarak portföyüme hisse senetleri de eklemiş; zirveden dönüşte ise bu boşlukların artık zayıf bir zemin oluşturacağını düşündüğüm için satış ve kademeli alımlarımı yaparken bu noktaları göz önüne almıştım. Şimdi de aşağı doğru bir miktar daha hareket olabileceği ihtimali nedeniyle uzun vadeli pozisyonlar açarken temkinli davranmak gerektiği kanısındayım. Bunlara ilişkin görüşlerimi de izin verirseniz her ayın ilk gününe yetiştirmeye çalıştığım Piyasa Analizleri ve Beklentiler raporuna ayırayım.

Kazançlı yatırımlar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 28.03.2020


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *