Küresel Ekonomi Tarihi
Yoğun gündem ve şirket incelemeleri arasında, Robert C. Allen’ın Küresel Ekonomi Tarihi adlı kitabını da bu fikirden yola çıkarak okudum. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Hande Koçak Cimitoğlu çevirisiyle okurlara Türkçe olarak sunulan bu çalışma doğrudan yukarıda belirttiğim sorulara yanıt getirmiyor. Zaten orijinali 2011 yılında yayımlanmış bir çalışmayı okumaya başlarken böyle bir beklentim de yoktu. Ancak olaylardan ziyade olguları anlamak için iyi bir başlangıç olduğunu belirtmem gerekir.
Büyük Iraksama başlığıyla okuyucu daha ilk satırdan itibaren, doğrudan çalışma sorusuna yönlendiriliyor. Ekonomistler milletlerin zenginliğinin mahiyeti ve nedenleriyle ilgilenirken ekonomi tarihçileri de bu nedenleri tarihsel değişimin dinamiği üzerinden incelerler. “Neden bazı ülkeler zenginken bazıları yoksuldur?” şeklindeki temel soru son elli yılda, “Endüstri Devrimi neden Fransa’da değil de İngiltere’de gerçekleşti?” benzeri sorulara dönüşmüştür.
Son beş yüz yılı üç döneme ayırarak bu soruya yanıt bulma girişimi başarılı bir kurguyla devam ediyor. Öne sürülen savlar da verilerle desteklenerek yanıtlara dönüştürülüyor. Tabi bu verilerin grafiklerle desteklenmesi de ayrıca değerli olmuş. Yanıtlara katılır, bunları geliştiren düşünceler üretebilir ya da hiç katılmayabiliriz, ama belki de kitapta en çok hoşuma giden yönlerden biri yazarın (bence) doğru soruları sormasıydı.
– Bazı ülkelerin nasıl zenginleştiğini öğrenmeden önce ne zaman zenginleştiklerini tespit etmemiz gerekiyor.
Reel ücretler, sadece kişilerin yaşam standardıyla ilişkili bir değişken olarak değil, modern endüstrinin yayılımı açısından da önemli bir belirleyici olarak görülmesi aslında soruların çoğunu da yanıtlayan bir temel oluşturmaktadır. Tabi bunu destekleyen coğrafi, kültürel ve teknolojik değişimleri de denkleme katınca büyük resim biraz daha netleşmektedir. Batı’nın ve zenginlerin yükselişinden dünyanın geri kalanındaki değişime konular başarılı bir şekilde işleniyor. Nüfus, iklim, jeopolitik riskler ve toplum yapısı gibi daha birçok neden de sisteme eklenince neden bazı ülkelerin sermaye yoğun yöntemlerle iş gücü tasarrufu sağlarken diğerlerinin bununla rekabet edemediğini; karşılaştırmalı üstünlükler teorisinin üretim kalıplarını nasıl şekillendirdiğini; kölelik, sömürgecilik ve ticaretin ulusların zenginliğine ne gibi etkileri olduğunu düşündüren bir kitap. Robert C. Allen’in bu çalışmasını, kısaca özetlediğim bu konulara ilgi duyan herkes için mutlaka okunması gereken bir kitap olarak önerebilirim.
Yakın geçmişte Japonya ve Güney Kore’nin nasıl gelişmiş ekonomileri yakaladığı, Sovyet modelinin neden başarılı olup nerelerde eksik kaldığı, Latin Amerika ve Afrika’nın bu kapsamda neden bir üst sınıfa geçemediği benzer şekilde sade bir şekilde ele alınmış. Zaten 150 sayfalık bir hacme sahip bir kitaptan tüm bu sorulara detaylı çözümlemeler getirmesini de beklememek gerekir. Dili akıcı olan kitapta yazım hataları, düzeltme işareti ve büyük/küçük harf kullanımı gibi sorunlar olsa da bunların sonraki basımlarda düzeltilebileceğine inanıyorum. İngilizce özgün metinle doğrudan bir karşılaştırma yapmadığım için çeviri üzerine detaylı bir yorum yapmayacağım, ancak (endüstri, kolonyal, plantasyon, pazar ki burada piyasa olmalı) ve benzeri kelime tercihleri günlük konuşmada yaygın olarak kullanılabilse de şahsen yazılı metinlerde Türkçe kelimeleri tercih ediyorum. Teknik terimler ve bazı cümle kurgularındaki sıkıntılar nedeniyle de katılmadığım yönler mevcut. İmkânı olanların yine özgün metni okumaları, genel önerim. Cümle kurgusu sorunlarına bir örnek:
Sayfa 69: “Hacıları taşıyan geminin 1620’de Massachusetts’e yanaşmasını 1617 – 1619 salgını izledi.“
Burada tarihlerde bir yazım hatası olabileceği gibi çeviride bir zaman kayması da olabilir. Bir olayı izleyen başka bir olay tarihsel olarak sıkıntılı.
Kitaptan birkaç alıntı sunarak keyifli okumalar dilerim.
– Eric Hobsbawm herkesin bildiği üzere şöyle yazmıştı: “Endüstri Devrimi diyen aslında pamuk diyordur.” Pamuk eğirmede mekanizasyona gidilmesini teşvik eden şey uluslararası rekabetti. Ücretler İngiltere’de öyle yüksekti ki kaba kumaşlar konusunda Hindistan’la rekabet etmek tamamen imkânsızdı. 1750’de Bengal yılda 85 milyon pound (454 gram) pamuk eğirirken Britanya ancak 3 milyona çıkabiliyordu.
– 18. yüzyılın ortasında İngiltere’de sermayeye göre emek Avrupa kıtasındakinden %60 daha pahalıydı. Ücret ve fiyatlardaki bu farkların bir neticesi olarak Ingiltere’deki işletmeler ucuz enerji ve sermayenin kullanımını arttırıp pahalı emekten tasarruf eden teknolojiyi kullanmayı kârlı buluyordu
Ergun UNUTMAZ, 16.05.2023
Benzer konularda daha önce blogda yorumlarımı paylaştığım kitaplardan bazıları için bağlantılar:
Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi Dr. Mahfi EĞİLMEZ’in kaleme aldığı ve akıcı içeriğiyle değerli bir çalışmadır.
Tüfek, Mikrop ve Çelik ise Jared DIAMOND’un “İnsanlar neden farklı kıtalarda farklı hızda gelişti ve çağdaş dünyadaki eşitsizliklerin kaynağı nedir?” sorusuna getirdiği yaklaşımla mutlaka okunmalıdır.
Küresel Ekonomi Tarihi – Robert C. ALLEN, (Global Economic History – A Very Short Introduction) Çeviri Hande Koçak CİMİTOĞLU, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Birinci Basım, Şubat 2022.
3 Comments
Thuotte
An interesting discussion is worth comment. I think that you should write more on this topic, it might not be a taboo subject but generally people are not enough to speak on such topics. To the next. Cheers
Ergun UNUTMAZ
Thanks.
Deranick
Very neat blog article.