Economy,  Stock Analysis,  Various

Piyasa Analizleri 24 08

Ağustos 2024


Küresel portföy yönetimi açısından farklı ülkelere uzun vadeli yatırım yapıyor aynı zamanda kısa vadeli alım satım işlemlerim için de borsa endeksleri, döviz kurları ve sabit getirili menkul kıymetlerden oluşan geniş bir veri setinden seçtiğim piyasaları yakından izliyorum. Bu yazı başlığında da geçen ay piyasalardaki gelişmeleri yorumlayarak önümüzdeki aylara ilişkin beklentilerimi paylaşıyorum.


1 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Aylık Görünüm)


Temel olarak dört farklı ülkeden, altı farklı endeksi izliyorum. Bunlar: Amerika Birleşik Devletleri açısından S&P 500 (SPX), Nasdaq (IXIC) ve Dow Jones Industrial Average (DJI); Japonya için Nikkei 225 (NI225); Almanya için DAX (DAX) ve Türkiye için de BIST 100 (XU100) endeksleridir.

Bu endekslerin performansını öncelikle aylık verilerle kontrol ediyorum. İkinci aşamadaysa 31 Aralık 2019 tarihli kapanışları baz olarak aldığım standardize edilmiş ve karşılaştımalı bir analiz yürütüyorum.



Grafik 1’de bu altı endeksin, kendi para birimleri üzerinden, Ağustos ayı performansları yer almaktadır.

BIST 100 Endeksi, Ağustos ayını yüzde 7,57’lik düşüşle kapatırken diğer piyasalardaki geri çekilmeler ay sonunda telafi edilerek pozitif getiri bile sağlamıştır. Kendi para birimi cinsinden ekside kalan diğer bir endeks yüzde 1,16 ile Japonya Nikkei 225’tir.

Grafik 1: Seçilmiş endekslerin getirileri
(Kendi para birimleri üzerinden)


Para birimi yanılgısına düşmemek için Grafik 2’de dolar bazında bir dönüşümle, seçilmiş endekslerin performanslarını sunuyorum.

Türk lirasındaki değer kaybıyla birlikte BIST 100 Endeksindeki kayıp dolar bazında daha da artmış, eksi yüzde 10,08’e ulaşmıştır. Nikkei 225 Endeksindeki getiriyse yenin değer kazanmasıyla birlikte eksiden artıya geçerek yüzde 1,40’a dönmüştür. DAX Endeksiyse dolar bazında yüzde 4,22 ile Ağustos ayı lideridir. BIST açısından negatif ayrışma daha önceki aylarda belirttiğim şekilde yüksek gerçekleşmiştir.

Grafik 2: Seçilmiş endekslerin getirileri
(ABD doları üzerinden)

Grafik 3’teyse izlediğim para birimlerinin ABD dolarına göre aylık değişimleri ve DXY Endeksi görülüyor. DXY Endeksi (yeşil) Ağustos ayında yüzde 2,19’luk değer kaybı göstermiştir. Diğer tüm para birimleri bu süreçte değer kazanırken Türk lirası yüzde 2,72 değer kaybı yaşamıştır. “Carry trade” işlemini çantada keklik şeklinde düşünenler umarım bunun öyle basit olmadığını anlamışlardır. Döviz kurlarındaki değişimler borsa endekslerinin getirilerini yukarıda gösterdiğim gibi doğrudan etkilemektedir.

Grafik 3: DXY Endeksi ve döviz kurlarındaki hareket

2 – Seçilmiş Borsa Endekslerinin Performansı (Yıllık Görünüm)


Kendi para birimi üzerinden incelediğimizde BIST Endeksi’nin Ağustos ayı sonunda, 31 Aralık 2019 kapanış fiyatına göre değerini yaklaşık 8 kata çıkardığını ve böylece 7 kat (%756,90) getiri sağladığını görürüz. Diğer endeksler %42,70 ila %97,42 arasında kazanç sunarken BIST’in bu performansı göz kamaştırıcıdır. Bu doğru olmakla birlikte tabi ki gerçekçi değildir, bir yanılsamadır.

Çünkü söz konusu endekslerin hepsi ABD doları bazında değildir ve döviz kuru farklılıkları fiyatlara yansımamıştır! Bu da getirilerin yanıltıcı olmasına yol açmaktadır ve yukarıda aylık performansta görüldüğü gibi kurlarındaki değişimin dikkate alınması gerekmektedir.


Grafik 4’te bu soruna yönelik olarak uyguladığım dönüşüm sonrası durum görülmektedir. ABD dışındaki piyasaların para birimini endekslerle aynı tarihlerdeki dolar kuru üzerinden düzelterek baz dönem üzerinden verileri tekrar hesapladım.

BIST Endeksi tüm dönemlerde en çok kazandıran borsa değildir!

Grafik 4: Seçilmiş endekslerin baz yılı ve USD üzerinden performansları

Bununla birlikte, BIST açısından 2022 Eylül sonrasında en alttan en yukarı doğru çıkan seyir son derece başarılıdır. Özellikle de diğer piyasalar düşerken. 2023 yılı ise genel olarak diğer piyasalarla birlikte pozitifken Türk lirasındaki değer kaybı getirileri önemli oranda düşürmüştür. Buna rağmen 2024 yılı, Mayıs ayı sonunda, baz döneme göre 167,52 seviyesine yükselen BIST Endeksi sıralamada ikinci sırada yer almıştır. Ancak Haziran sonrasındaki düşüşlerle BIST için Ağustos ayında dolar bazında getiri %49,75’e kadar çekilmiştir. Dolar bazında getiri şampiyonu endeks, teknoloji hisselerinin rüzgarını arkasına alan Nasdaq Endeksi olup getiri yüzde 97,42’dir. İkinci sırada yüzde 75,35 ile S&P 500 Endeksi gelirken BIST üçüncü sıraya gerilemiştir. Diğer endekslerse baz döneme göre, dolar bazında yüzde 22,66 ila yüzde 46,03’e uzanan bir aralıkta getiri sunmuştur. Referans noktasının altında kapanış gerçekleştiren endeks bulunmamaktadır.

Ağustos ayı sonunda nominal ve dolar bazında BIST 100 Endeksi 288,97’lik ay sonu kapanışıyla 325,08’lik (ay sonu kapanışıyla) inceleme dönemi zirvesinin altındadır. Türk lirası olarak baktığımızdaysa yıl başına göre yüzde 31,63’lük getiri, yüksek enflasyon oranı göz önüne alındığında reel getiri açısından yatırımcıları mutlu edememektedir.



Döviz kurları peki uzun dönemde nasıl bir rol oynamıştır?

BIST’in sunduğu yüzde 756,90’lık getiri gerçek değil midir?

Türk lirası bazındaki bu kazanç neden yanıltıcıdır?

Grafik 5: Seçilmiş döviz kurlarının baz yılı üzerinden performansları


DXY Endeksi bütünsel salgından beri yine ay sonu kapanış verileriyle; en düşük 89,68 en yüksek olarak da 112,1730 seviyelerini gördükten sonra Ağustos ayını 101,7320 seviyesinden kapatmıştır. ABD doları geçen ay değer kaybederken Türk lirası hariç diğer tüm para birimleri değer kazanmıştır. Avro, ayı 1,1045 seviyesinde tamamlarken Türk lirası 34,0287 seviyesinde kapanış gerçekleştirmiştir. Aylık değişimleri Grafik 3’te sunduğum için şimdi piyasa kapanış seviyelerini kenara koyarak Grafik 5’te gösterdiğim baz döneme göre değişimlere bakalım.

Baz döneme göre DXY Endeksi 105,16 ile yüzde 5,16’lık bir değer artışını yansıtmaktadır. Türk lirası söz konusu dönemde yüzde 82,52 oranında değer kaybetmiştir. Başka bir deyişle yurt dışından döviz getirerek Türk lirası varlıklarda kazanç elde eden yatırımcılar dönem sonunda bunları tekrar dövize çevirdiğinde o yüksek getirilerin önemli bir bölümünün kaybolduğu gerçeği ile karşılaşmıştır. Son dönemde Türk lirasının değer kazanması ve “carry trade” sürecinin tekrar başlaması profesyoneller için bazı dönemlerde başarı sağlasa da riskler daha önceki yazılarımda da değindiğim bilgilerle birlikte düşünülmelidir.

Türk lirası üzerinden elde edilen yüksek kazançlarsa bu nedenle bir yanılsamadır. Yanılsama, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının bu getirinin büyük kısmını geri almasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yurt içinde enflasyona, yurt dışı piyasalara yatırım yapıyorsanız da enflasyon yanında döviz kuru riskine de dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu genel ilke sadece Türkiye için değil, Japonya’da yaşanan dalgalanma ile tüm piyasalar için geçerlidir. Zaten Japon yenindeki değer kaybı da BOJ’un faiz arttırımı ve şahin açıklamalarıyla değer artışına dönmektedir.


BIST Endeksi oynaklığı yüksek bir seyir sergilemektedir. Bir ay aşırı pozitif diğer bir aysa aşırı negatif hareket etmektedir. Spekülatif eğilimler ve riskler ülke kredi notuyla anlamlı bir bütünlük taşıyarak bu tür piyasalarda yaygın bir şekilde görülebilir. Yatırımcılar ve kısa vadeli işlemler yapanlar açısından uçlarda, heyecanlı bir portföy kulağa hoş gelse de riskler iyi yönetilmelidir. Bununla birlikte yatırımı sadece endeks getirisi şeklinde de yorumlamamak gerekir, bu bir göstergedir. Bütünsel salgın döneminde düşük fiyattan aldığım ve zaman içerisinde ilaveler yaptığım hisse senetlerinin bazılarının getirileri dolar bazında katlanarak artış göstermiştir. Temettülerse ilave bir getiri yaratmıştır. Bunu da not etmekte fayda var.


3 – Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin Performansı


Buraya kadar seçilmiş endekslerin getirilerine, baz yılı üzerinden performanslarına ve dolar bazında dönüşümle karşılaştırmalı kazançlara odaklandık. Bu yazıda yer veremesem de enflasyon verilerini de dikkate alarak reel kazançları izliyor, iyi bir portföy yönetiminin bazı unsurlarını paylaşıyorum.

Şimdi de bono ve tahvil piyasası açısından ABD’de, sırasıyla 3 aylık, 2 yıllık ve 10 yıllık sabit getirili menkul kıymetlerin getirilerine bakalım:

Grafik 6: ABD – Hazine Bonosu, Devlet Tahvili Getirileri ve Enflasyon


Grafik 6’da ABD için uzun bir zaman dilimi dikkate alınarak bono, tahvil getirileri yanında yıllık enflasyon oranı yer almaktadır. 3 aylık Hazine Bonosu getirisi (sarı) Ağustos ayı sonunda yüzde 5,105’e gerilerken 2 yıllık Devlet Tahvili (siyah) yüzde 3,921 getiri sunmakta ve 10 yıllık tahvillerin (mavi) getirisi ise yüzde 3,907 şeklindedir. Yıllık enflasyonunun (kırmızı) ABD’de, yüzde 8,93 ile zirve yapmış olduğunu düşünürsek ortalama yüzde 2,00’lik hedefe ulaşmak giderek mümkün görünmektedir. Ancak bu zamana yayılacaktır. Önümüzdeki toplantıda 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapılacağını düşünüyor ve hafif bir resesyonu muhtemel görüyorum.

Grafiğin alt tarafındaki gri sütunlardaysa reel getirileri 3 aylık hazine bonosunun geçmiş verisini yıllıklandırarak ve gerçekleşen son üç ayın enflasyon verileriyle hesapladım. Enflasyondaki düşüş süreci pozitif getiri üretmekte başarı sağlamıştır.

Her ne kadar artık bu sayfada yer vermesem de Almanya, Birleşik Krallık ve Türkiye için de bono, tahvil piyasasındaki gelişmelerle resesyon göstergelerini grafiklerle izliyor, değişiklikleri portföy ayarlamalarında dikkate alıyorum. Bu yazıda geçen konulara ilişkin çok daha fazla veri ve grafikler için X üzerindeki İngilizce akışı da inceleyebilirsiniz.

Herkese iyi bir Eylül ayı dilerim.

Ergun UNUTMAZ, 03.09.2024


UYARI

Uzun vadeli portföyüme ek olarak döngüsel trendlere uygun olduğunu düşündüğüm orta vadeli ve alım satıma yönelik olarak da kısa vadeli işlem, öngörüler ve yorumlar sadece kendime notlar olup herkes için uygun değildir. Buradaki fikirler tamamen kendi portföy maliyet yapıma ve risk-getiri beklentilerime göre şekillenmektedir. Yatırım kararlarınız için lütfen yetkili yatırım danışmanınıza başvurun ya da kendi durumunuza uygun tercihlerde bulunun.

Yatırım işi ciddi bir altyapı, birikim ve tecrübe gerektirmekte olup piyasalardaki değerler önceden bilinemez.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *