• Economy,  Various

    Para Politikası 30

    Aralık ayında önemli merkez bankalarının toplantıları vardı ve yılın son Para Politikası yazısına bu anlamda hepsi katkı sağladılar. Amerika Merkez Bankası (Fed) ardından Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BOE) para politikası faizlerinde bir değişiklik yapmazken pivot işaretini pekiştirdiler. Daha doğrusu bulunduğumuz noktanın zirve olabileceğini ancak faiz indirimi için erken olduğu aktarıldı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise bugün (21/12/2023) gerçekleştirdiği toplantıda para politikası faizini 300 baz puan arttırdı. İzlediğim merkez bankalarının politika faizlerindeki gelişim ve politika faiziyle gerçekleşen enflasyon farklarına bakarak buyrun başlayalım. Aşağıdaki grafikte merkez bankalarının politika faizleriyle yıllık enflasyon arasındaki fark görülmektedir. ABD (mavi), Avrupa Birliği (sarı), İngiltere (kırmızı) ve Türkiye (turkuaz) için 2022 yılına…

  • Economy,  Various

    Parite Kavramı Üzerine

    Günü çevirme telaşı ve alışkanlıkların güçlü etkisi altında çoğu zaman kavramların ne anlama geldiğini düşünmeden ya da ne anlama geldiğini bilsek dahi kabül görerek yanlış yerleşmiş kalıplara karşı çıkmak istemediğimizden çok sayıda sözcüğü hatalı bir şekilde kullanırız. Bu yazıda “parite” kelimesinin ne anlama geldiği, döviz kuru ve çapraz kur kavramları bakımından yeri ile Türkçe ifadelerde bu kelime tercihi ve ifade edilmek istenen şeyin neden hatalı olduğunu düşündüğüme yer vereceğim. Bu çerçevede mevcut kullanım yanında doğru kullanıma örnekler de sunacağım. Diğer yazılarımda olduğu gibi bu tartışmadan da bir sonuç çıkmayacağını biliyorum, ama belki aklında soru işaretleri olanlar için faydası olur. Buyrun önce para politikasının merkezindeki tanımlarla başlayalım. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası,…

  • Economy

    Para Politikası 28

    Ağustos ayında İngiltere Merkez Bankası ve TCMB dışında toplantı yoktu. Ancak TCMB’nin beklenmedik 750 baz puanlık artışı piyasalarda resmin tekrar şekillenmesine neden oldu. Bu konuya yazının devamında geleceğim. Eylül ayı ise tam bir para politikası festivali oldu. Kararlardan söylemlere, şahin karar güvercin söylemden faizi sabit tutarken sert açıklamalara çeşitli tavırlar izledik. Bu yazıda sırasıyla ABD, Avrupa, İngiltere ve Türkiye açısından merkez bankası toplantılarında alınan kararlar, açıklamalar ve mevcut enflasyon faiz oranı ilişkilerine bakacağım. İzlediğim merkez bankalarının politika faizlerindeki gelişime bakarak buyrun başlayalım. FED – Eylül 2023 ABD Federal Rezerv Bankası (Fed), politika faizini 20 Eylül tarihli toplantıda sabit tutarken beklendiği gibi şahin söylemlerle piyasalara yön verdi. Yeni parola: Higher-for-longer (than…

  • Economy

    Para Politikası 26

    Yılın ilk yarısı geride kalırken Haziran ayında merkez bankalarının para politikası toplantıları ve enflasyondaki yapışkanlık beklentileri yeniden şekillendirdi. Her ne kadar daha önceki yazılarımda “FED pivot beklemeyin, veri setinin ve gelişmelerin böylesi bir eylem için ciddi bozulması gerekir.” şeklinde görüşlerimi tekrar etmiş olsam da piyasada beklenti faiz indirimlerinin sırada olduğu şeklindeydi. Oysa enflasyondaki düşüşün yavaşlaması, çekirdek enflasyonun hâlâ katı ve güçlü seyri yanında enerji, gıda fiyatlarındaki riskler merkez bankalarını sert açıklamalara yöneltti. Ancak bir taraftan da zirvenin görülmüş olacağı ve sınırlı artış düşüncesiyle piyasalar bunu da alım fırsatına çevirmekten kaçınmadı. Yazının devamında kararlara bakarız, ancak faiz indirimi için resesyonun sert bir şekilde yaşanması ya da likidite krizinin farklı bir boyutla…

  • Economy

    Para Politikası 25

    Nisan ayında büyük merkez bankalarının para politikası toplantıları yoktu. Aslında bu aralık, enflasyon başta olmak üzere ekonominin durgunluk riskine karşı diğer göstergeleri izlemek için iyi bir fırsat sundu. Manşet enflasyonun genel olarak düşüş seyrine karşı, çekirdek enflasyondaki yapışkanlık yine çoğu bölgede gözlemlenen bir olgu oldu. Bununla birlikte enerji fiyatlarındaki düşüş üretim maliyetleri üzerindeki baskıyı azaltırken enflasyonun yol açtığı satın alma gücü kaybının talep koşullarını ve şirketlerin kâr marjlarını olumsuz etkilediği de piyasalarda dikkatimi çeken diğer bir gelişmeydi. Dolayısıyla resesyon riskinin giderek arttığı Grafik 1’de yer verdiğim iki önemli göstergeden de okunabilir. 10 yıllık ve 2 yıllık devlet tahvillerinin getiri farkı ve FED’in yakından izlediği 10 yıllık tahvillerle 3 aylık hazine…