Book Reviews,  Economy,  Science,  Various

Hayat

Engin GEÇTAN

Ekonomi, finans, jeopolitik hareketliliğin şekillendirdiği iş hayatım bir tarafta; eğitim, okuma ve yoğun hesaplamalara dayanan modellemelerle geçen kişisel çalışmalarım bir tarafta olmak üzere akıp giden yaşamın daha birçok boyutu var ama bu yazıda bunlara değinmeden konuyu sade tutmaya çalışacağım.

Engin Geçtan’ın kitaplarını 2000’li yıllarda okumuş ve hem teknik bilgileri sunuş tarzını hem de okuyucuyu düşündüren örneklerini ve anlatımını beğenmiştim. Uzmanlık alanı klinik psikiyatri olan Prof. Dr. Geçtan ileri düzey eğitimini ABD’de New York ve Columbia Üniversitelerinde tamamlamış, mesleki kitapları yanında kurgusal ve meslek dışı romanlarıyla da geniş kitlelerin ilgisini ve beğenisini kazanmıştır. Kaldı ki Geçtan, bu çalışmaları ve kitapları, günümüzün ilgi çeken davranışsal finans başlığı altında değil, hayatın tam da içinden gözlemleriyle okuyucuya sunmuştur.

Bu hafta sonunda ben de kendisinin Hayat adlı kitabını hem yaşamın değeri ve önemi hem de kısmen finans dünyasına çekebileceğimiz görüşler için tekrar okudum. Bu yazıda da kitaptan alıntılar ve kendi düşüncelerimle bunları paylaşacağım.


Metis Yayınları tarafından ilk basımı 2002 yılında yapılan bu kitap 170 sayfalık hacmi ve akıcı diliyle kolayca okunabilecek bir çalışma. Ancak yazarın referans verdiği çok sayıda kitap ve düşünce akımları sizleri de kütüphanenizdeki diğer kitapları karıştırmaya sevk ederse zaman mefhumu olmayan uzun bir okumaya da dönüşebilecek bir süreç hakkında sizleri baştan uyarmalıyım. Zaten kitabın temel fikri de sonuçlara değil, süreçlere odaklanmak olduğu için belki de böylesi daha uygun bir yaklaşım olur. Uzun vadeli yatırım yerine dakikalık ve saatlik zaman dilimlerinde yüksek stresle para kazanma hırsının bir yansımasına gönderme olabilecek bu düşünceyi yazarın kaleminden aktarayım:

“Büyük kent insanının sık kullandığı uyuşturuculardan biri de hız. Aynı şey, telaşsız da aynı sürede yapılabilir, üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden Ama hız, insanın içindeki boşlukla yüzleşmemesi için çağdaş normların da pekiştirdiği ve uyuşturucu niteliği kazandığında yavaşlatılması zor bir araç.

Ancak yaşantılarımıza dikkatle bakıldığında, pek çok şeyi, saati ayarlamış olduğumuz zamanda değil de ‘eşref saati’ geldiğinde gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz.”



Elbette hayatın özüne yönelik yazılmış bu değerli satırları finans ve borsalar gibi ikincil alanlara çekmek çok sınırlayıcı olur, ama bu fikirlerin diğer alanlara uygulanmaması için de bir engel yok. Kaldı ki hız peşinde koşarak kime karşı üstünlük sağlayabilme çabası içinde olduğumuzu hatırlamak için de Michael Lewis’in Hızlı Çocuklar adlı kitabını mutlaka okumanızı öneririm.


Kitapta; başarı, uygarlık, kültürel farklılıklar, güzellik, persona ve gölgeler gibi kelimeler derin anlamlarıyla işlenirken narsist ilişkiler, parasal konulardaki değişim ve kişinin içsel yaşantısının dışa vurumundaki ayrışmalar da son derece açık, sade ve anlaşılır bir şekilde işleniyor. İlk bölümde kuantum fizik teması ve yoğun referanslar belki ilk girişi zor tutsa da sonradan yakalanan frekansın keyifli ve öğretici bir okumaya dönüşeceği kanaatindeyim. Yıllar önce aldığım notlar ve bu okumada farklı düşündüğüm yerler olduğu gibi hiç değişmediğini düşündüğüm yönler de bulduğumu söyleyebilirim.


Özellikle disiplin ve katılık konusundaki ayrımın değişmeyen, fakat giderek gelişen bir yön olduğunu hissettim. Bununla birlikte “olmak” ve “yapmak” olarak vurgulanan düşüncenin, yine geçmişte beğenerek okuduğum, ünlü psikanalist, sosyolog, Erich Fromm’un “Haben oder Sein” kitabını hatırlattığı için daha değerli olduğu görüşündeyim. İster yatırım ister alım satım işlemleri için de disiplinin son derece anahtar ve temel bir rolü olduğunu iddia ediyorum. Sözde herkesin katılabileceği bu önermeninse uygulamada o kadar kolay yerine getirilemeyeceğini belirtmek isterim.

Neler için mücadele etmeye değer olduğu ve enerjimizi neye harcamamız gerektiği gibi konular yanında uygarlık tarihindeki devinim açısından da beğendiğim bir iki cümleyi ekleyeyim:

“Fırtına çıktığında onun yönünü değiştirmek için savaşmaya kalkacağım yerde, fırtınanın beni götürdüğü yerde savaşmış olmalıydım.”

“Çoğu zaman, sorunlu bir durumdan yakınarak dolaşıldığında sarf edilen enerji ve zaman, ona ‘uygulanabilir’ bir çözüm bulmak için çaba arandığında sarf edilen enerji ve zamandan fazla oluyor.”

“Konuşmanın insanı, tarımın uygarlığı başlatması gibi ateş de sanayii yarattı. Gerçi ateş insan icadı değildi, ama insan onu binlerce çeşitli yolda kullanmayı başardı.”



Son olarak bir de Amerika yerlisi Lumbee Kabilesi referansıyla verilen güzel bir sözle notlarımı toparlayayım:

“Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Oysa bilgi mazidir, hikmet ise gelecek.”

Gerçekten de sayısız veri kaynağı ve yığını içinden anlamlı bir sınıflandırma sonrası bilgi şeklinde aldığımız ve işimizi, hayatımızı kolaylaştırması beklenen girdiler, eskisine göre kolay ve muazzam büyüklükte olsa da bununla birlikte gelen çöp şeklindeki yanlı, yanlış hatta manipülatif bilgi yığını içinden işe yarar bir set oluşturmak ayrı bir meziyet oldu. Bunu tecrübeyle işleyerek geleceğe yönelik bir bakış açısı oluşturmaksa apayrı bir konu. Bu nedenle finansal piyasalarda işlem yaparken bilginin önemini yadsımamakla birlikte kişinin şüpheci bir yaklaşımla ve kendi doğruları çerçevesinde bunlara yaklaşması gerektiğine inanıyorum.

Yılın geri kalanı için yoğun ve teknik çalışmalarla geçecek bir planım var, ancak hayat ne getirir bilinmez ve Geçtan’ın bu kitabını okumak iyi bir ara oldu. Belki diğer çalışmalarına da yer verme şansım olur. Daha popüler ve yakın tarihli çalışmalara bakmak isterseniz de şu kitapları önerebilirim:



Same as Ever
Paranın Psikolojisi
The Almanack of Naval RAVIKANT

Keyifli okumalar dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 13.04.2024



Hayat – Engin GEÇTAN, Metis Yayınları, İstanbul, Dokuzuncu Basım, Temmuz 2008.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *