Economy

Piyasalardaki Gelişmeler 2022/2

2022 Yılı İlk Yarı Değerlendirmesi


Ekonomi, Politika ve Strateji konularını kendi adıma yakından takip ederek finansal yatırımlarımı ve portföyümü yönetirken bu alanlardaki gelişmeleri, etkin bir şekilde işlemlerime yansıtmaya çalışıyorum. Bu nedenle düzenli olarak notlar alıyor, zaman zaman bunları sizlerle de paylaşıyorum. Yılın ilk altı ayını geride bıraktığımız bu haftada aslında yazacak ve üzerine konuşulacak çok konu var, ama bunun yerine grafikler ve bu grafiklere ilişkin kısa açıklamalarla gidelim.



Şekil 1: Piyasalarda ilk altı ayın bilançosu
Kaynak: Bloomberg

Şekil 1’de seçilmiş bazı yatırım araçlarının ilk altı aylık karnesine bakarsak durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir. ABD borsalarını temsil etmek üzere S&P 500 Endeksi 1970 yılından beri en kötü ilk yarıyı; kripto paralar açısından fikir vermesi için Bitcoin son 10 yılın en kötü çeyreğini; metaller başta olmak üzere emtia cephesi 2008 yılından beri en kötü çeyreği ve son olarak para birimlerini temsilen Japon yeni de değer kaybı ile rekor sayılabilecek sınırlara ulaşmıştır. İşin daha vahim yönüyse bu gelişmeler ABD’ye özgü olmayıp küresel ölçekte hissedilmektedir.

Bu durumun nedenleri sosyo-ekonomik ve jeopolitik gelişmelerde aranmalıdır. 2020 yılında Covid-19 ve ardından enflasyon cephesindeki bozulma, tedarik zinciri sorunları ve Ukrayna’nın işgali nedeniyle enerji kaynakları ve gıda ürünlerindeki darboğazlar ile diğer sıkıntılar piyasalarda yüksek oynaklıklara yol açmıştır. Son olarak da merkez bankalarının faiz artışlarına gitmesi ve ekonomik daralmaya ilişkin beklentiler talep cephesini etkilemektedir. Bu yazı gerekçeleri tartışmak için değil, son durumun resmini ortaya koymak içindir, ancak ilgilenenler aşağıda bağlantıları eklediğim önceki yazılarımdan bazılarına bakabilirler:

1) Enflasyon Dinamikleri Üzerine
2) Avrupa Merkez Bankası – Finansal İstikrar Değerlendirme Raporu
3) Analiz Yöntemleri ve Ayı Piyasaları
4) BIST ve Ayı Piyasaları

Grafik 1: Bitcoin’deki düşüş
Kaynak: Bloomberg


Kripto paralar zaten kamplaşmanın yaşandığı ve yatırım için uygun olup olmadığı uzun süredir tartışılan bir konu. Bütünsel salgın sonrası merkezi olmayan yapılara ve dijital paralara artan ilgi yanından kısa yoldan zengin olma hayallerinin de etkisiyle spekülatif olarak değerlendirilebilecek bu araçların müthiş getiriler sağladığı da ortada. Ancak gelinen noktada yaşanan sert düşüşler birçok kişiyi geri dönülemez kayıplarla yüz yüze bırakmıştır. Grafik 1’de Bitcoin‘in 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 59’luk düşüşü geçmiş çeyreklerle karşılaştırılmaktadır. Görüldüğü üzere son on yılın en kötü performansı tablonun son sütununda 2011 yılının üçüncü çeyrek değerine yakınsamaktadır.


Grafik 2: Emtia Rallisi
Kaynak: Bloomberg


Emtia açısından da durum pek farklı değildir. 2020 yılının Mart ayındaki kırılma ile tekrar aynı yerdeyiz. Küresel ekonominin durduğu bir aralıkla şimdiki durum farklı olsa da beklentilerdeki bozulma, talep cephesindeki resesyon endişeleri ve tedarik zincirlerindeki sıkıntılar, değerli metaller ve üretimin temel girdisi olan ham maddelerin fiyatlarında yüzde 13’e varan düşüş getirmiştir. Resme bütünlük içinde bakmak isteyenlerin özellikle bakır fiyatlarındaki gelişmeleri dikkate almasında fayda olabilir.


Grafik 3: Hisse Senetleri ve Tahviller
Kaynak: Bloomberg


Hisse senetleri ve tahviller aslında son derece önemli bir konu. Hatta 60-40 portföyü şeklinde adlandırılan stratejideki bozulmalara farklı ortamlarda dikkat çekmiştim. Normalde bu iki yatırım aracı arasında uzun vadeli korelasyonlar dikkate alındığında dengeli bir portföy kurma stratejisi en üst düzeyde uygulanan ve önerilen bir stratejidir. Ancak paradigma değişiklikleri nedeniyle bazı dönemlerde işleyiş farklılaşmaktadır. Grafik 3’te Bloomberg Küresel Tahvil Endeksi ve MSCI Tüm Ülkeler Hisse Senetleri Endeksinden oluşan veriler incelendiğinde 90’lı yıllardan beri en kötü ilk yarı performansının görüldüğü anlaşılmaktadır.

Grafik 4: Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı
Kaynak: TradingView verileriyle Ergun UNUTMAZ


31 Aralık 2019 kapanış verilerini baz alarak oluşturduğum ve düzenli bir şekilde takip ettiğim bir diğer araç da önemli hisse senetleri piyasası endekslerine ait olan yukarıdaki grafiktir. Grafik 4’te ABD’den üç endeks NASDAQ (mavi), S&P 500 (pembe) ve Dow Jones Industrial (gri) şeklindedir. Her üç endeksin de gelişimi 2020 Mart çöküşü ve ikinci, üçüncü dalgalarda benzerlik taşımaktadır. 2021 yılının Kasım – Aralık ayları ise yükselişin zirvesi olmuştur. Örnek olacak şekilde NASDAQ’ın 122,92’lik son değerinin, dönem başına göre yüzde 23’e yakın bir artış şeklinde yorumlanması gerektiğini belirtebilirim.

Diğer üç endeks de aslında yukarıda sayılan dönüm noktalarında benzerlikler gösterse de burada dikkat edilmesi gereken ikinci bir unsur vardır. Bu unsur, söz konusu üç endeksin de dolar dışındaki para birimlerinden oluşmasıdır. DAX (kırmızı) avro, Nikkei 225 (sarı) Japon yeni ve BIST 100 (turkuaz) Türk lirası ile işlem gören endekslerdir. Dolayısıyla bunları ilgili tarihin kurlarıyla dolara dönüştürdüm. Her üç endeksin de referans çizgisi olan 100 değerinin altında olması aslında bu piyasa endekslerinin dolar bazında kayıpta olduğunu göstermektedir. Şunu hemen belirtmek gerekir ki BIST 100 Endeksinin iki buçuk yıllık dönemde, Türk lirası bazında yüzde 109,61’lik bir getiri sağlayarak anaparayı ikiye katlamıştır. Ancak aynı dönemde yüksek seyreden enflasyonun bu getiriyi erittiği açıktır.

Grafik 5: Seçilmiş Para Birimlerinin Performansı
Kaynak: TradingView verileriyle Ergun UNUTMAZ


Döviz kurlarından konu açılmışken Grafik 5 de seçilmiş altı para birimindeki gelişmeleri benzer şekilde yansıtmaktadır. Türk lirası için yukarıda kaldığımız yerden devam edersek son iki buçuk yıl içinde 1 USD karşılığı TRY değerinin 5,9470’ten 16,6821’e yükselmesi Türk lirasının bu dönemde yüzde 64,35 oranında değer kaybetmiş olduğu anlamına gelmektedir. Grafikte yer alan TRYUSD için 35,65 değeri işte bu durumu göstermektedir. Diğer taraftan, 31 Aralık 2019’da 100.000 dolar sermayesi ile Türk lirası alan ve hemen BIST 100 Endeksine yatırım yapan bir kişinin yukarıda belirtildiği üzere dönem sonundaki yüzde 109’luk kazancına rağmen yatırımlarını kapatıp Haziran sonu döviz kuru üzerinden birikimini dolara çevirmesi ise 100.000 dolarlık sermayenin, elde edilen getiriyle birlikte artık sadece 74.724 dolar etmesi demektir.

Yeşil çizgiyle gösterilen DXY Endeksinin 108,27 değerine ulaşması ise son iki buçuk yılda yüzde 8,27’lik bir değer artışına işaret etmektedir. Güçlenen dolara karşı diğer para birimlerindeki ayrışma da grafikten görülmektedir. Japon yenindeki değer kayıpları da ayrı bir yazıda incelenebilecek niteliktedir. Ancak uzun yıllar ekonomik küçülmeden bir türlü çıkamamış bir ekonominin koşullarının farklı olduğunu da unutmamak gerekir.


SONUÇ ve BEKLENTİLER


Bütünsel salgının yol açtığı duruş, tedarik zinciri sorunları ve uzun zamana yayılan parasal genişlemelerin etkisiyle başlayan süreçte, enflasyondaki yükseliş, arz cephesindeki aksamalar, değişen tüketim kalıpları, gıda başta olmak üzere bazı ürünlerin kıtlığı ya da iklimsel sorunlar kaynaklı fiyat artışı ile Ukrayna’nın işgalinin getirdiği enerji ve ham madde fiyatlarındaki artışlar bugün bulunduğumuz noktaya gelmeden önceki yolu oluşturan taşlardır.

2020 yılındaki yüksek kârlar 2021 yılında yerini dikkatli olmaya bırakırken 2022 yılı profesyonellerin ve milyon dolarlık para yöneticilerinin dahi sıkıntılı durumlara düşebildiği bir tablo oluşturmaktadır. Uzun vadeli yatırım yapanlar için her ne kadar düşük fiyatlar iyi bir alım fırsatı olarak görülebilse de olası alım işlemlerinin temkinli ve bir plan dâhilinde yapılması son derece önemlidir. Çünkü düşüşlerin devam etme olasılığı yanında çıkışların “V” tipi yerine bu kez “J” şeklinde zamana yayılma potansiyeli daha yüksektir. İşin alım satım tarafında olanlar içinse riskler ve yüksek oynaklık koşulları devam etmektedir. Bu iyi bir fırsat olduğu kadar kaldıraç ve krediyle yapılan işlemlerde ciddi sıkıntıların oluşmasını sağlayabilecek gelişmeler de her zaman akılda tutulmalıdır.

Herkese başarılar ve iyi bir ikinci yarı yıl dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 01.07.2022


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *