-
Para Politikası 28
Ağustos ayında İngiltere Merkez Bankası ve TCMB dışında toplantı yoktu. Ancak TCMB’nin beklenmedik 750 baz puanlık artışı piyasalarda resmin tekrar şekillenmesine neden oldu. Bu konuya yazının devamında geleceğim. Eylül ayı ise tam bir para politikası festivali oldu. Kararlardan söylemlere, şahin karar güvercin söylemden faizi sabit tutarken sert açıklamalara çeşitli tavırlar izledik. Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağım. İzlediğim merkez bankalarının politika faizlerindeki gelişime bakarak buyrun başlayalım. FED – Eylül 2023 ABD Federal Rezerv Bankası (Fed), politika faizini 20 Eylül tarihli toplantıda sabit tutarken beklendiği gibi şahin söylemlerle piyasalara yön verdi. Yeni parola: Higher-for-longer (than…
-
Para Politikası 27
Temmuz ayında merkez bankalarının para politikası toplantıları vardı ve piyasaların enflasyonda zirve görüldü, artık faizler düşürülür mü beklentisi yanıtlandı (mı?). Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağız. “Sonuna kadar okuyamıyorum, grafiklere bakıp çıkacağım” diyenler için manşet enflasyondaki düşüşe bu kez çekirdek enflasyonun da eşlik etmesinin sevindiri olduğunu, enflasyonda zirvelerin görülmüş, faiz artışlarında sonlara gelinmiş olabileceğini söyleyebilirim. Ancak piyasaların sevindiği gibi sonraki ay da faiz indirimleri başlar şeklinde bir iyimserliğin yersiz olduğu kanaatindeyim. Buyrun başlayalım. FED – Temmuz 2023 ABD Federal Rezerv Bankası (FED), politika faizini 26 Temmuz tarihli toplantıda 25 baz puan arttırdı. FED Başkanı…
-
Para Politikası 25
Nisan ayında büyük merkez bankalarının para politikası toplantıları yoktu. Aslında bu aralık, enflasyon başta olmak üzere ekonominin durgunluk riskine karşı diğer göstergeleri izlemek için iyi bir fırsat sundu. Manşet enflasyonun genel olarak düşüş seyrine karşı, çekirdek enflasyondaki yapışkanlık yine çoğu bölgede gözlemlenen bir olgu oldu. Bununla birlikte enerji fiyatlarındaki düşüş üretim maliyetleri üzerindeki baskıyı azaltırken enflasyonun yol açtığı satın alma gücü kaybının talep koşullarını ve şirketlerin kâr marjlarını olumsuz etkilediği de piyasalarda dikkatimi çeken diğer bir gelişmeydi. Dolayısıyla resesyon riskinin giderek arttığı Grafik 1’de yer verdiğim iki önemli göstergeden de okunabilir. 10 yıllık ve 2 yıllık devlet tahvillerinin getiri farkı ve FED’in yakından izlediği 10 yıllık tahvillerle 3 aylık hazine…